EranKucuk
Sesli iletişim ve video oyunları bir arada düşünüldüğünde akla gelmemesi imkânsız olan TeamSpeak markası, nasıl oldu da ‘yitip gidenler’ kervanının bir üyesi haline geldi? Gelin yanlış kararların, şanssızlıkların ve bir parlayıp bir sönenlerin anlatıldığı yazı serimizde bu yazılımın hikâyesini anlatalım.
Öncelikle TeamSpeak’te işleyeceğimiz konu aynı zamanda doğrudan doğruya başka bir markanın başarılı ilerleyişinin de izlerini taşıyor. Dolayısıyla yer yer o markadan da bahsetmemenin imkânı yok. Şimdi dilerseniz detaylı bir şekilde, başlıklar halinde anlatmaya koyulalım olur mu?
İlk Hata: Geç Kalışlar ve Aç Gözlülük
TeamSpeak’in hakkını yememenin gerektiği bir nokta var. İlk çıkışı öyle inovatif ve öyle hoştu ki bütün ipleri çok kısa bir sürede eline almasının önünü açtı. Özellikle pek çok özellik barındırıyor olması ve neredeyse tüm özelliklerinin ayarlarla özelleştirilebilir tutulmuş olması platformun kısa süre içerisinde milyonlarca kullanıcı tarafından kullanılmasının önünü açtı. Ayrıca her ne kadar aşılabilir olsa da, platformda sunucu açmanın da lisansa tabii tutulması, bu lisans ücretlerinden alınan komisyonlar da geliştiricilerin maddi ihtiyaçlarını gidermelerine olanak sağlıyordu. Dolayısıyla hem başlangıçta, hem de devamında oldukça iyi bir operasyon görebildik diyebiliriz. Tüm bunları başarmak her yiğidin harcı değildir.
2008 ve 2016 yılları arasında tahtını koruduğunu söyleyebileceğimiz yazılım elbette TS 3 ile birlikte bu tahta oturmuştu. Peki, nasıl oldu da bu denli doğru hamleler yapan bir ekip başlığımıza konu olabildi? Burada geç kalmak önemli bir rol oynuyor işte. Ana hizmetin değil de, ekstra içeriklerin para kazanma yolu olduğunu gördüğümüz dönemlerde TeamSpeak sunucu sahibi olmak isteyenlere hâlâ bu şansı ücretle tanımaktaydı. Hatta kişi sayısına göre ödeme metotları da değişmekteydi. Ücretsiz rakipler ortaya ilk çıkmaya başladığında dahi TS 3, premium bir program olarak gövde gösteriyordu. Bu nedenle alt başlıkta iki unsura da yer verdik ya zaten. Geç kalışlar ve aç gözlülük…
Yandex’in Tarayıcısı Yandex.Browser Yayınlandı!
Yandex, Türkiye saati saat 16:00 itibari ile yeni tarayıcısını yayınladı. Tarayıcı alternatifleri arasında artık Yandex.Browser da yerini aldı… Yandex’in yeni tarayıcısı Yandex.Browser’ın tüm geliştiricilere açık olacağ...
Kendisi Gibi Dişli Bir Rakip: Discord
Discord, bugün gözünüze yalnızca bir oyuncu platformu olarak görünüyorsa konuyu iyi yorumlayamıyorsunuz demektir. Discord hem Skype’ın hem de TeamSpeak’in elinden tahtını almayı başaran bir yazılım. İnovatif ve yenilikçi olmak konusunda iki platformla da rekabet edebilmiş ve daha iyi olduğunu kullanıcılara kanıtlamış durumda.
Discord iki şeyi çok doğru yaptı. Kullanıcılarından, sunucu sahiplerinden bir ücret talep etmedi ve TS ilk darbeyi burada yedi. Ayrıca Skype’ın sahip olduğu sınırları da kaldırdı. İnsanlara yalnızca sesli ve görüntülü iletişim kurma özelliklerini vermedi, 50 kullanıcıya kadar yayın yapabilme ve görüntülü iletişimde kalabilme imkânlarını da tanıdı. Tüm bunlarla birlikte imaj çalışmasını da doğru yürüten marka, son yıllarda tahtı net bir şekilde ele geçirerek özellikle oyun alanında rakibi olarak anabileceğimiz diğer platformların ‘yitip gitme’ nedeni oldu. Bu başarılı yükseliş engellenebilirdi ve rekabet ortamı oluşabilirdi elbette. Ancak yapılan hatalar da böyle bir durumun oluşmamasına resmen sigorta oldu. Bakalım Discord’un tahtını sarsacak rakibini ne zaman göreceğiz.
Peki, sizin hiç TeamSpeak 3 sunucunuz olmuş muydu? Özelleştirmeleriyle farklı bir kullanım zevki vardı değil mi? Yorumlarda görüşelim.
