SEO ile ilgilenen bizler, bu konuda direkt olmasak da, dolaylı yoldan alakalıyız diye düşünüyorum.
Peki nedir bu Nöro Pazarlama (Nöro Marketing)?
İnsan beyninin çeşitli bölgelerine ‘’girerek’’ hedefi 12'den vurma yollarını arayan pazarlama çalışmalarının tamamıdır.
Tüketici davranışının altında yatanın ne olduğunu ortaya çıkarır.
Bir örnek:
İnsanlar markası söylenmeksizin verilen kolayı içtiklerinde fMRI bulgularına göre Pepsi’nin tadından daha çok hoşlanıyorlar fakat kendilerine tercihleri sorulduğunda Coca Cola’yı tercih ediyorlar!
Bu nasıl mı oluyor?
Bir ürünü tercih ederken sadece kokusu, tadı, rengi belirleyici olmuyor.
Ürüne dair anılarımız, kafamızdaki konumlandırma 5 duyunun da ötesine geçip beynimize ‘’al’’ komutu verebiliyor, hatta çoğu zaman satın alma süreci böyle işliyor ve kendimizi ürünün ‘’tadını beğendim’’, ‘’kokusu hoşuma gitti’’, ‘’rengi güzeldi’’ diye ikna ediyoruz.
Bir önceki yazımda Nike örneğini vermiştim de fazla detaya girmemiştim.
Yapılan araştırmalarda *Nike logosu (tik işareti) ve sloganı *Just do it (sadece yap!) insanların bu ürünü alma sürecindeki kararlarını manipüle ettiği gözlemlenmiş.
Biz her ne kadar fark etmesek de, logo ve slogan algımızı satın almaya yönlendiriyor.
Sana sadece yap deniyor ve tik işareti ile bunu onaylıyorsun.
Ne kadar ilginç değil mi? :)
Dolayısıyla acaba yaşantımızda düşüncelerimizin ne kadarı bize ait?
Ne kadarı başkaları tarafından yönlendirilmiş?
Bu soru burada kalsın.Biz devam edelim :)
Bu pazarlama tekniği beynimizin içindeki aktiviteleri gözlemleyerek yapıldığı gibi(fMRI), eyetracking denilen yöntemle de yapılıyor.
Eyetracking:
Bu teknik, sizin nereye daha çok baktığınızdan tutun da, göz bebeğinizin büyümesi ve küçülmesine kadar detaylı analiz imkanı sunuyor.
Bildiğiniz üzere göz bebeği; korktuğumuz, sevindiğimiz, üzüldüğümüz ve daha birçok duygu yaşanımın da nüans gösteriyor.
Aslında bakılırsa bu yöntem çok kısa zamanda yaygınlaşabilir diye düşünüyorum.
Şimdilik bir takım gözlük ve aparatı ile yapılsa da tahminimce çok yakın zamanda web kamerası ile bile yapılabilir.
Belki bizde sitelerimizde kullanıcıların göz hareketleri üzerinden varsayımlara varabiliriz. Ne kadar mükemmel olurdu :)
Biz bu imkanları şuan kullanamayabiliriz belki evet, fakat daha önce bu tekniklerle keşfedilmiş bulguları kendimize kullanabiliriz.
Mesela eyetracking yöntemi ile bulunan bir bulguda; insanların internet üzerinden bir içeriği okumaya arkaplan renginden, yazı rengine...
Yazının soldan, sağa doğru uzunluğunun ne kadar olması gerektiği konusuna kadar kapsamlı bulgular keşfediyorlar.
Farkedersiniz ki, yazı soldan sağa doğru ne kadar uzun yol kat ederse bizi o kadar yorar.
Yada gözümüzü en yoran mavi ve kırmızı rengi ile bir sitenin arkaplanın yapılmaması gibi.
Fosfor turuncu ve fosfor yeşil renklerinin algıyı üzerine en çok çeken renkler olduğunu da arabaların hız ve diğer göstergelerin kullanımından anlayabilirsiniz.
Sanırım bizim için işe yarayan kısımlar da buralar olur.
Konuyu aslında şaşırılacak birçok şey ile uzatabilirim.
Bendeniz böyle bir çağda yaşadığımız için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum.
Benim mitime göre dünya "bilgisayar öncesi" ve "bilgisayar sonrası" olarak 2 kronolojik sıraya ayrılmıştır ve şuan etrafımıza baktığımızda level 1 iken 2 olduğumuz apaçık ortada :)
Sıkılmamış olduğunuzu umuyorum.
E, haliyle ben pürtelaş, binbir heyecan ile yazdığım bu şaşkınlık dizisini siz belki olağan olarak yada önemsiz olarak görebilirsiniz.
Yazarın heyecanı, okurun umursamazlığı denilen hadisedir haklı olarak :)
Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?