Ozi adlı üyeden alıntı

Kardeşim sana şunları söylemek istiyorum. Öncelikle geçmiş olsun Allah beterinden korusun inşallah. Ben toplam 8 - 9 defa trafik kazasına karıştım. Bunların 2'si yaya olarak. kırık ile atlattım. 4 ü direksiyon başı 2si yan koltuk. 1i arka koltuk. Yani anlayacağın kazanın her türlüsünü yaşadım. Ben yüksek hız seven biriyim. 200'den aşağı gitmem. Bendede vardı bir motor sevdası şu araba kazalarımı arabada yaptım motordan önce yaşadım yani. 90 ile giderken ıslak zeminde spin atıp bir araç birde refüjü biçerek uçtum. Aynı kazayı motorla yapsaydım şuan hayatta değilldim. Tüm araçları çok iyi kullanırım ama karşı taraf kaynaklı hatalar yüzünden olan bana oldu. Motorda keza öyle iyi bir sürücüyüm. Ama aynı kazayı motorla yapsaydım şuan bu satırları yazamıyor olabilirdim. Senden ricam motor sevdana ara vermen (y) Türkiye şartlarında bu tip sürücüler yola öyle bir atlıyor ki hiç bir şeyin önemi kalmıyor.

Çok teşekkür ederim değerli yorumunuz için.Daha öncede ufak tefek kazalarım oldu fakat ilk defa bu kadar büyük bir kaza geçirdim.Sizinde söylediğiniz gibi ülkemizde motor sürenlere pek dikkat edilmiyor son kazamda bunu görmüş oldum.Dikkat ediliyor olsa bile sonuç olarak bir anlık birşey istemedende olsa araç içindeki insanlar pek etkilenmiyor.Şuan çok çok daha iyiyim ilk duruşma yapıldı ve bilir kişi raporu istendi.Karşı tarafın avukatı hızımın 120'lerde olduğunu ileri sürdü fakat bilirkişi 75 km hızda olduğumu tespit etti.Hız sınırı 60 km kaza yaptığım yerde.Bu sebepten %75 kusur karşı tarafa verildi.Bu ay 2. duruşmaya girecektik fakat covid-19 salgını nedeniyle 10. aya ertelendi.Motoru bırakma konusuna gelince insan sevdiği şeylerden vazgeçemiyor ne yazıkki.2 ayağımda alçıdayken kazadan 4 gün geçmiş olmasına rağmen camdan dışarı bakıp "Hava ne güzel tam motor sürmelik" gibi şeyler düşünüyordum.Bu konuda biraz takıntılıyım kolay kolay vazgeçebileceğimi sanmıyorum :)