Nükleer santral inşaatı başlıyor...

Nükleer santral inşaatı başlıyor... Durdurmak için son günler!

Nükleer konusundaki skandallarıyla ünlü Rosatom Şirketi, Mersin Akkuyu’da kurmayı planladığı nükleer santralin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu'nu 3. kez Çevre Bakanlığı'na sundu.

Hükümetin ısrarlı tutumu ve ikna çabalarına rağmen, halkın itirazları ve projedeki eksiklikler nedeniyle Akkuyu santrali henüz tüm onayları alamadı. Hep beraber bu projeyi durdurabiliriz.

Yeni Çevre Bakanı İdris Güllüce; çevrenin, insan sağlığının, gelecek nesillerin felaketi olabilecek bu plana acilen dur demeli.

Rosatom’un kurmayı planladığı bu santral için daha önce 2 kez ÇED raporu hazırlanmış, ikisi de Çevre Bakanlığı’ndan geri dönmüştü. Şimdi 3. rapor da reddedilmeli, çünkü...
İstanbul ve çevresi de tehdit altında.

İstanbul ve çevresi de tehdit altında. Santralden çıkan nükleer atıklar Rusya’ya transfer edilirken boğazlardan geçecek. Dünyada her yıl, nükleer madde taşımacılığında en az iki kaza yaşanıyor. İstanbul Boğazı en tehlikeli kaza alanlarından biri.
Akdeniz foku ve caretta caretta'lar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Akdeniz foku ve caretta caretta'lar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Santralin kullandığı soğutma suyu Akdeniz'de su sıcaklığının artmasına neden olacak ve tüm deniz yaşamını tehdit edecek.
Sorumluluk alan yok..

Sorumluluk alan yok. Olası bir kazada küçük bir miktar dışında sorumluluğu alacak kimse yok. Kaza olursa milyonlarca dolar halkın yani senin cebinden çıkacak. Rosatom'un ise hiçbir sorumluluğu yok.
Türkiye nükleer istemiyor.

Türkiye nükleer istemiyor. Türkiye’nin %64'ü nükleer santral istemezken, %82'si nükleer santrallere yakın yaşamak istemiyor.
Acil durum planı sadece 5 km çapını kapsıyor.

Acil durum planı sadece 5 km. çapını kapsıyor. Oysa bir kaza olması durumunda Türkiye'nin tamamı ve komşu ülkeler de radyasyondan etkilenecek.

Hep beraber, çevre bakanı İdris Güllüce’den, çevrenin, insan sağlığının, gelecek nesillerin felaketi olabilecek bu plana dur demesini sağlayalım.

2000 yılında Nükleer Karşıtı Platform ile yapılan etkinlikler ve harekete geçen insanlar sayesinde, nükleer enerji ihalesini iptal ettirebilmiştik. Şimdi benzeri bir sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunu ancak birlikte aşabiliriz. Şimdi harekete geç, imzanı atarak başla, nükleer santral tehdidini birlikte durduralım.

Kaynak: http://nukleer.greenpeace.org/?facebook_secim

Bir yere Termik Santral yapılacakmış, Greenpeace havayı kirletiyor diye eylem yapıyor.

Hidroelektrik Santarli kurulacak, doğanın dengesini ve tarımsal sulama düzenini bozuyor, DERE ALABALIKLARInın ekolojik yaşamını tehtid ediyor diye Greenpeace eylem yapıyor.

Güneş Enerjisi Panelleri kurulacak, ortamdaki ısıyı çok fazla yansıtıyor, Karbondioksit Sera Etkisi yapar diye Greeanpeace eylem yapıyor.

EN İYİSİ ÜLKECE EVLERİMİZE HAMSTER ALALIM, ÇARKLARIN İÇİNDE KOŞTURUP ELEKTRİK ÜRETELİM. Bu seferde PETA eylem yapar.

Gaz lambalarıyla aydınlansak, havayı kirletiyor diye yine eylem yapar.
Mum yaksak, parafin zehirli diye yine eylem yapar.

Greenpeace hayatı boyunca birşeye çözüm önerisi getirmiş mi? Sadece yapmayın diyor. Peki onlara göre elektriği nasıl üretebiliriz? Hollanda'da her türlü santral kullanılırken bizim gibi gelişen ülkelerin gelişmesini engellemek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.

HOLLANDA'nın %20 si denizi toprakla doldurarak oluşturulmuştur. Dünya'nın en büyük limanlarından biri de yine denizi betonla doldurarak Hollanda'da yapıldı. Greenpeace o sıralar hiç oralarda yoktu ne garipse. O sıralar 2.000.000 $'lık Phantom botlarıyla fok balığı peşinde koşuyorlardı.

Daha iyi anlatılamazdı herhalde hocam elinize, yüreğinize sağlık.

Eyvallah

O nükleer santralden üretilecek elektirik kaç insan eder?

Ayrıca kedilerin trafoya girerek elektirikleri kesebildiği bir ülkede nükleer santralin ne işi var

Çok geri kaldık cook yillar once yapılmalıydı

Değil mi? Bizim ülkemiz nükleer santrali hiç haketmiyor. Bunun yerine 12 tane daha kömür yakarak elektrik elde eden termik santral kuralım. 4 tane Mersin'e, 3 tane Adana'ya, 5 tane de komşu illere. Aynı sonuç olur. İki seçenekte de 3.600.000 kişiye elektrik sağlanmış olur. Hem de senin gönlün olur. Demek istediğin gibi daha az zararlı ve tehlikeli olur.

Hoca resme bakarsan alternatifini görürsün... Kömür ocağında yaptığın hatayı nükleer santralde yaparsan gelecek 100 yılını katledersin... Deprem kuşağında olduğunuzu düşünmeden bol keseden sallamak kolay. Gaza gelmeden düşünün biraz ya

Alternatifi neymiş birde senden duyalım. 3.6 milyon kişiye elektriği en uygun nasıl sağlarsın?
Dünyada şu ana kadar deprem yaşanmamış biryer var mı? Petrol rafineleri, doğalgaz ulaşım hatları ve depoları ve hatta benzinlikler bile kapatılmalı. Köprüler bile yok edilmeli. Olası bir depremde oluşabilecek patlama vb gibi durumlar için patlayıcı madde içeren tesisler yapılmamalı değil mi?
Nükleer santral 8 şiddetindeki depreme dayanabilecek güçte yapılacak. Ve ülkemizde dprem bakımından en pasif bölgede yapılıyor.

8 şiddetinde depreme dayanacakmış. Ülkenizde insanın değeri olmadığı için elektirik bu kadar önemli oluyor. Hiç bir kazanın sorumlusu ceza almıyor. Her konuda aynı tavır. Size enerji üretilmesin diyen yok. Rüzgar enerjisi, kaya gazı enerjisi... Bir sürü yol bulunabilir...

Anlamadığınız nokta doğalgaz yada petrol rafinerisi patlarsa orada bulunan insanlar ölür, ama nükleer patlarsa gelecek 100 yılın ölür. Hadi depremide geç terör bölgesindeyiz. 4 tarafın düşman kaynıyor...