Bir çok tasarımcı için renkler, anlatılmak isteneni destekleyen bir araçtır. Bu araçlar duyguları içinde barındırır. Duygular insanlarda satın almayı, kabul etmeyi, aynı düşünmeyi tetikler. Anlatılmak istenen her öykü renklerin içinde insanlara yansıtılır. Renklerin duygusal dünyalarına birlikte bakalım. Kırmızı Enerji, heyecan ve bir an önce satın alma isteği uyandırır. Kan ve tutkunun rengi olarak görülen kırmızı, butonlarda "Şimdi Satın Al" yazısıyla hızlı aksiyon almanızı sağlayabilir. Kırmızı renginin, sıcaklık, aşk, şehvet, kuvvet, tehlike gibi anlamları da psikolojik olarak görülmüştür. Coca Cola, GNC, RedBull gibi firmaların bu rengi kullandığını görebiliriz. Turuncu Bir çok tasarımcının coşku ve "daha önce hiç olmadığı kadar iyi" etkilerini bırakması turuncu renginin bir sihiri. Bir an önce satın alımı gerçekleştirmek adına "Sahip Ol" gibi bir butonla bir adım öne çıkabilir. Sıcak duygular, mutluluk, başarı, uyarılma, yaratıcılık gibi etkiler de turuncu rengi için

Ümit fakirin, stok görseller ise düşük bütçelilerin ekmeği… Ve biliyorsunuz ki ekmek artık stok fotoğrafın arka planında. Onu oradan alıp, kullanmak istediğiniz fotoğrafa yerleştirmek ise hiç kolay değil. Tabii profesyonel bir grafik yazılımını kullanmayı bilmiyorsanız veya henüz bu yazıyı okumadıysanız! Fotoğrafların arkaplanını kesmek veya grafik dilindeki adıyla “Dekupe” işlemi, uzaya roket fırlatmak gibi büyük bir olay değil. Fakat bir grafik yazılımı kullanmıyorsanız veya bilgisayarınızda yüklü değilse, gücünü yapay zekadan alan bu araca bayılacaksınız. Remove.bg (Remove Background; Arkaplanı Kaldır’ın kısaltması) otomatikleştirilmiş yapay zekanın gücünden faydalanarak, fotoğraflarınızın arka planlarını kaldırıyor. Normalde bu tarz araçların gayet uzaylı sonuçlarla karşımıza çıktığını biliyorum fakat bu tool bir başka. Remove.bg’yi kullanmak için elinizin altında sadece bir farenin olması yeterli. Arkaplanını temizlemek istediğiniz görseli doğrudan araca

Yeni yılın ufukta seğirmesiyle, önümüzdeki yıl web ve tasarım dünyasında cıvıldayacak cıvık renkler belli oldu. Birçok sektör için küresel çapta market yeri olan Shutterstock’a göre, 2019 yılında sıcak ve canlı renkler tasarım trendlerindeki yerini aynen koruyacaklar. Bugün Shutterstock, “2019’un En Trend Renkleri” adında yeni bir rapor yayınladı. Raporu oluştururken platformundaki piksel verisi ve görsel indirme istatistiklerinden faydalanıldığını belirten servis, bu raporuyla 2019’un renk karnesine ışık tutmak istiyor. Shutterstock’un raporuna göre en popüler ve global anlamda geçerliliği baskın 3 renk belirlenmiş. Bu renklerin dışında bölgesel olarak, hangi rengin hangi bölgede daha çok beğenildiği/beğenileceğine ilişkin de ayrıca kilit veriler paylaşılıyor. Hemen aşağıdaki rapordan görebileceğiniz üzere, bu yılın en trend renkleri UFO Yeşili (#7FFF00), Plastik Pembesi (#FF1493) ve Proton Moru (#8A2BE2) üçlüsü olarak belirlenmiş: Shutterstock’un verilerinde yerel

Klavyenizdeki Windows tuşunu kullanıyor musunuz? Peki, Windows’un logosuyla süslenen bu tuşun aslında 6 farklı adı olduğunu biliyor muydunuz? Windows tuşu, WinKey, başlat tuşu, logo tuşu, bayrak tuşu, super key ve komut (Command) tuşu. Birçok modern klavyede yancılık tekniğiyle yer tutan Windows tuşuna dair size anlatabileceğim büyük bir öykü yok. Ancak, piyasaya ilk defa 1985 yılında çıkan Windows’un logosunun derin ve buram buram hatıra kokulu bir hikayesi var! İşte, Windows’un logosunun dünden bugüne, 33 yıl içindeki anı ve hatıra kokan değişimi: 1985 - Başlangıç (Windows 1.0 ve Windows 2.0) Windows’un piyasaya ilk çıktığında kullanılan logosu, Windows logosunun yapı açısından temellerini oluşturuyordu. Hatta biraz dikkatli bakarsak, şu anki modern logonun hala ondan parçalar taşıdığını göreceksinizdir. Windows’un ilk logosu günümüzün tasarım anlayışı için Doğan görünümlü Şahin’i temsil ediyor olabilir… Oysa 1985 yılında kesinlikle gününün Doğan’ıydı. 1990 -

Adobe, Illustrator CC’nin yeni sürümünde kullanıcıların karşısına çıkacak yeni ve ışıl ışıl özelliklerini hazırlamaya tam gaz devam ediyor. Bugün ortaya çıkan heyecan verici yeni Illustrator güncellemesi özelliğiyse tasarımcıların işini oldukça kolaylaştıracak gibi duruyor. Şu an itibariyle Illustrator CC’de toplam 80 araç sunuluyor ve bunların her birine ulaşmak daima sandığımız kadar kolay olmayabiliyor. Genellikle en çok kullandığınız araçların araç çubuğunun ulaşılması en zor yerinde olması ise bize Murphy Kanunları’nı hatırlatıyor. Zinciri kırmaya ve tasarımcılara özelleştirilmiş tasarım yazılımı deneyimi sunmak için kolları sıvayan Adobe, yeni Illustrator CC sürümüyle birlikte özelleştirilebilir araç çubuğunu tasarımcıların beğenisine sunmaya hazırlanıyor. Tasarım aşamasında her projede aynı araçları kullandığımızı söyleyemeyiz. Illustrator CC’nin yeni özelleştirilebilir araç çubuğu bu açıdan dertlerimize derman olacak. Tasarımcılar artık istedikleri gibi araç çubuğunu

Apple’ı ve iOS işletim sistemini Android’den daha çok seviyor olabilirsiniz. Yine de bu durum, kafanızı çevirdiğiniz her köşede Android ile özdeşleşen yeşil robotu görmekten kurtulabileceğiniz anlamına gelmiyor. Google ve onun dünyayı değiştiren açık kaynaklı işletim sistemi Android, yabana atılacak cinsten değil. Böylesi büyük bir projeyi on yılı aşkın süredir sembolize etmeyi başaran logosu ise hiç değil… Android’in logosu (veya maskotu) olarak atfedilen yeşil robot, Irina Blok isimli bir tasarımcı tarafından Android’in geliştirilmesi sürecinde ortaya çıktı. İlk aşamada ekibin fikri; yeşil robotu sadece geliştiriciler için kullanacakları bir logo olarak düşünmekti. Ne var ki proje yayınlandıktan sonra sıradan kullanıcılar minnak yeşil robotu geliştiricilerden daha çok sevdiler. Biraz müşterilerinin duygularından yola çıkan Google da planlananın aksine Android robotunu resmi logo olarak kullanmaya karar verdi. Irına Blok, “Asıl fikir, açık kaynaklı bir logo (tıpkı projenin

Yazılım ve internet sitesi için renk seçimi yaparken genelde ilham perisinin bize sunduklarından faydalanıyoruz. Kendi kafamızın dikine gidip içimizdeki sesi ve keyfimizin kahyasını dinlediğimiz de olmuyor değil… Peki, seçtiğimiz renklerin birbirine olan kontrast uyumundan ne haber? Tüm renkler doğası gereği birbirine karşı bir kontrast değerine sahip. Bu dengeyi kıvamında tutturmak, renk körlüğü ve görme sorunu yaşayan kullanıcılar için yazılım ve internet sitelerinizin üst düzey bir deneyim sunması anlamına geliyor. 2010’da New Yorker’ın Mark Zuckerberg’in renk körü olduğu gerçeğini doğrulaması, Facebook’un neden mavi olduğunu ve renk kontrastının ne denli önemli olduğunu hepimize öğretmişti. Jose Antonio Vargas ile röportajında Zuckerberg, “Evet, renk körüyüm. Mavi benim için en zengin renk. Mavinin tüm tonlarını görebiliyorum.” diyerek, Facebook’un neden mavi tonlarını kullandığı sorusuna ışık tutmuştu. Erişebilirlik deneyimini arttırmak için çalışan bir araç: Hex

Retro şeylerin (eskimiş veya modası geçmiş) tekrar popüler olmayı başarması, tarihin tekerrür etme yeteneğine şapka çıkarttırıyor. Retro tasarımlar daima modası geçmiş, eskimiş görünseler de zaman zaman modern tasarım dünyasında kendilerine tatlı sert yer buluyorlar. Kimi markalar bunu etkili bir kitle ilgi avlama aracı olarak kullanırken kimi markalar tümüyle es geçiyorlar. Peki gerçekten Facebook, Twitter, YouTube ve daha niceleri reklamlarında retro akımına kapılsaydı karşımıza nasıl çıkarlardı? Bir grup tasarımcının özgün ve bağımsız çalışmaları, modern teknolojiler retro reklamlara sahip olsaydı nasıl görünürlerdi? sorusuna ışık tutuyor. Listedeki çalışmaların bir kısmı tamamen baştan tasarlanmış, bir kısmıysa vaktiyle gerçekten kullanılan reklamların düzenlenmesiyle ortaya çıkarılmış: Sosyal Medya Facebook Skype Twitter YouTube Oyun Konsolları GameBoy Advance SP Guitar Hero Nintendo Wii Nintendo Wii & Guitar

Bazen yeteneğinizi pazarlamayı bilmek, yetenekli olmaktan daha önemlidir. Dünyanın en yüce yetenekleriyle kutsanmış olsanız da onları kullanmadığınız sürece yetenekleriniz salt yetenek öteye geçemeyecek. Takım elbisesiyle semâları arşınlayan bir Süpermen düşünün…Kostüm pazarlaması eksik olduktan sonra Süpermen bile olsanız uçmak pek havalı olmuyor, değil mi? Pasif gelirler, tüm Webmaster’lar için olduğu kadar grafikerler ve tasarımcılar için de uzun vadede oldukça kârlıdır. Aktif gelirlerleriniz sadece çalışırken kazandığınız kazancı oluştururken, pasif gelirler çalışmadığınız karlı günleri güneşli günlere çevirmeyi başarabilirler. Pasif bir gelir kaynağı oluşturmak hiç kolay olmayacaktır. Sonuçta hiçbirimiz ekstradan mesai yapmaktan hoşlanmayız. Eğer karlı günleri güneşli günlere çevirecek bir süper güç istiyorsanız, sizi bir örümceğin ısırmasından fazlasına ihtiyacınız olacak. Mesela, grafikler için en önemli 10 pasif gelir kaynağı gibi: 01. Çok Maksatlı Grafik Şablonları

Uzun uzun yıllar önce (aşağı yukarı 1997), hafta sonlarını Herkül: Efsanevi Maceralar ve Zeyna: Savaşçı Prenses’i izleyerek büyüyen bir çocuk vardı. O da tüm yaşıtları gibi bir Hotmail hesabına sahipti ve fakat kendinden başka kimlerin bir mail adresi olduğunu bilmiyordu. O çocuk size de tanıdık geldi mi? GoDaddy tüm bu nostaljik durumların vuku bulduğu yıllarda doğdu. Herkesin internette var olmasını, yaratıcı işler yapması ve dünyayı değiştirecek internet sitelerinin kurulmasını hedefliyordu. O iş, pek GoDaddy’nin planladığı gibi gitmedi ama olsun. 2005 yılında küçük bir çoğun bile alan adı almak istediğinde ilk tercihi olunca GoDaddy dünyanın en kapsamlı ICANN onaylı Registar firmasına dönüştü. Yıllar su gibi akıp geçerken internet değişti. GoDaddy’nin logosu da öyle, hem de birkaç kez. 90’lı yıllarda GoDaddy’nin logosu (yukardaki) zamanı çerçevesinde değerlendirildiğinde kabul gören, başarılı bir logoydu. Modern tasarım anlayışının değişmesiyle birlikte eski moda görünen