Senaryo, film, dizi, belgesel, tiyatro, bilgisayar oyunları gibi yapımların sahnelerini, diyaloglarını ve akışlarını anlatan yazılı metinlerdir. Sessiz sinema zamanlarında pek değer görmese de senaryo günümüzde hak ettiği değeri görmeye başladı. Zira senaryo öyle ki bir film çekmek isteyen yönetmen, dünyanın en büyük bütçesine, oyuncu kadrosuna ve kamera arkası ekibine sahip olsa da senaryosu olmadığı zaman bu filmi çekemez. Ya da sahip olduğu senaryo kötü ise, büyük emeklerle çekilen film sınıfta kalır. Senaryolar, onları yazanların zihnindeki, hayal dünyasındaki bir hikayeyi sinema tekniği denilen dille yazmasından oluşup, kendi içerisinde iki türe ayrılıyorlar. İki türün tek ortak yönleri, 1 adet A4 sayfasının filmde veya dizide 1 dakika eşit olması. Yani 120-125 sayfa yazılan bir senaryo, 120-125 bölümlük filmin çekilmesini sağlar.
Senaryo Nasıl Yazılır?
Senaryo yazmaya başlamadan önce senaryonun yazım tekniklerini bilmek gerekiyor. Günümüzde senaryolar Fransız formatı ve Amerikan formatı olmak üzere iki formatta yazılabiliyor olsa da Amerikan formatı ünlü senaristler tarafından daha çok tercih edilebiliyor. Fakat belirtmeliyim ki senaryonun hangi formatta yazıldığı yapımcıların o senaryoyu tercih etmelerindeki bir etken değil. Peki iki format arasındaki farklar neler?
- Fransız Senaryo Formatı:
- Amerikan Senaryo Formatı:
Bu formatta yazılan senaryolarda A4 sayfası ortadan ikiye bölünür. Sol tarafa sahnenin geçeceği mekan, zaman ve iç mi dış çekim mi olacağı yazılıp altına da sahnede olacak aksiyon yazılır. Sahnede diyalog varsa sayfanın sağ tarafına, aksiyonun bir satır altına yazılır. Bu yazı formatını daha çok Fransız senarist ve yönetmenler tercih ediyorlar.
Amerikan formatında yazılan senaryolarda ise her şey alt alta yazılır. Sahne başlığı, sahnede geçen eylemler ve diyaloglar dahil her şey alt alta yazılır. Fakat diyaloglar sayfanın ortasına yazılır. Kağıdı bölme gibi bir durum olmadığı için senaristlere göre bu format daha kolay ve daha hızlı yazılmasına olanak sağlayan bir format. Bu formattaki senaryolar, 12 punto, Times New Roman yazı tipi ve 1 inç boşluklar bırakılarak yazılmalıdır.
Deprem İçin Mutlaka Kullanılması Gereken 7 Uygulama
Deprem, hepimizin en büyük korkularından birisi. Özellikle İstanbul için uzmanlar ardı arkası kesilmeyen uyarılarda bulunuyorlar iken, herkesi diken üstünde bir statüye getirdi. Bazılarımız depremden korkuyor iken bazıları da ömrüm...
Senaryo ve Kitap Yazma Arasındaki Farklar
Özellikle henüz senaryo yazmayanlar, senaryo ve kitap yazmanın aynı olduğunu düşünebilirler. Fakat ikisi çok farklı yazım türleridir. Senaryolar yukarıda bahsettiğimiz formatlarda ve kurallarda yazılırken, kitaplar makale gibi serbestçe yazılabiliyorlar. Ayrıca, yazılan kitaplar okuyucuların zihninde canlanabilmeli. Bunun için de okuyucuya zihninde canlandırabilmesini sağlayacak bol bol betimlemeler verilmeli. Yani bir sahnenin geçtiği odanın her detayını betimlemelerle anlatmalı ki okuyucu o odayı kafasında birebir canlandırabilsin. Fakat senaryoda bu yoktur. Zira senaryo yazarken unutulmamalıdır ki kimse bu sahneleri kafalarında canlandırmaya uğraşmayacak çünkü zaten canlı olarak televizyonda veya sinemada izleyecekler. Senaryo yazarken daha basit bir anlatım dili kullanılmalı. Gelin bir örneği hem kitap yazım diliyle hem de senaryo yazım diliyle inceleyelim.
Kitap Yazım Örneği:
Eve girdiğimde yorgunluktan omuzlarım çökmüş, saatlerdir sırtımda taşıdığı sırt çantam yüzünden kaburgalarım ağırmış, ayak kaslarım her an iflas edebilir titremeye başlamıştı. İlk yapmam gereken zorla da olsa mutfaktan iki lokma yemek yemek olmalı. Zira artık son yarım saattir karnımın açlıktan çıkardığı seslere dayanacak takatim dahi kalmamıştı. Mutfakta yaptığım sandviçimi alıp odamdaki bilgisayarımın başına geçtim. Biraz WM Aracı'nda dolaşacak, stres seviyemi azaltacak ve sonra da yatağa girecektim. Tüm planım buydu. Bilgisayar açılıyorken odamın duvarlarına astığım Beşiktaş formalarıma ve çalışma masamın üzerinde duran daha önce okuduğum romanlara göz gezdirdim. Tam bilgisayarım açılmıştı ki odama kız kardeşim Ayşe girdi. (Uzatmamak adına ben yazmadım fakat Ayşe ve ana karakterin fiziksel özellikleri daha önce betimlenmediyse burada mutlaka fiziksel özellikleri betimlenmeli)
‘’Abi..’’ dedi, ‘’Yarın bana para versene arkadaşlarla sinemaya gideceğiz.’’
‘’Tamam, veririm.’’ dedim somurtan bir yüz ifadesiyle.
Senaryo yazım örneği:
İÇ. AHMET EV / ANTRE - GECE
Ahmet zorla kapıyı açarak içeri girer. Çok yorgundur. Sırtındaki çantasını bir köşeye fırlatıp, zorla yürüyerek mutfağa girer.
İÇ. AHMET EV / AHMET ODA - GECE
Ahmet hazırladığı sandviç tabağıyla odaya girer ve gidip bilgisayarın başına oturur. Bilgisayarını açarken odadaki duvarlarda asılı olan Beşiktaş formalarına ve masanın üzerinde duran romanlara bakar. Bilgisayar açılınca Ayşe odaya girer. Ayşe ile konuşurken bilgisayardan WM Aracı'na girer.
AYŞE
Abi, yarın bana para versene arkadaşlarla sinemaya gideceğiz.
AHMET
(İstemeyerek söylüyor)
Tamam, veririm.
Sanıyorum ki yukarıda verdiğim örneklerle kitap ve senaryo yazımındaki farklar anlaşılıyor. Siz senaryonuzu yazın, bırakın gerekenleri yönetmen hayal etsin.
Senaryomu Nereye Satabilirim?
Senaryo yazdıktan sonra senarist adaylarının düştüğü en büyük hata, yapımcılara senaryoların tamamını göndermek oluyor. Yapımcıların kendi yoğunluklarının yanında bir de her gün onlarca gönderilmiş senaryo örnekleri geliyor. Vakitleri olmadığı için birçok yapımcı gelen senaryo örneklerini okumadan direkt ya siliyor ya da çöpe atıyor. Peki senaryomuzu yapımcılara nasıl okutabiliriz? Çok basit; yapımcıya senaryomuzun onun değerli vaktini vermesine değecek bir senaryo olduğunu göstermeliyiz. Bunun yöntemi ise Sinopsis yazıp göndermekten geçiyor. Peki nedir bu Sinopsis?
Sinopsis Nedir?
Projeniz uzun metraj veya kısa metraj olsun, hiç fark etmez, mutlaka bir sinopsisi olmalı. Sinopsis yazdığınız senaryonun orta şeker bir özetidir. İçerisinde merak uyandıracak detayların da olması gereken bu özetler, yapımcılara veya platformlara senaryonuzun tanıtımınızı yapmaya yarayan yazılardır. Bir nevi senaryonuzun sunumudur. Sinopsis'i okuyan yapımcı veya yönetmenler, bir okuyuşta senaryonun ve hikayenin içeriğini anlayabilmeli. Fakat bu, olabildiğince kısa özetle yapılmalıdır. Yapımcılar 1 adet A4 sayfasını geçen Sinopsis’leri de genellikle okumuyorlar. Son olarak Sinopsis yazarken mutlaka önemli karakterlere, mekanlara, konunun geçtiği zaman dilimine, senaryodaki giriş-gelişme-sonucuna ve en önemlisi de yapımcıyı cezbedecek metinlere mutlaka yer vermek gerekiyor.
Sinopsis ve senaryonuzu tamamladıktan sonra yapmanız gereken Sinopsis’inizi yapım şirketlerine ya da yapımcılara mail olarak iletmek. Ülkemizde onlarca yapım şirketleri var. Resmi sosyal medya kanallarından ya da internet sitelerinde yer alan iletişim kanallarından iletişime geçerek de Sinopsis’lerinizi iletebilirsiniz. Sinopsis’i gönderirken sade bir CV’nizi de ayrı bir dosyada göndermeyi unutmayın. Özetinizi beğenip size dönen yapımcı veya yapım şirketleri, sonraki adım olarak sizden senaryonuzu göndermenizi isteyecektir. Bu arada unutmadan söyleyeyim, senaryo ve Sinopsis’inizi yapımcılara göndermeden önce kendinize mail olarak iletin. Şayet projeniz çalınırsa, kendinize mail gönderdiğiniz için telifinin size ait olduğunu kanıtlayabilirsiniz. Kültür Bakanlığı bunu kanıt olarak kabul ediyor.
Netflix, Disney, Amazon, Exxen ve Gain Senaryo Kabul Ediyor mu?
Gain hariç diğer bütün dijital platformlar maalesef dışarıdan senaryo kabul etmiyorlar. Yani direkt senaristler senaryolarını gönderemiyorlar fakat bu platformlarla arası iyi olan, daha önce iş yapmış yönetmen, yapımcı ve senaristler, sizin adınıza senaryoları gönderebiliyorlar. Gain’de ise durum tamamen farklı. Gain, internet sitesindeki iletişim bölümünde yer alan mail adresinden gönderilen senaryoları değerlendiriyor.