3 Yaşındaki Çocuk Ambulans Gelmediği İçin Öldü, Babası Cenazesini Çuvalla Sırtında Taşıdı!

Sağlık ekipleri gelmediği için hayatını kaybeden ve babasının cenazesini sırtında taşıdığı 3 yaşındaki Muharrem için Van Valisi 'koordinasyon bozukluğu' açıklaması yaptı.

Van ’ın Gürpınar İlçesi’ne bağlı Yalınca Köyü’nün Çeli Mezrası’nda oturan Taş ailesi, rahatsızlanan 3 yaşındaki çocuğun yolların kapalı olması nedeniyle ölmesi ve babası tarafından sırtta taşınmasının yankıları sürüyor.

Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabır versin.

Alıntıdır.

Allah rahmet eylesin. Diyecek bir şey yok. :( :mad: :(

Baştakiler interneti sansürleme kararı alacağına, köylüye yardım etmek için çaba sarfetsinler. Burada insanlar rahat rahat istedikleri gibi, istediği yerlere gidebiliyorlar. Fakat hayat, orada o kadar adil değil malesef. 2 sene doğuda yaşamak zorunda kaldım ve orada ki hayatın nasıl içler acısı olduğunu gördüm. -10, 15 derece çıplak ayakla okula gitmek zorunda olan çocuklardan tutunda, 65-70 yaşında ki ninelerin evde çocukları üşümesin diye o soğukta sırtlarında odun taşımasına kadar.

Allah rahmet eylesin.. Günahsız gitti en azından. Biz o kadar şanslı değiliz.

Rabbim kimseye böyle bir acı yaşatmasın.Allah rahmet eylesin.

kapitalist sistemde hükümetler halkın alt seviyesini değil kendi çıkarlarını ve varlığını öncelikli bulur. o yüzden devlet 3 yaşında bir çocuğun soğuktan donarak can vermesini değil, internette haklarında yayınlanabilecek bir yolsuzluk, rüşvet belgesi gibi şeylerle ilgilenerek bunlara karşı sansür mekanizmaları geliştirirler.

şehirli masum halkım da bu yüreğine kor düşen ailelerin feryatlarını, çırpınışlarını, sokağa dökülüp isyan edişlerini gördüğünde medya propagandaları sayesinde hemen malum terör örgütü ile bağdaştırarak bu insanları afaroz eder ve empatiden yoksun şekilde yargılarlar.

müslümanım diyen bir toplumun "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" (Hz. Muhammed) sözünü unutarak şehir karmaşası içinde her fırsatta metrobüste dahi rakiplerini ezerek geçip başarıya ulaşma çabalarının da, hükümetin bu tarz zulümlere bazen göz yumması bazen kendi eli ile icra etmesi de (bkz:uludere katliamı, reyhanlı bombalı saldırısı) islam dininin ruhu ve Kuran'ın sözü ile uzaktan yakından alakası yoktur.

yolsuzluk operasyonu sonrası "bir babanın oğlunun gözaltına alınmasından daha büyük bir acı olabilir mi ?" demiş bülent arınç. sermaye sahibinin, güç sahibinin gözü görmez işte bu babanın acısını. çünkü onun için hayat kendi ve ailesi çevresinde bencilce dönmektedir.

"Bir zulümü engelleyemiyorsanız en azından onu herkese duyurun." Dr. Ali Şeriati'nin sevdiğim sözlerinden biridir. Halk zulümlere sesini yükseltmedikçe iktidar ve sermaye sahipleri kendi bencil arzuları ile halkı sömürmeye ve nice çocukların soğuktan, açlıktan ölmesine, nice babaların evine iftarlık götüremediği için intihar etmesine göz yumacaktır.

bence en büyük yanılgımız zulümleri ve problemleri temsili demokrasi ile seçtiğimiz otoritelerin çözeceğine veya çözmesi gerektiğine, bizim de uslu uslu evimizde oturup onları beklememiz gerektiğine inanmamızdır. ama onlar hiç bir zaman bizi umursamazlar. dünyanın her yerinde bu böyledir.

"Hazır ol'da değildik, Rahat da durmayacağız." Malcolm X'in en sevdiğim sözü ile vicdan sahibi tüm insanların artık rahat koltuklarından ve yataklarından feragat edip bişeyler yapması gerektiği fikrine davet etmek istiyorum.

Zulme karsi sessiz kalmak elbette dilsiz seytan dir amenna lakin, ancak anlamadigim nokta su , kendini dindar olarak goren (kendilerince) bir iktidara, en buyuk şia yazarlarindan dr Ali seriatiden ve omru boyunca tevhid mucadelesinde bulunan malcom x den pasajlar sunuyorsunuz, benim cikarimim şudur,
Siz ya; gercek amacını gizleyerek, dini motifleri kullanmak suretiyle şia propagandasi yapiyorsunuz
Ya da, dini duyarliligi olan kisileri ve dusunceleri yonlendirmeye calisan sosyalist bir insansiniz,
veyahut gercekten tevhidi bir anlasiya sahipsiniz
Bunlar benim dusuncem
Lutfen kisiliginizi veya gercek amacinizi ortaya koyun, insanlari yonlendirmek icin farkli gorusleri kullanmak yerine idaalinize gore hareket edin

Yorumlarimi saygi cercevesinde yapiyorum ve bu mihval uzere cevap bekliyorum, cocukca ve slagonik suslu kelimelerle ortaligi bulandirmak isteyenler lutfen benim yazima yorum yapmasinlar, mevzu benim yorumum degil bu tip konular vasitasi ile siyaset amaci gudulen konulardir

öncelikle tespitlerin çok doğru ve haklı. ama ben şia propagandası yapmıyorum çünkü Ali Şeriati'nin sadece birkaç kitabını okudum ve bazı düşüncelerinden etkilendim. Şia hakkında pek bi bilgim de yoktur. Herhangi bir siyasi oluşum içerisinde de değilim çünkü temsili demokrasiye inanmıyorum. Tevhidi olmayı becerebildiysem ne mutlu bana. Çünkü;

"La ilahe ilallahu vahdehu la şerike leh lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve ala külli şeyin Kadir"

"Allah Teala'dan başka ilah yoktur, tek ilah sadece odur, ortağı da yoktur. Bütün mülk ona aittir. Bütün hamdü senalar onadır. Her şeye kadirdir."

Her namaz ritüelinden sonra tekrarladığımız bu tesbihattan benim anladığım şudur.

Tek otorite Allah'tır. Bu sebeple müslüman kişi Allah'ın kitabı ve dini haricindeki konularda anarşisttir. Çünkü otorite kabul etmez, boyun eğmez, zulme sessiz kalmaz. Ancak Allah'ın karşısında boyun eğmelidir. Devletler, para, bankalar, yasalar gibi otoriteler müslümanı alakadar etmez. O sadece Allah'ın yasakladığı şeylerden kaçınır ve helal kıldığı şeylere yönelir.

Bütün mülk Allah'a aittir. Yani müslüman kimse sermaye sahibi olmamalıdır aç komşuları varken. Mülk Allah'ınsa bu paylaşılmalıdır, eşitlenilmelidir ekonomik manada. Kimse Allah'ın mülkünü sahiplenip tekeline alamaz. Mülk Allah'ınsa herkesindir. Bugün sokakta donarak ölen evsiz gençler varken otoritelerin mülkleri kendilerine alıp boş binaların kapılarını kilitlemeleri benim islam anlayışıma terstir.

Yani bence din içerisinde kısmen anarşizmi ve kısmen sosyalizmi barındıran bir unsurdur. Bu perspektiften vahdet-i vücut bağlamında dünyaya baktığım zaman ben bunu görüyorum.

"Kimse sana özgürlüğünü vermez. Kimse sana eşitliği, adaleti ve başka hiçbir şeyi vermez. Eğer gerçekten adamsan, bunları kendin alırsın!"
diyen Malcolm X'in felsefesi de Ali Şeriati'nin felsefesi de Aliya İzzetbegoviç'in felsefesi de tabanda birbiri ile aynıdır. Mücadele felsefesidir bence.

Soyledikleeiniz buyuk bir kismina katilmakla beraber islamin ekonomiye bakis acisi ve vahdetivucud anlayisiniza katilmiyorum
Zira islamda ozel mulkiyet ve mal edinme hakki vardir
Hz Ebubekirin islamin en onde gelen zengin tuccarlarindan oldugunu biliyormusunuz

Ayni zamanda

Aşere-i mübeşşere’den [Cennete gidecekleri ismen müjdelenen on kişiden] Hazret-i Zübeyr bin Avvam tüccar idi. Medine’de, Basra’da, Kufe’de ve Mısır’da mülkleri, geniş arazisi ve bin hizmetçisi vardı. Fakat bütün gelirini fakirlere dağıtırdı. Yine o on kişiden Hazret-i Abdurrahman bin Avf, vefatında iki milyon altın miras bırakmıştı. Cennetle müjdelenenlerden Hazret-i Talha da zengindi. Şık giyinir, süslü gezerdi. Yüzüğünde kıymetli yakut taşı vardı. Yine Cennetliklerden Hazret-i Osman da zengin tüccardı. Tebük gazasında on bin altın ve mal yüklü bin deve verip Resulullah efendimizin duasını aldı. Zenginlik nimettir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahir zamanda müminler için zenginlik saadettir.) [İ. Rafii]

Hem kitabimiz kur-an da hemde hadislerde muslumanlarin mal edinmesini zengin olmasi tesvik edilmis lakin zekat ve sadakada vermeleri geregi uzerinde bulunulmustur



Hazret-i İbrahim, Hazret-i Davud ve Hazret-i Süleyman çok zengin idi. Eshab-ı kiramın fakirlerinden çoğu, zenginler bizim gibi ibadet ettikten başka, malları ile hayırlı işler yaparak çok sevap kazanıyorlar diyerek, agniya-yı şakirine [şükreden zenginlere] imrenirlerdi.

Vahdeti vucut konusunda da alttaki adresi ziyaret etmenizi oneririm

http://www.islam-tr.com/forum/konu/vahdet-i-vucud-sirki.7851/

Şu görüntüye bakar mısınız, Allah Rahmet eylesin, vicdanı sızlamayan yorumsuz kalan siyasilerin de bundan utanç duyması gerekir.