Öğretmenseniz daha iyi kavramış olmalısınız durumu. Finlandiya devleti de ihtiyaç sahiplerine özel olarak bu sosyal yardımı yapmayı biliyor fakat bunun herkese yapılması bunun muhtaçlıktan doğan bir şey olduğu algısını kırıyor.
Bizimkiler o 300 400 600 lirayı çoğalabilmek için teşvik amaçlı veriyor ki açıklamalarda bağıra bağıra bunu söylediler , Finlandiya devleti ise daha kaliteli bir toplum için çok daha manevi düşüncelerle bunu yapıyor. Maddi çocuk yardımı falan gibi şeylerden bahsetmiyorum bile işin maddi kısmı zaten buradakinden çok daha kapsamlı ve karşılayacak şekilde yapılıyor.
Giyim paketini duymamıştım şimdiye kadar, 98-99 gibi ortaokuldan mezun oldum ve o zamanlar yakın akrabalardan durumu iyi olanlardan, belediyeden, geçmişte kapatılan bir partinin kadın kollarının yine aynı şekilde durumu iyi olan akrabalarından falan filan gibi şekilde üreticilere yada yardımseverlere ulaşarak bu tarz paketler bilmem neler hazırlanırdı ama kim ne derse desin bunların dağıtımı bile onur kırıcı. Çünkü herkese değil de ihtiyacı olanlara veriliyordu. Genelde de herkesin görebileceği şekilde...
Spor salonunda herkesin önünde bayramda krampon dağıtıldığını hatırlıyorum daha ötesi var mı ? Doğru düzgün bi destek bulunamamıştı da Lig Spor dan bir kaç koli krampon göndermişlerdi onlarda yanlış anlamışlar hani okul isteyince spor için takım içindir falan diye düşünmüşler kışın ortasında bayram arefesi millete spor salonunda beyaz krampon dağıtmışlardı. O dönem ekmeğe muhtaç haldeydik ayakkabı almak falan hayal gibiydi o derece zor durumdaydık o halde bile giymemiştim o ayakkabıyı :D hatta düşünürdüm hep böyle acayip şeyler mi yaşayacağım hayat boyu diye. Fakirlik bunları düşündürtüyor insana.
Çocuklar bu konuda çok hassastır ne kadar fakirse o kadar hassastır çekingendir sınıftan utanırlar. Daha o yaşta öz güvenini söküp almak olmuyor mu sizce ? Bu yeni bir yanlış değil kendimi bildim bileli yapılan şey buydu ve kökten yanlış bana göre. İnsanın çocukluğu böyle geçince vizyonu da gelişemiyor hep o günlerin korkusunu yaşayarak maceraya atılmadan işimi elime alayım da maaşımı bileyim sigortam yatsın gibi sığ düşüncelere kapılıyor. İşinden memnun değil çıkacak oluyor o günler aklına geliyor çocuklarımda bunları yaşamasın aman idare edeyim diye mutsuz bir hayatı sürdürüp duruyor. Çoğumuz böyle değil mi ?
Reklamlı belediye başkanı yada başbakan imzalı paketlere sayısız kez şahit oldum bir çok kez dağıtımına katıldım. Belediye adına da katıldım parti adına da katıldım ve hepsi reklamlıydı reklam dediğim bir firma falan değil direk belediye başkanlarının partilerin reklamları olurdu. Mümkün oldukça geceleri dağıtıma çıkardık ki mahçup olmasın insanlar . Çocukluktan beri yaptığım bir şey bu herhalde 14-15 yaşından 23-24 yaşına kadar hemen her sene bu dağıtımlara katılmışımdır. Biz de bu yardımlardan alıyorduk o belediye logolu koliyi çöpe atacakken yırtıp parçalayarak poşete koyar öyle götürürdüm. Birisi görecek rezil olcam diye düşünürdüm halbu ki fakiriz işte daha rezilliği mi kalmış ama çocukken böyle düşünemiyorsunuz.
Yardım konusunda eksik olduğumuzu falan da düşünmüyorum. Kimse diyemez ki benim ihtiyacım vardı da falanca kuruma gittim eli boş döndüm. Orada yapılacak hiç bir şey olmasa memurlar arasında toplayıp veriyor , bölgeden bir işletme sahibinden rica ediyor bişey yapıp bulup buluşturuyorlar buna da kefilim. En uç örnek mesela aylardır elektirik ödemeyen kalabalık bir aile vardı babaları ölmüştü sanırım , memur elektriği kesmeyi bırakın durumu öğrenince çıkarıp cebinde ki tüm parasını o aileye bırakıp gitmişti. Çıraklık yaptığım iş yerinin binasında birebir canlı yaşadım bunu. O elektriği kesmeye gelen de 3 kuruş maaşla çalışan işçidir nihayetinde belki evini bile zor geçindiriyordu.
Bahsettiğimiz şeyler hep yardım fakat Finlandiya devletinin bu yaptıkları yardım değil standart, manevi bir değer yaratılmış. Her şeyi bir tarafa koyalım sefaletten cehaletten sıyrılıp şimdi ki hallerine ulaşmışlar. Eğitim sistemlerinin kalitesinden de ne kadar doğru şeyler yaptıkları anlaşılıyor.
Bahsettiğim şunlar gibi şeyler, yardımdan öte reklam çalışmasına dönüşmüş :
http://www.duzceyerelhaber.com/haber-detay.asp?id=8136#.VZDkIfntmko
Bizimkiler o 300 400 600 lirayı çoğalabilmek için teşvik amaçlı veriyor ki açıklamalarda bağıra bağıra bunu söylediler , Finlandiya devleti ise daha kaliteli bir toplum için çok daha manevi düşüncelerle bunu yapıyor. Maddi çocuk yardımı falan gibi şeylerden bahsetmiyorum bile işin maddi kısmı zaten buradakinden çok daha kapsamlı ve karşılayacak şekilde yapılıyor.
Giyim paketini duymamıştım şimdiye kadar, 98-99 gibi ortaokuldan mezun oldum ve o zamanlar yakın akrabalardan durumu iyi olanlardan, belediyeden, geçmişte kapatılan bir partinin kadın kollarının yine aynı şekilde durumu iyi olan akrabalarından falan filan gibi şekilde üreticilere yada yardımseverlere ulaşarak bu tarz paketler bilmem neler hazırlanırdı ama kim ne derse desin bunların dağıtımı bile onur kırıcı. Çünkü herkese değil de ihtiyacı olanlara veriliyordu. Genelde de herkesin görebileceği şekilde...
Spor salonunda herkesin önünde bayramda krampon dağıtıldığını hatırlıyorum daha ötesi var mı ? Doğru düzgün bi destek bulunamamıştı da Lig Spor dan bir kaç koli krampon göndermişlerdi onlarda yanlış anlamışlar hani okul isteyince spor için takım içindir falan diye düşünmüşler kışın ortasında bayram arefesi millete spor salonunda beyaz krampon dağıtmışlardı. O dönem ekmeğe muhtaç haldeydik ayakkabı almak falan hayal gibiydi o derece zor durumdaydık o halde bile giymemiştim o ayakkabıyı :D hatta düşünürdüm hep böyle acayip şeyler mi yaşayacağım hayat boyu diye. Fakirlik bunları düşündürtüyor insana.
Çocuklar bu konuda çok hassastır ne kadar fakirse o kadar hassastır çekingendir sınıftan utanırlar. Daha o yaşta öz güvenini söküp almak olmuyor mu sizce ? Bu yeni bir yanlış değil kendimi bildim bileli yapılan şey buydu ve kökten yanlış bana göre. İnsanın çocukluğu böyle geçince vizyonu da gelişemiyor hep o günlerin korkusunu yaşayarak maceraya atılmadan işimi elime alayım da maaşımı bileyim sigortam yatsın gibi sığ düşüncelere kapılıyor. İşinden memnun değil çıkacak oluyor o günler aklına geliyor çocuklarımda bunları yaşamasın aman idare edeyim diye mutsuz bir hayatı sürdürüp duruyor. Çoğumuz böyle değil mi ?
Reklamlı belediye başkanı yada başbakan imzalı paketlere sayısız kez şahit oldum bir çok kez dağıtımına katıldım. Belediye adına da katıldım parti adına da katıldım ve hepsi reklamlıydı reklam dediğim bir firma falan değil direk belediye başkanlarının partilerin reklamları olurdu. Mümkün oldukça geceleri dağıtıma çıkardık ki mahçup olmasın insanlar . Çocukluktan beri yaptığım bir şey bu herhalde 14-15 yaşından 23-24 yaşına kadar hemen her sene bu dağıtımlara katılmışımdır. Biz de bu yardımlardan alıyorduk o belediye logolu koliyi çöpe atacakken yırtıp parçalayarak poşete koyar öyle götürürdüm. Birisi görecek rezil olcam diye düşünürdüm halbu ki fakiriz işte daha rezilliği mi kalmış ama çocukken böyle düşünemiyorsunuz.
Yardım konusunda eksik olduğumuzu falan da düşünmüyorum. Kimse diyemez ki benim ihtiyacım vardı da falanca kuruma gittim eli boş döndüm. Orada yapılacak hiç bir şey olmasa memurlar arasında toplayıp veriyor , bölgeden bir işletme sahibinden rica ediyor bişey yapıp bulup buluşturuyorlar buna da kefilim. En uç örnek mesela aylardır elektirik ödemeyen kalabalık bir aile vardı babaları ölmüştü sanırım , memur elektriği kesmeyi bırakın durumu öğrenince çıkarıp cebinde ki tüm parasını o aileye bırakıp gitmişti. Çıraklık yaptığım iş yerinin binasında birebir canlı yaşadım bunu. O elektriği kesmeye gelen de 3 kuruş maaşla çalışan işçidir nihayetinde belki evini bile zor geçindiriyordu.
Bahsettiğimiz şeyler hep yardım fakat Finlandiya devletinin bu yaptıkları yardım değil standart, manevi bir değer yaratılmış. Her şeyi bir tarafa koyalım sefaletten cehaletten sıyrılıp şimdi ki hallerine ulaşmışlar. Eğitim sistemlerinin kalitesinden de ne kadar doğru şeyler yaptıkları anlaşılıyor.
Bahsettiğim şunlar gibi şeyler, yardımdan öte reklam çalışmasına dönüşmüş :
http://www.duzceyerelhaber.com/haber-detay.asp?id=8136#.VZDkIfntmko
Belediyelerin ve partilerin dağıttığıyla devletin dağıttığını karıştırmamak gerek. Parti ve belediye seçim öncesinde reklam için dağıtır, her türlü propagandayı yapar. Ama benim bu sene 9. senem ve senelerdir hiçbir reklam vs aracı olmadan yapılıyor bu işler. Kendi elimle verdiğime hayır verilmiyor, reklam yapılıyor diyemem. Ayrıca bizde devletin hizmetleri çok suistimal edilebiliyor. Eskiden görürdük, mercedes ile yeşil kart almaya gidenler olurdu. Şimdi de doktorlara başhekimlere para yedirip malulen emekli olanlar var. Emekli olamasa bile bakım parası alıyorlar. O yüzden şimdi senede bir defa gelir testi yapılıyor ailelere, ihtiyaç sahipleri o şekilde belirleniyor. Suistimal olmasa başka şekilde olurdu bu işler.
Birde sürekli gelişmiş ülkelerle karşılaştırmamak gerek. Finlandiya'yı da ne bileyim İsviçre ile karşılaştırsan, daha kötü geri çıkar. Kendi geçmişimizle karşılaştırman gerek. Bu ülkede karneyle ekmek de dağıtıldı, memur maaşını aylarca ödeyemeyen hükümet deprem yardımlarıyla maaş ödedi, başbakan benim memurum işini bilir dedi, 2 hafta içinde 18 tane banka iflas etti vs...
Şimdi engellilere, fakirlere ve yaşlılara hiç olmadığı kadar yardım yapılıyor.
En yakın örneğim benim yengem. Eşi vefat etti. Devlet hem kendisine hem çocuğa maaş bağladı (2si 1000 lirayı geçiyor). Kömürünü veriyor, gıda yardımı yapıyor(alışveriş çeki ile), elektrik faturasında büyük indirim alıyor, müzelere bedava giriyorlar, otobüse bedava biniyorlar, THY indirim yapıyor, TCDD bedava, çocuk okursa 25 yaşına kadar tamamen devlet desteği altında okumazsa 18 yaşına kadar vs vs... Bunlar varmıydı eskiden? Şimdi yaşlı anasına bakıyor diye 700 lira maaş veriyorlar, sen bak ailene, huzur evine yollama diye. Daha birçok örnek.