Üniformalarımız, mevzuya giderken atlayıp gazlayabileceğimiz süper pahalı araçlarımız ve belki daha bunun gibi havalı hiç bir şeyimiz olmayabilir. Evet, bizler birer süper kahraman değiliz ama en az bir süper kahraman kadar önemli güce sahibiz. Webmasterlar veya bilişim dünyasının içerisinde yer alan 21. yüzyıl insanların en büyük sorunlarından birinin sıkılmak olduğunu biliyor muydunuz? Elbette biliyordunuz, hatta dahası muhtemelen her çalışmaya başladığınızda kendinizi bu hisle boğuşuyor gibi hissediyorsunuz.
Aslında belkide çok harika şeyler yapabiliriz ama yapmıyoruz. Neden, çünkü sıkılıyoruz. Etrafımızda sandığınızın aksine çok daha fazla dikkat dağıtıcı unsur var. Bunların en önemli kısmının bilgisayarımızda ve çalışma ortamımızın içerisinde olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bunların büyük bir kısmı tam olarak kafamızın içinde.
Tamam, sıkılmanın ne kadar sıkıcı olduğu üzerine bu kadar gevelememiz sanırım yeterli. Şimdi sıkılmanın bir Webmaster için nasıl bir süper güç olduğundan ve size nasıl bir süper kahramanın güçlerini bahşedebileceğinden işe başlayalım;
1- Webmaster ve İnsan Üzerindeki Sıkılma Etkisi (Çok sıkıldık yeea)
Her zaman için işin çekirdeğinden başlamak konuyu tam olarak karşıdakine aktarabilmek için çok önemli. Bu yüzden bende işin özünden yani çekirdekten başlayacağım. Sıkıldığınız zaman vücudunuzda nelerin olduğunu fark edebiliyor musunuz? Gelin birlikte sayalım;
- Beyniniz size eğlenceli şeylerin sona erdiğini söylemeye başlıyor.
- Kafanızın içerisindeki sinema filminin son sahnesi yapımcı isimleriyle birlikte ekranlara yansıyor.
- Zevkten dört köşe olduğumuz müzikal pat diye kesiliyor ve kalabalık yavaşça dağılıyor.
Bu üç aşamayla birlikte bir şeyleri fark etmeye başlıyorsunuz, evet sizi kutluyoruz artık sıkılıyoruz!
Webmaster'ların Linux Kullanması için 10 Neden
Hepinizden yalnızca kısa bir süre için ilk bilgisayarın karşına geçtiği günü hatırlamasını istiyorum. Ardından kendinize şu soruyu sorun; özgürlük neydi? Evet, bir çoğumuz ilk bilgisayar deneyimimizi Windows yüklü bilgisayarlar...
2- Neden Sıkılıyoruz? (Süper güce bir adım daha yaklaşıyorsunuz...)
Neden sıkıldığımızla ilgili birçok bilimsel ve mantıksal gerçek var. Sıkılıyoruz çünkü o an gerçekten beynimizin eğlenceli olarak kabul ettiği işlerden uzaklaşıyoruz. Sosyal medya hesaplarımız artık bizden çok uzakta ve o izlemek için can attığımız YouTube videolarını işimizi bitirene kadar izleyemeyeceğiz. Ya da kafamızda her ne varsa onları artık yapamayacağız. Artık eğlenceden uzağız ve sıkılmaya başlıyoruz.
Evet, sıkılıyoruz çünkü insanlar bizim gerçekten sıkıcı işlerle uğraştığımızı düşünüyor. Daha da ilginci bizde buna inanmaya başlıyoruz. Şimdi oturup güpür güpür dizi izlemek, oyunlara gömülmek varken kim oturup çalışmayı ister ki?
3- Sıkıcı Olmak Neden Bir Süper Güçtür?
Buraya kadar her bir cümleyi atlamadan okumayı başardıysanız artık sıkılmanın Webmaster için nasıl bir süper güç olduğunu anlayabileceğiniz kısma geldiniz demektir. Sadece biraz daha dişinizi sıkmanız gerekecek.
En basitinden kendimle örnekleyerek işe başlayacağım... Her sabah erkenden uyanıp, işimin başına geçiyor ve sosyal medya içerikleri yanı sıra WM Aracı blogu ve daha birçok servis için içerik üretiyorum. Yani bildiğiniz dünyanın en sıkıcı işlerinden birini yapıyorum, oturup ağzım yüzüm kayana kadar yazıyorum.
Sandığınızın aksine sadece paraya ihtiyacım olduğu için yazmıyorum veya zevk için de yazmıyorum. Yazıyorum çünkü doktorlar hastaları tedavi eder, araba tamircileri arabaların arızalarını giderir, öğretmenler öğrencilerine bir şeyler öğretir, yazarlar ise yazarlar...
İşin başına geçtiğim anda 1. adımda bahsettiğimiz o tüm aşamaların hepsi başlıyor. Sonra ne oluyor biliyor musunuz? Aslında hepimizin sahip olduğu o süper güç bir anda açığa çıkıyor. 30 dakika işini bırakmadan üzerinde çalışmayı başarabilirsen sıkıcılığın gerçek yüzüyle karşılaşıyorsun. Bu 30. dakikaya eriştiğiniz anda artık odak noktanızın birden değiştiği fark etmeye başlıyorsunuz. Çünkü sıkılmaya alıştığınız anda beyniniz etrafınızdaki dikkat çekici lüksleri yok saymaya başlıyor. Ardından hiç ummadığınız bir şekilde kafanızda ardı ardına fikirler patlıyor. Tıpkı korkuyla yüzleşmek gibi... Sıkılıyorsun, sıkıcılığa alışıyorsun, alışma sürecin tamamlandığı andaysa sıkıcılık gerçek anlamdaki sıkıcılık olmaktan sıyrılıp Webmasterın birer süper gücü haline geliyor. Bunu fark ettiğin andaysa hem akla hayale sığmayan fikirler üretiyorsun hem de zaten sıkıldığın için sıkılmadan çalışmaya devam ediyorsun.
Bunu tıpkı Facebook ve Instagram gezintiniz gibi düşünün. Instagram’da en son baktığınız fotoğrafa kadar ulaştığınızda artık daha öteye gidemeyeceğinizin farkındasınızdır. Sıkılmak da bu şekilde işliyor. Bir kere sıkıldıktan sonra zaten sıkılamayacağınızın farkına varıyor ve kendinizi “Dünyanın en sıkıcı adamı” ilan edip, en yüksek performansla işinizi yapabiliyorsunuz. Eğer sıkıcılığı sevmeyip, ona öcü gözüyle bakarsanız da “Emmaan kim çalışacak ki şimdi ya?” deyip farklı bir eğlenceye yani beyninizin istediği işe odaklanmaya başlıyorsunuz.
İşin özü, tüm bu okuduklarınızı birkaç dakika düşünün... Sıkılmayı kabullendikten sonra daha fazla sıkılamayacağınızı ve bu 30 dakikalık sürecin sonunda elde edeceğiniz çalışma performansını bir gözden geçirin.
Bu süper gücü doğru şekilde kullanarak belki tüm dünyayı değiştirmeyi başaramayabiliriz ama bence bu süper gücü doğru şekilde kullanmayı başarabilirsek en azından kendi hayatımızı fazlasıyla değiştirebiliriz.