Kaan
Bu yazımızda teknolojik bir gelişmeden, yeni çıkan bir üründen ya da internette devrim yaratacak bir buluştan bahsetmeyeceğiz. Yazımızda, 24 saatlik zaman diliminin nasıl geçtiğini, aslında bu karmaşanın neden yaşandığını bir nebze hatırlamak ve hatırlatmak için yazacağız. Aslında çoğu zaman kafamız boşken düşündüğümüz, arkadaşlarımızla bir aradayken sorguladığımız konulara değineceyiz. Zamanı bir şekilde geçiriyoruz. Çalışmaktan arta kalan zamanlarda kendimizi oyalayacak bir şeyler buluyoruz. Peki sonuçta elimize ne kalıyor? Bununla idare edebiliyor muyuz? Hepsinden önce nasıl bir bireyiz? Bu soruları kendimize sorduğumuzda yüzümüz gülüyorsa, devam edin. Ama hala somurtan bir ifadeyle oturuyorsanız, kendinize mutluluğu bulmak için daha çok soru sorun. Sistem bir şekilde işliyor. Bunun belki farkındayız. Ama değişim için, bir şeyleri içimizde değiştirmek gerek.
Yukarıda biraz karamsar duygulara büründüyseniz, hemen kendinizi kurtarın. Çünkü burdaki amaç sorgulamak. Hepimizin başarılı bir algoritma kurma konusunda az biraz tecrübesi vardır. Mutuluğu sonuç olarak belirlersek, aradaki her türlü durumları düşünmek tamamen size kalıyor. Sizi mutlu eden ne varsa ertelemeyin. Zaman ayırın. Güzel şeyler, yüzümüzü güldüren şeylerdir. Para araçtır, markalar başındakileri zengin eder, sizi değil. Birine yapılan yardım, aradaki sevgi enerjisini yükseltir. Bunun gibi söylecek çok fazla şey var. Sözü fazla uzatmadan, sizi kendinizle 8 dakikalık bir farkındalık görüşmesine bırakıyoruz.
