Being
Emojiler yazı dilinin don lastiği tutumunu değiştirmek adına Japonlar tarafından icat edildi. İlk başta “Nasıl olsa adamların alfabesi sıkıntılı, bizim kullanmamıza gerek yok” yaygın görüşü ile kürsel çapta örselenmesine rağmen sonradan tüm yazı dillerinde etkin şekilde kullanabileceği farkedildi. “Seni öldürürüm!” ile “Seni Öldürürüm! :)” arasındaki kıldan ince farkı belirleyen emojiler bir günde hayatımıza girmediler. 1997 Yılından bu yana bizimle birlikteler ve son yıllarda zirvelerini yaşıyorlar.
Bir solukta kısa ve kavramsal emoji tarihini öğrendiğinize göre işimize yarayacak kısımları için hafızanızda yer açmak isteyebilirsiniz. Bir bilimsel araştırmada elde edilen verilere göre emojiler ile birlikte gönderdiğiniz mesajlar, emoji kullanılmadan gönderdiğiniz mesajlara oranla daha hatırlanılabilir oluyormuş. Aynı araştırmada yer alan verilere göre emojiler doğru kullanıldığı markanızı rakiplerinize kıyasla daha hatırlanabilir ve dost canlısı olabileceğini gösteriyor. Örneğin aynı anda paylaşım yapan iki markadan biri emoji kullandığında, paylaşımlarını dümdük yapan markanın karşısında doğal bir hatırlanabilirlik avantajı elde ediyor.
Emojilerin gerçek gücü adına saptanan bulgular bununla sınırlı değil. Bir dijital ajans tarafından yapılan amatör araştırma; emoji kullanılan Tweet’lerin yüzde 25.4 daha fazla etkileşim aldığına dikkat çekiyor. Yönümüzü Facebook’a çevirdiğimizde ise emoji kullanılan paylaşımlarda beğeni sayısının yüzde 57 daha fazla olduğu deneysel gerçeği karşımıza çıkıyor. Sırf emoji kullanıldığı için Facebook gönderilerinin yüzde 33 oranında daha fazla yorum ve paylaşım aldığını da unutmayalım.
Tüm çarpıcı istatistikler şöyle bir kenara dursun, emojilere ilişkin büyük bir sorun var. Bu içeriğin yayınlandığında görüntülediğim kadarıyla toplamda 2 bin 666 emojinin varlığı söz konusu. Bunların atıştırmalık misali ortaya karışık sunulması etkileşim ve tıklama oranını arttırma konusunda beklenen başarıyı gösteremeyebilir. Öyleyse etkileşimi arttırmak için en çok hangi emojileri tercih etmeli ve hangilerinden kaçınmalıyız?
Hangi emojilerin daha çok etkileşim yakaladığı üzerine detaylı bir araştırma yapan HubSpot; Facebook, LinkedIn, Twitter, Google Plus ve Instagram dahil toplamda 19 milyon gönderiyi baz alarak bir emoji çalışması gerçekleştirmiş. Çalışmanın bir sonucu olarak, hangi emojilerin daha çok tercih edilme eğiliminde olduğunu ve tıklanabilir olduğunu saptamış. İşte Hubspot’un elde ettiği birbirinden ilginç emojisel sonuçlar:
En popüler 10 emoji
İlk iki sırada kayınço emojilerin olması sizi pek şaşırtmayacaktır. Birçok sosyal medya editörünün bu emojileri kullanmasının nedeni, akılda kalıcıktan öte kullanıcıların yönlendirilmek istendiği linke vurgu yapmaya yardımcı olması. Diğer emojiler ise yine yayıncılık sektöründe genel geçer şeyleri aktarmak için sıkça tercih ettiğimiz ifadelerden ibaret. Buradaki süslenmiş çam ağacı bizim için ufak bir istisna olabilir. Yine de buna uygun sezona ilişkin diğer emojilerin ülkemizde yaygın biçimde kullanıldığını söylemek mümkün.
Google Vizyondaki Filmlerin Detaylarından Haberdar Olabileceğimiz Yeni Özelliğini Tanıttı
Yeni nesil Web felsefesine uygun olarak, Google’ın kullanıcıları farklı bir siteye yönlendirmeden sorununu çözmek gibi bir fikri var. Önce çeşitli Featured Snippets modelleriyle bunu icraata geçiren Google, sonrasındaysa şarkı sözle...
Etkileşim arttırma şansı en yüksek 10 emoji
Hubspot’un bize bu başlıkta sunduğu 10 emojiye ilişkin ilk dikkat çeken detay, popüler emojilerin etkileşim arttıran emojilerin arasında yer almıyor olması. Kısacası markanızı öne çıkarırken popüler olan emojilere abanmak yerine daha benzersiz ifadeler kullanmanız dikkat çekme şansını ve tıklanma oranını arttırabiliyor. Gülen ifadeler yerine ağlayan surat ve üzgün surat gibi melankolik hissiyatlar uyandıran ifadelerin sosyal medyada daha çok yanıtlandığı ve yorumlandığı düşünülüyor.
Tıklanma oranını arttırma şansı yüksek 10 emoji
Bu bölümde yine popüler emojilerden yalnızca tek bir emojinin listede yer alması dikkat çekiyor. Bir önceki bölümde olduğu gibi popüler olmayan emojileri kullanmanın ve daha doğrusu kontekste göre emoji seçmenin tıklama oranını arttırdığı görülüyor. Bunu hatırlatmak birçoğumuz için kolay olacaktır, “Damara göre şerbet vermek” deyimini, “Konuya göre emoji girmek” olarak kafanızda kodlayabilirsiniz.
HubSpot editörü, kiraz gibi emojilerin çok az kullanılmasına rağmen neden daha yüksek etkileşim yakaladıklarını insanların rastgele yeniliklere daha çok eğilimli olması şeklinde açıklıyor. Ayrıca rastgeleliğin insanların dikkatlerini daha kolay avlayıp, dikkati linkizin üzerine çektiği ifadesinde bulunuyor.
Son söz
Emoji kullanımının sosyal medya başta olmak üzere birçok alanda size avantaj sağlayabileceği rakamlarla ispatlanmış bir gerçek. Sadece hangi emojilerin daha yüksek etkileşim yakalayacağını ve kullanım alanına göre performansın değişebileceği gerçekliğini es geçmemek gerekiyor. Özetle toparlamamız gerekirse;
- Sosyal medyada daha az tercih edilen emojiler kullanıcıların ilgisini daha çok çekiyor.
- Emoji kullanılan metinler, kullanılmayanlara oranla daha fazla etkileşim yakalıyor ve kolayca hatırlanıyor.
- İçeriklerinde emoji kullanan markaların hatırlanabilirliği, içeriklerinde emoji kullanmayanlara kıyasla daha yüksek oluyor.
- Konuya uygun belirlenen emojiler, linklere fazladan dikkat çekip içeriğin tıklama oranının arttırılmasına yardımcı olabiliyor.
- Gülen ifadeler yerine ağlayan ve üzgün surat ifadeleri daha yüksek etkileşim yakalayabiliyor.
Emojilerin tıklanma oranı ve dikkat avı üzerindeki payına inanıyor musunuz? Yoksa her şey bir rastgeleliğin sonucu mu dersiniz?
