Henüz dünyanın toz mu toz pembe olduğu zamanlardı. ilkokulda birçok defa şiir yarışmasına katılmış ama insanları yazdığım şiirlerle etkilemeyi bir türlü başaramamıştım. Yıllar geçti gitti ve dünyanın rengi pembeden maviye döndü. Ben eşek kadar adam oldum ama şiir yazmayı bırakmadım. Neden mi bırakmadım? Sırf siz Sidebar’ı bırakın diye;
Klasikler sadece müzikte mi olur?
Blog’a Sidebar neden konur?
Sidebar reklamsız olsa ne olur?
Boşver, olmasa da olur.
İnternet siteleri ve blog konseptinin kullanıcı deneyimi açısından bazı klasikleşen ögeleri var. Türkçesi “kenar çubuğu” olmasına rağmen çubuğu mubuğu kendimize yediremeyip ısrarla “Sidebar” demeye devam ettiğimiz bu tasarım ögesi de en önemli blog kullanıcı deneyimi klasiklerinden biri. Yalnız ne var biliyor musunuz, internet ziyaretçileri için artık Sidebar’ı sandığımız kadar şahşahalı ve klasik kabul etmiyor.
Sidebar dediğimiz öge internet sayfamızın sağ bölümünü kaplıyor. Bir Webmaster için Tarabya’da boş arsa kadar değerli olan bu alanın içine reklamlar, özel teklifler ve ekstradan para kazanmamıza yardımcı olan bir çok şey yerleştiriliyor. Yani bu alan bizler için tam bir para sayma makinesi diyebiliriz.
Tabii bizi mutlu eden ve ekstradan gelir elde etmemize yardımcı olan Sidebar’ı internet ziyaretçileri aynı oranda çekici bulmuyor. İnternet ziyaretçileri bir siteyi ziyaret ettiği anda ne kadar reklam, gereksiz alet edavat varsa bunların büyük kısmının nerede olacağını çok iyi biliyor ve reklam duyarsızlığına kapılıyor. Sonuç olarak kazancımızı arttıralım derken Sidebar kazancımızı düşürüyor.
Ziyaretçilerin Odak Noktası ve Sidebar’sız CTA
Sidebar tasarımı tamamlayan önemli bir klasik gibi görünüyor olsa da aslında okurların dikkatini dağıtma payı en yüksek bölümlerden de biri. Tamam bunları zaten biz de biliyoruz ama eğer Sidebar olmazsa CTA (Calls to Action) kısmına ziyaretçileri nasıl çekeceğiz? Nasıl bu insanlara bir şey yaptıracak ve gelir elde etmeye devam edeceğiz? İşte bizim asıl konumuz da tam olarak burada başlıyor.
Blogların büyük bir bölümünde sidebar bölümünde şunlar yer alıyor;
- Yazar hakkında
- Sosyal medya butonları
- Arama kutusu
- Popüler içerikler
- Kayıt formları
- Kategori bulutları
- Reklamlar
- Reklamlar
- Reklamlar
- Yine reklamlar
Peki, blogumuzun tasarımında bir Sidebar olmasaydı bu ihtiyaçlarımızı nasıl karşılardık veya karşılayabilir miydik?
Mobil Temaların Ziyaretçi Etkisi Nedir?
Herkes son günlerde konuşulan mobil tema konusunda henüz tam olarak bilgi sahibi olmadığı için büyük bir merakla analiz yapanların elde ettiği sonuçları dinliyor veya şahit oluyor. Fakat mobil temanın yararını ölçmenin analiz etmey...
#1- Yazar Hakkında Bölümünün Sidebar’da Ne İşi Var?
Bunlar hep bir takım ecnebilerin oynadığı akıl oyunları. Normalde Türkiye’nin ilk popüler bloglarında sidebar’da yazar hakkında bölümü yer almıyordu. Bunun yerine yazar hakkında bölümü içeriğin Başlık (Title) bölümünün üzerine veya altına bir yerlere sokuşturuluyordu.
Baktık ki, buralar olmuyor o halde biz de gidip sayfanın en altına sokuyorduk. Orası da mı olmadı? O zaman hiç koymuyorduk. Mantıksal olarak içeriğinizi okuyan bir ziyaretçinin yazarın kim olduğunu merak etmesi doğaldır. İçeriğinizi okumayan adam sizi Sidebar’da görse ne olur, görmese ne olur. Dolayısıyla bu ecnebi oyununu bırakalım ve bence Sidebar’ı artık kaldıralım.
#2- Popüler İçerikler Olmadan Olur mu?
Bir blogda popüler içerikleri göstermenin, evlenmeden önce askerlik yapmak kadar önemli olduğunu biliyoruz. İyi de neden gidip de popüler içerikleri laps diye Sidebar’a iliştiriyoruz? Popüler içeriklerle ziyaretçilerin ilgilenebileceği veya ilgilenmek isteyeceği iki yer vardır; Header’ın altı ve Footer’ın üstü yani içerik sonu.
Bu kısımlara popüler içerikleri koymak Sidebar’a koymaktan çok daha pratik olacaktır. Zaten içeriği okurken kullanıcının faresi mutlaka dikkat çeken bu bölüme takılacak “Aaa bakayım burada ne varmış?” derken tık atılacaktır. Gördünüz mü, Sidebar şimdi daha da bi gereksiz görünmeye başladı.
#3- Üvey Evlat Arama Çubuğu
Blog tasarımlarında mutlaka yer verdiğimiz arama butonu var ya hani, bence o bir internet sitesinin üvey evladıdır. Vardır, oradadır bilirsin ama onu kimsenin sevmediğini ona ilgi göstermediğinden de haberdarsındır. İnsanlar site içi arama yerine muhtemelen Google aramasını tercih ediyor. Zaten arama yapılması gereken yerlerde de okur yorulmasın diye biz link çıkartıyoruz.
Bu kadar aktif kullanılmayacak üvey evladımıza farkında olmasak da en çok değeri biz veriyoruz. Tamam en nihayetinde evlattır çöpe atmayalım ama ne bileyim bunu tıpkı WM Aracı’nda olduğu gibi Header’a iliştirsek veya en tepeye atıp başımızın üstünde tutsak fena mı olurdu?
#4- Aramazsan Arama Yar!
En son hangi internet sitesini ziyaret edip, bu internet sitesinin sırf sidebar’da sosyal medya profil bağlantısı var diye takip ettiğinizi hatırlıyor musunuz? Yok mu… Düşünün artık ne kadar zaman geçmiş bu modanın üzerinden.
Gerçekçi olalım, insanlar gerçekten hoşuna giden ilgili içerikleri güzel olan sayfaların sosyal medya hesaplarını takip ederler. Böyle bir şey olduğunda da sayfanın neresine sosyal bağlantılarınızı koyarsanız koyun, o adam zaten onu bulup beğenecek veya takip etmeye başlayacaktır. Hiç aramaya bile tenezzül etmiyorlarsa aramazsan arama yar deyip Sidebar fikrini kafamızda tümüyle tüketebiliriz.
#5- Sidebar Olmazsa Duvarları mı Kemireceğiz?
Hepimiz AdSense’in dahi reklam birimlerini içeriklerimizin yakınına yerleştirmemizi istediğini biliyoruz. Buna rağmen hala neden Sidebar’a ihtiyaç duyalım ki? İnsanlar zaten bu bölüme bakmıyor.
Hadi diyelim ki sponsor reklam ekleyeceksiniz, bunu alan arkadaşlar reklam değeri için mi yoksa link değeri için mi alıyor? E o halde bu reklam bannerlarını aynı şekilde Footer’a kare bir widget olarak yerleştirsek ne artar ne eksilir? Hem ne güzel ziyaretçilerinden gözünün önünden de kaldırmış oluruz.
AdSense ve benzeri reklamları da yer olmadığı için (bak bak bak artık bahanemiz de var) doğrudan içeriğin içerisine alternatif olarak; header ve footer yani zaten en çok tık alan bölümlere yerleştirebiliriz.
#6- Mobil Diye Bir Gerçek Var
Biliyorsunuz artık internet sitelerimiz masaüstünden çok mobil trafik alıyor. Peki, mobilde sidebar nerede görünüyor? Sayfanın en altında hatta içeriğin bitiş noktasının bile altında. Bana sorarsanız birini öldürdüğünüzde cesedi Google’ın 2. sayfasına gömmeyi bırakın, responsive tasarımdaki Sidebar’a ekleyin garanti olur.
Bu büyük beyin fırtınasından sonra yavaş yavaş tüm bloglarımda yavaştan Sidebar’a elveda demeyi düşünüyorum. Saygı değer Sidebar hakkında siz ne düşünüyorsunuz?