Dünyanın nüfusu arttıkça kitap okuma oranı da aynı şekilde düşüyor. Yeni neslin kitaplarla arası pek fazla yok. Okudukları kitapların çoğunu zorunda oldukları için okuyorlar. İstisnalar elbette vardır. Ama genel itibariyle durum böyle.
Dünyanın temeli bu nesil ile birlikte, teknolojiye bağlı olarak değişiyor. Alışkanlıklarımız raflara kaldırıp, yeni alışkanlıklar kazanıyoruz. Bu yeni alışkanlıklara ise insanlar çok hızlı bir şekilde ayak uyduruyorlar.
Evrenin küçük bir kasabası olan dünyada işler böyle devam ederken insanların okuma gibi altın değerine sahip olan alışkanlıklarını, hiç hissetmedikleri ama sürekli uyguladıkları üşengeçlikleriyle yıktıkları bir gerçek. Şu anda hala (kitap ile sınırlamayın) okuma eylemi varsa şükretmeliyiz. İleride, çok uzak değil, yaklaşık 20-30 yıl sonra (belki daha az) okuma denen kavram en alt seviyeye düşecek. Her zaman olacak, kitap okunacak, fakat inebileceğinin en alt seviyesine inecek.
Bir rajon
Sosyal yaşamın bir rajonuda, eğer bir şey gidiyorsa yerini başka bir şey mutlaka doldurur. Bu cümleyi biraz daha açacak olursak; hayatımızdan bir şey eksilmişse, eksikliğini hissetmemek için onnun yerini acısıyla tatlısıyla bir şeyle doldururuz. Bunu yaparak onun eksikliğini unutmuş oluruz ve aynı zamanda yeni bir alışkanlık kazanırız. Hayatta tabiki de eksikliğini hissedeceğimiz, unutamayacağımız, yeri dolmayacak şeyler de var. Ama bunlar da istisna sınıfına giriyor.
Okumada üşengeçlik yaparak, çoğu şeyden habersiz kalıyoruz. Bu da cehalete kapı aralıyor. Eğer bir toplumda bulunan bireyler, okuma üşengeçliğini gösteriyorsa, bu problemi çözmüyor ve okunması gereken şeyler okunmuyorsa, çözümü yayıncıların bulması ve uygulaması gerekiyor. Önemli olan, acil olan, bireyin ilgi alanına giren kısa yazılar okunur. Fakat çoğu zaman bir yazının uzunluğuna bakılıyor. Uzun yazının değeri ne olursa olsun okunma oranı düşüyor.
Sesli okunmaya başlandı!
Yaklaşık 7-8 aydır hayatta olan güzel bir uygulama var. İntenernette ilk online gazete olma ünvanını taşıyan Zaman Gazetesi şimdi ise internet yayıncılığında -şu anlık- köşe yazılarının bazılarını sesli olarak dinleme fırsatı sunuyor. Yanlış anlaşılmasın. Bu reklam değil bir övgüdür. Böyle yaparak insanın bir diğer açlığına da cevap veriyor. Okuma alışkanlığı olmayanlar veya üşenenler için gayet anlamlı bir uygulama.
***
Aslında asıl amacım bu uygulamaya değinerek başka bir şeyden bahsetmekti. Tüm internet gazeteleri için bunu tavsiye ediyorum. Bir ucundan tutup bu işe başlamaları gerek.
Gazetenin bu uygulamasından önce, zamansızlıktan ve bazen üşengeçlikten dolayı, yazıları Google Translate çevirisinde veya Macbook’ta bulunan Aylin ablamıza okutturuyordum. Bire bir okuma eylemini yazıya göre ayarlanmasalarda, sonuç olarak dinlediğimden anlıyor, anlamak içinse daha dikkatli dinliyordum.
1. Harfler ve Noktalama işaretleri
Sesli dinleme olayında henüz bir servis/uygulama olmadığı için yazarların veya yazıyı internete koyan insanların imla kurallarına uymasını rica ediyorum. Çünkü Google veya Aylin abla “kar” ile “kâr” sözcüğünü cümleye göre ayarlayamıyor. Eğer bir finans haberinden bahsediliyor ve cümlede “… kar elde edildi.” diye bir şey geçiyorsa, okunurken de duyacağınız kelime “kâr” değil “kar” oluyor. Bu aklımıza gelebilecek en basit örnek. Bunun gibi bir sürü kelimemiz var. Kelimelerin yanı sıra; virgül, nokta, ünlem gibi noktalama işaretlerine de dikkat edilmesi gerekiyor. Böylelikle Google amca veya Aylin ablamız cümleleri daha düzgün telafuz edebilir.
2. Sesli okuma sanatı
Bir servis yok dedik. Ama bunun gibi, önemli ve yararlı olacağını düşündüğüm servisin üretilmesi için bir.. değil iki fikrim var. İlki, yapılması biraz zor olan, yazıları sesli okuyacak bir servis/uygulama. Google amca dedik, Aylin abla dedik. Ama bunların telefuz ve anlam katma konusunda sıkıntıları var. Robot gibi okuması, yazıyı anlamayı zor kılıyor.
Öyle bir uygulama olmalı ki, sanki o ses kaydı sadece bu yazı için kaydedilmiş hissi versin. Bunun için baya bir çalışma gerekiyor. Robotluktan çıkıp biraz hissiyat katması, hemi anlamayı kolay kılar hemi de verilen hizmetin kalitesini ortaya koyar.
Bu uygulama için aklıma gelen örneklerden bir örneği sizlerle paylaşayım. Mesela vurgulama ve ses tonu. Eğer yazı kalın ise, okunurken hafif ses yükseltip vurgulama yapılabilir. Büyük harflerle ise, hiddetli bir ses tonu verilebilir. Bunun dışında italik yazı, altı çizili yazı veya başlıkların punto büyüklüğü gibi ince ayrıntılar göz önüne alınarak, okunması daha da güzelleştirilebilir. Unutmayın, bu profesyonelliktir ve yapılması kolay değildir.
Bu sadece bir örnekti, bunun gibi örnekler çoğaltılabilir.
3. “Sesli Okunur” Hizmeti
Aklıma gelen bir diğer proje ise, ajans gibi çalışma prensibi bulunan bir stüdyonun bu hizmeti vermesi. Eğer 2. başlıkta söylediğim uygulama olmaz ise, ücretli hizmet adına okuma sanatı gerçekleştirilip, insanların dinleme hizmetine sunulabilir.
Atıyorum.. 20-30 kişilik sesi açık ve anlaşılır, bay/bayan, genç/yaşlı çalışanlar olsa. Sanki film düblaj stüdyosu gibi. Aynı şekilde 10-15 tane de küçük-küçük ses kayıt odaları. “Sessyo” adında bir firma olsa. Bunların hepsini kendi çatısı altında toplayıp, online yayıncılara bu “değerli” hizmeti verse. Firmanın anlaştığı koşullar çerçevesinde, yazıları bu firma (görevliler) okuyup, bünyesinde bulunan serverlara koysa. Eğer müşteri server istemiyorsa, bu ücrete etki edebilir. Ayrıca bu firmanın bir de “player”i olsa. Embed kodlarıyla, istenilen sitelere veya sadece bir siteye eklenebilse. Yazı okunmadan öncede, yazının yayınladığı tarih, gazete/dergi adı veya yazar ismi gibi seçenekler de isteğe bağlı olarak dillendirilse… Kötü mü olur?
Bu uygulama için daha bir çok şey yapılabilir. Aklımdakilerin hepsini buraya aktarmadım. Bunlar sadece yapılması gerekli olan temel şeyler.
İnternetten araştırdım. Program veya küçük çaplı projeler var. Ama bunlar benim açlığımı gidermiyor. Beni bırakın göremeyen arkadaşlarımızın açlığınıda gidermiyor.
***
Farkettiyseniz bu yazıda biraz uzun oldu. Okuma cürretini gösterip buraya kadar gelebildiyseniz size teşekkür ederim.
Uygulama yapılır ve ücretli olursa, uygulamayı yapanlardan tek bir isteğim, benim yazılarımın ücretsiz okunması. Zaten haftada -maximum- 2-3 tane yazı yazıyorum.
***
Şaka şaka…
Siz yapın uygulamayı, kullanıcınız bol olsun.
Hayırlı günler.