Yazıyı ilk önce sadece Facebook'ta paylaşacaktım, uzayınca sitemde paylaşmaya karar verdim. Google yazıyı indexledikten sonra da burada paylaşıyorum. : )



Son 1 haftadır, 2009 yılından bu yana Facebook’ta paylaştığım, beğendiğim, yorum attığım birçok saçma gönderiyi temizlemekle meşgulüm. İnanamayacağınız kadar mantıksız şeyler vardı. Ergenlikte nirvanaya ulaştığım anlarda paylaştığım anlamsız sözler, saçma yorumlar… Ne ararsan var. Bir çoğuna gülmekten kendimi alıkoyamadım. Bir çoğunu gördüğümdeyse utancımdan ne yapacağımı şaşırdım.

Bu 1 hafta içerisinde 2009 – 2010 arası tüm paylaşım hareketlerini sildim. 2011 – 2012 arasındaysa yalnızca 10 – 15 gönderi bıraktım. Ve bu yıllar arasında yapmış olduğum yorumlardan sadece 10 – 15 kadar yorum bıraktım. Daha da az olabilir.

2013 – 2014 yılları arasında da sildiğim birçok gönderi ve yorum oldu.

Demem o ki arkadaşlar lütfen burayı çöp niyetine, ne olursa yazıyım diye kullanmayın. Paylaşım yapmadan önce en az 3 kere düşünün diyorum. Çünkü sonradan benim gibi pişman olup hepsini silmek zorunda kalabilirsiniz. Ki zaten aslında; sildiğimiz resimler, paylaşımlar, mesajlar vs. aslında Facebook veri tabanından silinmiyor. O gönderiler Facebook veri tabanında bir yerlerde tutuluyor. Sadece siz ve diğer üyeler görmüyor.

İsterseniz deneyebilirsiniz. Facebook’a bir resim yükleyin. Yüklediğiniz resmin adresini bir yere kopyalayın. Ardından yüklediğiniz resmi Facebook’tan silin. Daha sonra kopyaladığınız adresi tarayıcınızda açın. Bakalım ne göreceksiniz?




Sosyal ağlardaki paylaşımlarınız ileride size karşı kullanılabilir. Ki zaten NSA’nın sosyal ağlardaki paylaşımları depolandığını çok yakın bir zamanda öğrendik. “Aman ne olacak?” demeyin.

Facebook’ta beğendiğiniz, yorum attığınız, paylaştığınız her gönderi sizin kişilik analiziniz için, zaaflarınızın tespiti için, size karşı koz olarak kullanılabilir.

Düşünün, Facebook’a üye olan, sayıyı yanlış hatırlamıyorsam, 30 milyon civarında Türk vatandaşı var. Yani hemen hemen ülkenin yarısı Facebook’a üye. Bu 30 milyon kişi üzerinden, bu ülkenin profili çıkartılabilir.

Nasıl yani?

Türkiye’deki vatandaşların hangi durumlarda nasıl tepkiler verdiği, dini inançları, hassasiyetleri, sinir uçları, dünya görüşleri vs. Listeyi uzatmak mümkün.

Bu verilerin CIA gibi gizli servislerin elinde olduğunu düşünün. Müthiş bir data. Böyle bir durumda Türkiye hakkında TÜİK’in bile elinde olmayan istatistiklerden haberleri olacak, kitleleri yönlendirmek daha kolay olacak, politikacıların atacakları adımları tahmin etmek daha kolay olacaktır. Bir düşünün bu verilerle daha neler neler yapılabilir?



Ya da, diyelim ki ileride bakan, millet vekili, bürokrat ya da ne biliyim bir yere genel müdür gibi bir şey oldunuz. Sizin Facebook mesajlarınızı, paylaşımlarınızın size karşı koz olarak kullanılmayacağını garanti edebilir misiniz?

Arkadaşınızla küfürlü mesajlaşmalarınızın, caps sayfalarında gezerken paylaştığınız küfürlü resimler, BMW’ye yaslanmış manken resminin altına attığınız “Bu da s*çıyo mu?” gibi yorumlarınızın ileride size karşı kullanılmayacağının garantisini verebilir misiniz?

Ya da arkadaşınıza bir zaafınızı –siz farkında olmadan da olsa- söylediğinizde bunun ileride size karşı kullanılmayacağının garantisini verebilir misiniz?


İnsan bazen arkadaşına söylediği bir şeyi başkasından duyarken, rezil olabilirken, Facebook’a bu kadar güvenmenin anlamı ne? Her şeyi Facebook’ta konuşmanın anlamı ne?

Bunlar size komplo teorisi gibi gelebilir. Ama bunlar gerçek.

Alın size bir kanıt. KGB kimden nasıl intikam almış görün. Aynısını yarın sizin için de yapmayacaklarının garantisini verebiliyorsanız uyarılarımı dikkate almayın.

Kanıtımız: ufa.lt/kgb

Bunları sadece Facebook üzerinden yazdım. Ama sanmayın ki tek sıkıntılı durum Facebook’ta. Facebok sadece bir örnek. Örneğin Google. Adamlar bütün ülkenin ne aradığını, sıkıntısını, karşılaştığı sorunları, zevklerini, link nasıl olursa tıkladığını – tıklamadığını, meraklarını, herkesten gizlediği bazı şeyleri biliyor.

Ya da akıllı telefonlar. Kaç tane arka kapı buldular bu telefonlarda. Seninin parmak izini, retina izini, GPS aracılığıyla konumunu kaydetmediklerini garanti edebilir misiniz?





Kullandığımız uygulamalar aracılığıyla bilgilerimizi kendi ellerimizle veriyoruz. Uygulamalar gerekli gereksiz 30 tane izin istemiyor mu?

Hele ücretsiz uygulamalar… Kimse babasının hayrına ücretsiz bir şey vermez.

O kadar izinle ne yapıyorlar dersiniz?


Demem o ki arkadaşlar; ileride, size karşı kullanılabilecek, yüzünüzü kızartacak hiçbir şeyi nasıl kimsenin eline vermek istemezseniz, sosyal ağların da eline vermeyin.

Yazıyı güzel bir video ile sonlandırmak istiyorum. Videoyu izleyince ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.




Kaynak: http://www.serbestadam.com/yazilar/internette-ve-sosyal-aglarda-gizlilik-uzerine.html