Suriyeli Dernek Başkanı: : Herkes gibi denize girmek istiyoruz

Suriyeli Mülteciler Dayanışma Derneği Başkanı: Herkes gibi denize girmek istiyoruz.

Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında

Buradaki olay sadece Suriyelilere yönelik değil, ortak kullanım alanını işgal eden herkes için getirilmiş bir kuraldır. Bence haklı ve gerekli bir kuraldı. Sonuç olarak Suriyelilerin plaja girme hakkı olduğu kadar benim de plajlara girme hakkım var ve onlar çadıları ve çöpleriyle plajları işgal ederek benim elimden bu hakkı alıyor.

Aynı şekilde eğer ben de plaja çadır kurup bu ortak alanı işgal etsem plaja girme hakkı olan herkesi bu haktan mahrum etmiş olacaktım.

Ayrıca belediye başkanı gerekli açıklamayı yapmıştır, olay çarpıtmanın anlamı yok.

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/mudanya-belediye-baskanindan-suriyeli-aciklamasi-5095359/

Herhangi bir siyasi partiyi savunmuyorum. Konu sahibi bu konudaki düşüncelerimi sorduğundan cevap yazdım. Herhangi bir tartışma içine girmek istemediğimdem başka cevap yazmayacağım.

Not: Konu sahibi ben bu konudan bahsetmedim derse diye bir cevap eklemek istiyorum; Bu konuyu açarak ne vurgulamak istediğin açıkca bellidir ben de ona göre cevap yazdım. Yorumda herhangi bir siyasi mesaj olmadığını vurgulamak isterim.

Herkese iyi forumlar dilerim.

Siz herkes değilsiniz ki. Siz SIĞINMACI statüsünde olan canlılarsınız. Sığınmacıların hiçbir hakkı yoktur, sığınmacı devlet ne derse oradan oraya gitmekle yükümlü organizmalardır.

Bayramda suriyeye giden mültecimi olur, denize giren sığınmacı mı olur devlet ne derse onu yapmakla yükümlü olmaları gerekirken bunlar her yerde ne yaptıklarıda belirsiz. Başımıza bela olacaklar haaa birde bunlar bizim ekonomiye baya yük bi göndersek şunları dolar direk 4, her şeyin hayırlısı

Herkes gibi ülkemizde yaşamak istiyoruz da diyebilirlerdi ama onlara canları tatlı geldi ve kaçtılar

Bazı arkadaşlar hitler edasıyla “Siz herkes değilsiniz, sığınmacı statüsünde olan canlılarsınız, devlet nereye derse oraya gitmekle yükümlü organizmalarsınız.” , “Bu suriyeliler bize çok yük yea, gitseler dolar hemen 4 TL olur” demiş.

Şimdi;

1) İnsan, insandır. Her milletten sığırlar çıkabiliyor. Plajlarda ateş yakıp, yediğini içtiğini toparlayıp çöpe atmaktan aciz milletimiz bu konuda ders vermeye kalkmasın. Ortalama bir suriyeli kadar pis bir milletiz, biraz aynaya bakıp kendimizi eleştirmeyi bilmeliyiz. Bu kafanın bir tık üstü; hitler kafasıdır, toplama kampları kurmaktır, insanlık suçu işlemektir.

2) Mevcut hükümetin ekonomi konusundaki başarısızlıklarını suriyelilere yıkmak bana göre günah keçisi seçmektir. Bizler suriyelilere yaptığımız yardım miktarlarını düşünmekten onların bize sağladığı ; ucuz işgücü ve işadamlarının kurdukları fabrikaları, işletmeleri gözden kaçırıyoruz.

Şu an domatesi 15 liraya değilde 6-7 liraya yiyebiliyorsanız; biz Türklerin beğenmediği, bu paraya hayatta çalışmam dediği işlerde suriyeliler kayıtdışı çalıştıkları içindir. Olayları incelerken “A veya B” görüşlü, sabahtan akşama kadar güç aldığı parti adına propaganda yapan TV kanalları gibi incelemeyin.

Bu konu hakkındaki genel görüşüm ise : “Kim yasaları, kuralları çiğniyor ve düzeni bozuyorsa bunun karşılığında etnik kökenine bakılmaksızın suça karşılık gelen yaptırımla cezalandırılmalıdır.”

Örnek veriyorum; Almanlar 1 Türk düğünde silah sıkıyor diye bütün Türklerin açık alanda düğün yapmasını engellese ne düşünürdünüz ? Böyle saçma iş mi olur ?

Veya Almanlar, birkaç Türk mangal-barbekü yaptığı yerde çöplerini toplamayıp pis bıraktığı için bütün Türkler’e halka açık alanlarda mangal-barbekü yapılmasını yasaklasa ne düşünürdünüz ?

Bu örneklerin ardı arkası bitmez. Önce kendimize bakalım, sonra biz zaten mükemmeliz diyip birilerini günah keçisi olarak seçelim.

Şu an domatesi 15 liraya değilde 6-7 liraya yiyebiliyorsanız; biz Türklerin beğenmediği, bu paraya hayatta çalışmam dediği işlerde suriyeliler kayıtdışı çalıştıkları içindir.

Şu kısma güldüm. Ekonominin bu halde olmasının başlıca sebeplerinden biri Suriyeliler zaten onlar sayesinde 5 6 liraya domates yemişim ne fayda

Doğru değindiğin noktalar var ancak bir kaç cümle eklemek isterim. Yurt dışına ne kadar çıkıyorsunuz bilmiyorum ama hangi ülkeye giderseniz gidin Türk pasaportunuz yada kimliğinizi kullanmanız gerektiği bir an olursa sizi 3 kere incelerler. Bu durum özellikle terör olaylarının sıkça yaşandığı ülke vatandaşları için geçerlidir.

Bir ülkeye misafir olarak gidiyorsanız o ülkenin kurallarına uymakla yükümlüsünüz, ülkemizde refah düzeyi ve haliyle alım gücü düşük bunun nedeni sadece Suriyeliler değil ama arkadaşın değindiği nokta güzel ucuz iş gücü. Bunun birde diğer yüzü var ne yazık ki. İşveren ucuza çalışacak ve aynı işi yapacak kişiye öncelik verir. Bu durumda ister istemez bizim işsizlik oranımızı etkiliyor. İstanbul, Bursa, Adapazarı ve diğer illerde bir çok Suriyeli var bir çoğu yetkin iş gücüne sahip değil. Avrupa'ya alınan Suriyeliler çoğunluk olarak lisans ve üzeri eğitim seviyesine sahip kişiler. Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan'da bulunan Suriyelilerden kaçı yüksek eğitim seviyesine sahip? İşte asıl sorun buradan patlak veriyor.

Yakın tarihimize bakarsak 1989 Bulgaristan göçünü ele alalım. Gelen Türk soylu bireyler gasp, dilenme, tecavüz ve benzeri olaylara ne kadar karıştı? Gelen kişilerin bir çoğu Türkiye'de memur oldu ve göçün verdiği koruyla tüm birikimlerini çalışarak ev, arsa ve benzeri taşınamaz mallarda kullandılar.

Lafı çok uzatmaya gerek yok, siyasi bir propagandaya malzeme etmeye ise hiç mi hiç gerek yok. İster Suriyeli olsun ister Türk kurallar bu ülke için genel olarak işleyiş göstermektedir.

Ben o kadar olumsuz düşünmüyorum, çoğu şeyin de kulaktan dolma bilgiler olduğunu ve çarpıtılarak bizlere yansıdığına inanıyorum. Tamam bende bunaltıcı şeyler görüyorum, şahit oluyorum fakat bu insanların başka bir ülkede kendilerini evlerinde gibi hissetmesinin nasıl bir duygu olduğunu ne kadar kişi biliyor anlıyor? Sadece yerel düşünmemek lazım. Düşünsene bir milletin tarihi kaderini değiştirecek nitelikte onların kahramanı oluyorsun. Tarih kitaplarına böyle yazılıyor. Bence muazzam birşey. Türkiye ilk değil ki her zaman çok uluslu milletlerin sığındığı yaşadığı bir yer olmuştur. Bunların yerine Amerikalı, Rus, Alman vs. Olabilirdi. O zaman görüşler çok farklı olurdu. Tamam cahiller, görgüsüzler ama bir şekilde olaylar böyle gelişti ve biz insanları Suriyeli ve turist diye ayırıyoruz. Yanlış düşünüyor olabilirim ama benim gözümde Marmaris'te tatil yapan turist kisvesi adı altında gelen Rus Dimitri ile Türkiye'ye sığınan Suriyeli Ahmed aynı değerde. En başta ikiside insan... Kimse farkında değil ama Türkiye birlik olmakta, hoşgörülü olmakta, saygılı olmakta çok zorlanıyor. Korkuyorum ki 3-4 nesil sonra bizlerden utanan torunlarımız olmasın... 1 Suriyeli katil diye hepsi katil olmuyor... Çok görüyorum sosyal medyada, yobaz deniyor, çocuk tacizcisi deniyor, karısını asıyor kesiyor,,, siz bunlar sadece Türkiye'de mi oluyor sanıyorsunuz? Türkiye'de adam Cuma namazına gidiyor diye tersleniyor, Ramazan'da içiyor diye hayıflanıyor. Durun bi sakin olun ya :) biz ne zaman böyle olduk? Neden kendi milletimize karşı bu kadar ön yargiliyiz? Tüm bunları neden anlattım. Kendi milletimizden Mahmut'u sevemiyor, çekemiyorken, Suriyeli Mahmud' u neden bagrimiza basalım (?) Maalesef Türkiye de algı böyle. 1 Müslüman günah işlerse İslamiyet kötülenir, 1 ateist İzmirli olursa İzmir kötülenir. Halbuki bu tamamen bilinç altında oluşturulan bir algidir. Suriyeliler meselesininde böyle olduğunu düşünüyorum. Amerika milyonlarca sığınmacıları ülkeye sokarken burası özgürlükler ülkesi dedi. Ama öyle ama böyle bu algıyı verdi... Suriyeliler savaştan kaçmış yerini yurdunu bırakmış olabilir. Senin özgürlük alanını kısıtlamadigi sürece onlar misafir. Burası Türkiye kendinize gelin :)) 3-5 insanın günahını hepsine yazmayın yazıktır. Hakeden mutlaka vardır. Ona şüphem yok ama siyasi değil insani düşünün. Yani en azından ben böyle düşünüyorum. Yok yüzmeye hakkım var, yok cafede Nargile içiyorlar, bize ne kardeşim. Biz gidip memleketi Suriyelilere teslim etmedik ki :)) sadece Suriyelileri değil tüm insanları rahat bırakın,, :))

Bence ...

Suriyeli Arap Düşmanı değilim. Gözlemlediğim kadarıyla bunlar birbirleri aralarında da kavgalılar. Yani işin özü dışardan göründüğü gibi değil. Fakat çok fazla sayıda arsız ve medeniyetten uzak yaşamış bir kesim var. Bunların derhal şehir yaşamından uzak rehabilite edilmesi veya doğru şekilde kendi vatanına götürülmeliler. Bu işin sonu iyi olmayacak gibi duruyor olsa da ben ferasetimi korumak istiyorum.