Nükleer santral inşaatı başlıyor...

Doğru. Ona kalırsa kömürden, doğalgazdan da enerji üretiliyor. Peki bunlar çok mu faydalı doğaya? İşte geçenlerde Soma'da kömür uğruna yok olan canları görmedik mi? Neden? Bu kömürlerin hepsi evlerde mi kullanılıyor? Sanayilerde, elektrik üretiminde, ısınmada... Demem o ki ihmal varsa nükleer santral, HES, rüzgar gücü... hiç fark etmez o canlar yine kaybolur. Burada karşı çıkmak yerine en uygun yerin belirlenip çevresinin boşaltılması ve oraya o tesisin kurulması gerekir. Ama yok Türkiye gelişmesin değil mi (!). Türkiye büyürse dünyada adalet ve hoşgörü doğar diye BİRİLERİNİN aklı çıkıyor.

Elektriğin ucuzlaması işletmeler ve endüstriler için büyük bir maliyet azalması demektir. Bu da daha fazla üretim ve daha fazla kar demektir. Aynı şekilde son tüketicinin de elektriği ucuz alması giderlerin azalması demektir. Peki şimdi söyleyin bakalım, elektriği nasıl üretelim? En güzeli üretmeyelim, teknolojiyi de bırakalım, ABD, İngiltere falan filan gelir bizi himayesine alır rahat rahat yaşarız değil mi? Aaaah ah Atatürk bu kafadakilere en güzel cevabı vermişti zamanında şimdi Ulu Önder'i nasıl özlemezsin...

2. cevap atan arkadaşa da buradan sonsuz teşekkür ederim, çok güzel yazmışsın.

yahu arkadaşlar bazı yorumlara katıldım bazılarına güldüm açıkcası nükler yer altı kaynagı kullanılarak dünya yüzeyinde kullanılan meteryallerdir bu bazı etkili saglam güvenlik alınsada unutmayalımki türkiye yarım adadır olası büyük bir faciada dunya yeraltı nükleri ile karışırsa bu dunyadaki tüm canlılar için tehtittir..

yanlız şu boyutuda düşünün eger teknolojiyi bilinçli kullanırsak gercekten rahat bir gelecek ve gelecekte bıraktıgımız nesillere yol aömış olucaz hadi hayal edelim 2014 yılından 3000 yılını düşünün hava trafigi hizmetci robotlar savaşçı robotlar vs vs yani elektirigi edison buldu bir buluştu gelecek nesile yani bizlere kadar hep gelişti şu an onunla neler yapabiliyoruz.. bu mantıkla bakalım bende karşıyım en ufak bir nükleer kalıntı milyon deil milyar yıl sonra bile izlerini kaybetmiyor.. hiroşima halen yeşil bir topragı yok o nedenle bilincsizlik insanı bilinmeze götürür bilgili hesaplama dogru analiz ile dogru raporlama ile yapılmayacak birşey yok NASA dünyanın ikizini buldu ve katrilyon km dunyadan uzak teknoloji ne denli gelişmiş düşünün işte:)

Yorumların hepsini okudum ve konuya kendimce cevap vermek istiyorum.

Ben, ülkemize nükleer santrallerin kurulmasını canı gönülden istiyorum. Türkiye nükleer santralleri kuracak, geliştirecek ve işletecek bilgiye, teknolojiye ve mühendislere sahip olmalıdır. Bunun aksini isteyen adamın bu ülke vatandaşı olduğundan şüphe ederim.

Terör falan diyenlere Pakistan'da terör, vs. olay yok mu? İran'da yok mu?
Ermenistan'daki nükleer santralin süresi doldu ve hala faal? Hadi eylem yapın!
Diyeceksiniz ki Almanya, Fransa vs. santrallerini teker teker kapatıyor? Evet haklısınız, kapatıyorlar. Ama süresi dolmaya yaklaşanları! Almanya'da ve Fransa'da şu an yeni santraller için çalışmalar var.

Tamam nükleer santral diyoruz ama iş sadece nükleer santralle bitmiyor. Nükleer santralle birlikte yenilenebilir enerjilere ve enerji israfını önlemeye yönelik yatırımlar da yapılmalı. Aşağıda birtakım tespitlerim var. Lütfen okuyunuz.

Türkiye'de yalıtımsız binalar 1 yılda, 2 nükleer santrale eş enerji kaybına yol açıyormuş. Nükleer santrale sıkı bir şekilde karşı çıkan bir internet gazetesinde okumuştum zamanında. Ama adamların santrale karşı çıkmaları neticesinde bu haberi yapmaları demek değildir ki bu adamları sallayalım. Boşverelim. Adamlar haklı. Bknz. http://t24.com.tr/haber/yalitimsiz-binalar-2-nukleer-santrale-esdeger-enerji-kaybina-yol-aciyor,237734

Enerji israfıyla ilgili 2012 Ekim'inde yayınlanmış bir gazete haberi daha diyorki;
Yılda 13,5 milyar lira ( http://www.zaman.com.tr/ekonomi_turkiyenin-enerji-israfi-6-bakanligin-butcesinden-daha-fazla_2008767.html ), yani Dolar 2 TL desek; 6,75 milyar dolarımız her sene boşu boşuna cebimizden çıkıyor. Son 12 aylık cari açığımızın 60 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde (http://sozcu.com.tr/2014/ekonomi/cari-acik-aciklandi-3-484815/ ) rakamın büyüklüğü anlaşılabilir.

Ayrıca 13,5 milyar TL ile yaklaşık 3 Marmaray yapabileceğimizi de hesaba katalım.

Rüzgâr enerjisi diyelim:
Birçok ülke enerji ihtiyacının büyük kısmını rüzgar enerjisi ile karşılıyor. Şimdi teker teker hepsini, oranlarını vs. yazamayacağım araştırırsanız bulursunuz.

http://enerjienstitusu.com/2014/02/18/turkiye-ruzgar-enerjisinde-hollandayi-geride-birakarak-avrupada-ilk-10a-girdi/ adresindeki habere bakarsak aslında Türkiye rüzgar enerjisini kullanmıyor değil. Avrupada ilk 10 içerinde. Avrupada 1. olan Almanya 31 GW, 2. İspanya 23 GW, 3. İngiltere 10,5 GW enerjiyi her sene rüzgardan elde ediyor. Listede 10. olan Türkiye'de ise 1. Almaya'nın yalnızca 1/10'u kadar enerji üretiyor.
Pastadan payımızı artırmamız gerektiğini düşünüyorum. ( Bu arada eklemekte yarar var, bu ülkelerin hepsinde nükleer santral de bulunmaktadır. Bknz. http://tr.wikipedia.org/wiki/N%C3%BCkleer_reakt%C3%B6rler_listesi )

Ayrıca sadece karaya değil, denizlere de rüzgar türbinleri kurulabilmektedir. Gökçe ada ya da başka bir adamızın açıklarına hali hazırda kurulu türbinler olduğunu da eklemekte yarar var.

Sıra güneş enerjisinde:
Ülkemiz güneşlenme süresi ve aldığı kalori bakımından oldukça iyi durumdadır ama bunu gerektiği kadar kullanamamaktadır. Bknz. www.solar-academy.com/menuis/Turkiye-de-Gunes-Enerjisi-Potansiyeli-ve-Kullanimi.021859.pdf

Biz emeklerken Amerika'da adamlar güneş enerjisi tarlası kuruyor. Bknz. http://www.elektrikport.com/fotoport/dunyanin-en-buyuk-gunes-enerji-tarlasi-kaliforniyada-kuruldu/1221

Ayrıca konuyu araştıran arkadaşlara aşağıdaki araştırmaya göz gezdirmenizi öneririm: http://www.rekabet.gov.tr/File/?path=ROOT%2FDocuments%2FPer%25c5%259fembe%2BKonferans%25c4%25b1%2BYay%25c4%25b1n%2Fperskonfyyn138.pdf


Velhasıl benim ulaştığım sonuç, aynı yukarıda da belirttiğim gibi; Türkiye nükleer enerjiyi üretmek zorundadır. Fakat buna paralel olarak yenilenebilir enerjilere de yatırım yapılması zorunludur. Üstte verdiğim dosyada diyorki, Türkiye'de rüzgar enerjisi 2009 yılı itirabiyle toplam enerjinin yalnızca %0.8 ini karşılamaktadır. Düşünün artık.

Şimdi bakkal hesabı yapmak istiyorum:

13,5 milyar Tl israf ediyoruz. Etmesek.
13,5 milyar Tl nükleerden kazansak.
Toplam 27 milyar tl. Rüzgar ve güneşten de hadi 3 milyar TL daha kazanalım.
30 milyar TL. 15 Milyar Dolar. Cari açığın 4'te 1'i. Büyük para değil mi? O para içeride bize yol, köprü, havalimanı ve ELEKTRİK olarak dönse kötü mü olur?

[ 40. yıl hesabı gibi oldu ama olsun :) ]

Yorumlarınızı bekliyorum.

Yok onda varmış yok bunda varmış, gelişmek için kurmalıymışız;

Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz, gelişmiş ülkelere yetişmek için onların düştüğü hataları düşmemeli, onların açtığı yollardan gitmemeliyiz. Kendi yolumuzu kendimiz yapıp onların önünü kesmeliyiz. Nükleer santrali kuracağız, sonra kullanacağız, zararlarını fark edeceğiz, kapatmanın-kurtulmanın yollarını arayacağız. O sırada onlar bize farkı takacak, hiçbir şey değişmemiş olacak. Yok öyle bi dünya, kendi yolumuzu çizmemiz gerek, bırakın nükleer, falan, ondan kat kat daha verimli yollar var. Rüzgar,güneş ve dalgaya ülke konumu olarak oldukça uygunuz. Bir çok hesaba göre nükleerden kat kat daha fazla enerji elde edilebiliyor bu yöntemlerle.

Söylediğiniz gibi nükleer enerji kullanan ülkelerin çoğu gelişmiş. Çin, Hindistan, İran ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler ise santraller kuruyor. Gelişebilmek için dışa bağımlılığı azaltmalısınız. Nükleer teknolojisine sahi olmalısınız.

Nükleeri kapatmanın yolları arıyorlar demek:
ABD'de şuan 13 tane yeni santral kurulması planlanıyor. 1 santralin inşaatına başlandı bile. hedefleri 120 santrale ulaşmak.
http://www.nukte.org/ny2 adresine bakın isterseniz. Kimsenin vaz geçtiği falan yok.

Diğer mesajları okursanız Rüzgar türbinlerinin tanesi 1 milyon dolar ( tl de olabilir ) civarı. Ülkenin enerji ihtiyacını rüzgar ile karşılamaya kalkarsanız çok çok masraflı olacak. Amerika gibi yapacaksın. Adamlarda hem nükleer var, hem rüzgar, hem güneş var. Adamların rüzgar ve güneş enerjisi tarlaları var. Bizimde bunlardan olmalı. Örneğin Kaya Gazı. Amerika kaya gazı sayesinde ilk defa petrolü tükettiğinden fazla sattı. Türkiye'de de kaya gazı var mesela. Demek istediğim. Hepsinden olmalı. Sadece rüzgar ya da sadece nükleer olmaz. Bize bunun teknolojisi lazım.

Ayrıca: http://sozcu.com.tr/2013/ekonomi/han...al-var-397919/

neyi tartışıyoruz ki, bu gün yediğimiz meyve ve sebzelerin neredeyse hepsi hormonlu ve kim bilir ne tür zararları var..

günlük ihtiyacımız olan besinlerimizin bize olan zararlarını bıraktık, nükleer bize dert oldu..

bundan 20 yıl sonra çocuklarımız kör sağır yarım yamalak doğarsa hiç şaşırmayın..

önce günlük hayatımızdaki zararlıları konuşalım bize hiç bir faydası olmadan zarar veren konulara değinelim sonra bize faydası olup zararlarıda olabilecek konulara geçeriz..

Bu ülkeye nükleer santral kurulmasın diyen insanların yarısı sırf hükümete olan nefretinden dolayı bunu istiyor diğer yarısı da ülkenin gelişmesini istemiyor. Bunun en güzel cevabı budur. Bu tarz konular daha önce defalarca açıldı defalarca tartışmalara girdim.

Tam 32 ülkede nükleer santral mevcut. İsrail, Ermenistan, İran ve Almanya'da bunların arasında. Şimdi kardeşim sen onu yapma, bunu yapma, şunu da yapma dersen nasıl gelişecek bu ülke? Arpa, buğday ekerek mi? Ya geçin bu ayakları.

Ayrıca konuya ikinci mesajı yazan Mehmet Arık hocam Greenpeace hakkında düşündüklerimi çok güzel ifade etmiş. Ayakta alkışlıyorum.

Vallahi abi bu adamlar her fırsatta ülkenin önüne taş koyuyor. Hatırlarsınız gezi eylemleri sırasında bir heyet kuruldu ve Bülent Arınç ile görüştüler. Kendilerine de TAKSİM DAYANIŞMASI adını verdiler ve çeşitli isteklerde bulundular. Bu isteklerden bazıları ne idi?

[*]3. Köprü yapılmasın
[*]3. Havalimanı yapılmasın
[*]Kanal istanbul yapılmasın
[*]HES'ler yapılmasın, durdurulsun.

-Yükselen bu tepkinin içeriğinin; "başta 3. Köprü, 3. Havaalanı, Kanal İstanbul, AOÇ ve HES'ler olmak üzere ekolojik değerlerimizin talanına ve güncel olarak Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısına ilişkin itirazların, ülkemize ve bölgemize ilişkin savaş siyasetine karşı duruşun ve barış talebinin, alevi yurttaşlarımızın hassasiyetlerinin, kentsel dönüşüm mağdurlarının haklı taleplerinin, kadınların bedenleri üzerinde denetim kuran muhafazakar erkek politikalarına karşı yükselen sesin, üniversite, yargı ve sanatçılar üzerindeki baskılara karşı direncin, başta Türk Hava Yolu işçileri olmak üzere tüm emekçilerin hak gasplarına karşı taleplerinin, tüm cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına karşı mücadelenin, yurttaşların eğitim ve sağlık hakkına ulaşımının önündeki tüm engellerin kaldırılması istemleri" olduğunu iktidar sahiplerine iletmek istiyoruz.

Bknz: http://blog.radikal.com.tr/gezi-parki-direnisi/kim-bu-taksim-dayanismasi-uyeleri-24795


Sizce bu istekler TAKSİM DAYANIŞMASI adını verdikleri grubun istekleri miydi yoksa onları oraya gönderen ağa babalarının istekleri miydi?

Bizim vatandaş demiyorki kendine: " yahu 3. havalimanı yapılırsa kimin tekerine çomak girer, kanal istanbulun yapılmasını en çok hangi devletler istemiyor, arkadaş ben kimin oyuncağı oluyorum?"

Bu istekler nasıl TAKSİM DAYANIŞMASI'nın istekleri değil, Almanya'nın, İngiltere'nin ve diğer destekçilerinin isteği ise, Nükleer Sanrale karşı oluşan tepkiler de bu devletlerin tepkileri...



Mehmet abi de yazmış Green Peace hakkındaki fikirlerini ben de imzamı atıyorum altına:



Green Peace denilen, bir zamanlar benim de üyesi olduğum sözüm ona ÇEVRECİ örgüt, gezi eylemleri sırasında tüm destekçilerine " Haydi, gezi parkına! " diye mail atmıştı. Şimdi de Nükleer Santral için mail gönderiyor millete.

Bu faaliyetlerinin üstteki projeleri engelleyemeyeceğini anlayınca bu sefer de projelerin müteahhitlerini içeri alıp engellemeye çalıştılar. Gene engelleyemediler ama işin kötü yanı hâlâ bizim vatandaş yapılmasın, ne gerek var, diye dış destekli eylemler yapıyor.

Sizin de dediğiniz gibi ülkenin gelişmemesi için ellerinden gelenleri yapıyorlar...

Ama inşaAllah yapılacak...

Arkadaşlar lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve yönelttiğiniz ağır eleştirileri gözden geçirin!
O nasıl bir ithamdır bunu yapanlar yok hükümeti sevmiyorlar, yok ülkenin gelişmesini istemiyorlar, yok vatan hainiler...

Bu ülkede hükümetler yaptıklarından sorumludur ve hükümetler yaptıklarını parti adına değil devlet adına yaparlar. Çıkan her yasanın altında tüm vekillerin imzası olur Mecliste onaylanarak çıkarılır ki en son sözü tüm ülkenin başı olan Cumhurbaşkanı verir.

Daha önce yapılan rasyonel yatırımda, üst üste büyüyen ekonomide, Marmaray'da, 3. Havalimanı inşaatında gibi tüm ülkeyi ilgilendiren konularda arkasında durduğumuz devletin bazende karşısında durduğumuzda neden hükümetten nefret ediyor olalım? Hükümetten nefret etsek ki oy vermemekten bahsetmiyorum; vergi kaçırır, vergi ödemez, harcama yapmaz ve devletin oralara kaynak tahsis etmesini engellemeye çalışırız. Ayrıca asıl siz düşüncelerinizi gözden geçirin bence hükümetin her yaptığı kötü olmayacağı gibi hepsi de iyi olmak zorunda değil. Bence sizin en çok hata yaptığınız nokta burası. Keşke bu sadece bir kesimi ilgilendiren bir konu olsa da sussak ancak Nükleer Santral gerçekten de öyle basit bir şey değil. Bunun örneklerini daha önce gördük. Çernobil ve Fukuşima'nın etkileri halen devam ediyor. Evet dünyada bir çok ülkede Nükleer Santral var ancak bunların tehlike arz etmediğini söyleyemeyiz.

Santrali Japonya yapacak diyoruz, evet onlar işinin ehli mühentislik ve teknik olarak kusursuz yapıyorlar ancak orayı İşletecek ve Çalışacak olan bizleriz bizim de ne kadar tecrübesiz olduğumuz aşikar...!

Dünya'da nükleer santrale sahip ülkeleri saymışsınız. Bir çoğu 3.dünya ülkesi! Büyük ülkelere baktığımızda ise Gelişmelerinde yani büyümesinde Nükleer Enerji'nin katkısı ne kadar acaba? Kaçında alternatif enerji kaynakları kullanılabiliyor. Kaçında gürül gürül akan akarsular var? Kaçında yılın 12 ayı güneşli geçior! Onların başka alternatif enerji kaynakları yok desem ne dersiniz? Örneğin ingilitere, japonya ne güneş enerjisi ne akarsu ne de rüzgardan yeterince faydalanabiliyor olaya bu açıdan hiç baktınız mı? Ayrıca bu ülkeler gelişip kalkındıklarında hiçbirinde nükleer enerji yoktu. Çoğu büyüyüp pozitif koşulları sağladıktan sonra santralleri kurdu!

Bu bir destek projesidir, herkesin görüşü kendine aittir. Herkes söylediği ve yaptığı ile sorumludur ancak yarın allah korusun en küçük bir olumsuzlukta herkesin etkileneceği unutulmamalıdır!

Hocam çok güzel yazmışsınız da azınlıktayız malesef... Vatan hainliği yaftası dilimizin ucunda, biri alışılmışın dışına çıktı mı yapıştırıyoruz hemen...

'Mısır piramitleriyle övünen insanlığın, piramitlerin yapımında eziyet edilerek öldürülen kölelere üzülmeyişi, I. Elizabet e övgü dizilirken bakanlarının yaptığı zulümlerinin görülmeyişi....' diyerek sıralayıp gidiyor insanlığın duyarsızlığını Tolstoy, 'Din Nedir' kitabında...

Dün Mısır Piramiti insan canından değerliydi, bugünde nükleer vs... İnsanlık için değişen bir şey yok...