Abonelik Servisleri Çoğaldıkça Tüketici Zorlanıyor

Bugün abonelik servisleri üzerine konuşacağız. Ancak yanlış anlaşılma da olmasın. Abonelik servislerinin hizmet kalitesi ya da hangisinin daha iyi olduğu falan olmayacak konumuz. Bu servislerin sayılarının artmasının, biz tüketicileri nasıl ve hangi açılardan zorladığı konularına eğileceğiz. Buyurun lafı uzatmadan konumuza başlayalım.

Abonelik servisleri, hizmet sağlayıcılar son beş yılda etkinliklerini ve ulaştıkları insan sayısını müthiş derecede arttırdılar. Pazarın büyümesine öncülük eden Netflix, Spotify gibi servisler aynı zamanda kendileriyle rekabete tutuşacak diğer bazı girişim ve atılımların da önünü açtı. Başlarda sorsanız temel servisleri sayabilirdim aslında. Ancak bugün en bilindikleri de saymak istesem illa unuttuklarım olacaktır. Amazon Prime, YouTube Premium, Disney Plus, BluTV, Mubi, Exxen… Unuttum değil mi bazılarını?

Hayatı Kaçırma Kaygımız Körükleniyor

FOMO’yu daha önce duymamış olabilirsiniz ancak yaşadığınıza eminim. Bu psikolojik rahatsızlıktan modern toplumdaki her birey zarar görüyor. İnsanlar hayatı kaçırdıkları hissine kapılara çok daha aktif yaşamaya çalışıyorlar ve bilin ne oluyor? Kaçırılacak o kadar fazla şey var ki bu hissin pençelerine düşmüş birisi, öyle aktif hayatlar yaşayarak da kurtulamıyor maalesef buradan.

Kavramın bilinirliğini Instagram ve Snapchat gibi insanların hayatlarından kareleri paylaştığı uygulamalar arttırdı. Bu platformlarda elbette herkes yaşamlarının parlama anlarından kesitleri çevreleriyle paylaşıyor. Durum böyle olunca, evde yatağına uzanıp bu platformlarda ufak bir gezinti yapan birisi genellikle kendi hayatının geride kaldığı hissine kapılarak rahatsız oluyor. Dünya her ne kadar öyle renkli yaşantıların sürekliliğine sahne olmasa da bu sosyal medya platformları için geçerli değil.

İşte tam olarak buna benzer bir durum da abonelik servisleri arttıkça yaşanıyor. Netflix yapımları fenomenleştiğinde, bu platformun bir abonesi olmak da fenomenleşti. Keza bugün sanki herkesin Spotify hesabı var gibi değil mi? Amazon da kendi orijinal yapımlarıyla platformunu destekliyor ve Exxen üyesi olup Leyla ile Mecnun ya da Gibi benzeri yapımları izleyen insanlar var etrafımızda. İşte bu yine birçok tüketicinin FOMO etkisi yaşamasına sebep oluyor. Platform sayılarının artması ve yürüttükleri o havalı pazarlama kampanyaları bize psikolojik rahatsızlıkları tepside sunabiliyor. Ancak iş sadece manevi bir gerçeklikte de kalmıyor.

İlginizi Çekebilir!

Kuzey Kore Tasarım Harikası Web Sitelerini Yanlışlıkla Dünyaya Açtı!

Hali hazırda birer internet kullanıcısı olarak mutlaka sosyal medyada paylaşılanlardan, haber sitelerinden ve çok daha farklı mecralardan Kuzey Kore’nin kapalı kutu bir ülke olduğunu duymuşsunuzdur. Tüm dünyaya tamamen kapalı bu ülk...

Ekonomik Boyutu da Fena

FOMO (Fear Of Missing Out), daha fazla platformun abonesi olmamız için bizi kamçılıyor da kamçılıyor. Tamam, olalım madem. Sonuçta bu platformlar kaliteli yapımlara da ev sahipliği yapıyor değil mi? Ne kaybederiz ki? Ama öyle olmuyor, maddi yük gerçekten çok ağırlaşıyor. Bugün yaşamımızı sürdürebilmemiz için ödediğimiz faturalara benzer ödemeleri de her ay bu abonelik servislerine veriyoruz.

Şu an ben bunlara benzer abonelik servislerinden 3 tanesine aylık ödeme yapıyorum. Ancak çevremde 5 ve fazlası servisin kullanıcısı olanlar da bulunuyor. Düşününce tüketicinin omzunda bir yük olmaya başladığı çok açık. Eminim ki dünyanın bir yerlerinde sağlıklı beslenmesi, ailesiyle iletişimi buradaki ekonomik giderler nedeniyle bozulan pek çok insan nefes alıyor. Üzücü değil mi?

Eğer sizin de konuyla ilgili söyleyecek bir şeyleriniz varsa yorumlarda görüşelim. Bir başka içeriğimizde karşılaşana kadar kendinize iyi bakın.