Netflix, Spotify, Amazon Prime, YouTube Premium ve dahası… Abonelik sistemlerinin dünya genelindeki başarısı küçümsenecek gibi değil. Hatta bu sistemle başarı elde eden haber siteleri dahi var. Peki, bu sistem ülkemizde de yakın zamanda iş yapabilir mi?
Öncelikle abonelik sistemlerinin sahip olduğu bir dezavantajdan bahsedelim. Ödemeleri aylık faturalarla rahat rahat kıyaslanabilir bir hale geldiği için uzun bir zamandır zaten hepsine abone olma gibi bir şansımız bulunmuyor. Bu sistemi kullanan hizmetler ülkemizde çok daha nadir ancak sonuç olarak yok değil ve biz yalnızca birkaçıyla yolumuza devam ediyoruz. Dünyadaysa sistem çok daha yaygın olmasına rağmen soru işaretleri oldukça benzer durumda. Yine de gerek ekonomik durum, gerek ilgi alanları, gerekse marka değerleri zor denilen başarıların elde edilmesine olanak sağlıyor. Bugün önemli pek çok global haber sitesinde abonelik sistemiyle karşılaşabiliyoruz ve ana gelir kaynaklarından olmasa da önemli bir kalem olmayı başarmış durumdalar.
Dünyanın en önemli gazetelerinden olan The Washington Post ve The Times abonelik sistemleriyle hizmet vermeyi sürdürüyor. Elbette tek başlarına da değiller ancak en büyüklerden olduklarını düşünürsek sistemin başarısını daha iyi gözlemleyebiliriz. Peki, bu sistem ülkemize ne kadar uzakta?
Aslında Denemeler Yok Değil
Başarılı olup olmadıkları üzerine tartışacağız ancak elbette teknolojik gelişmelerde dünyadaki örnekleri yakından takip edebiliyoruz. Ülkemizde de Sözcü ve Hürriyet gibi büyük gazetelerin bu sistemle denemeler yaptığını görebiliyoruz. Hatta daha niş diyebileceğimiz Medyascope ve Evrimagaci gibi siteler de yayın hayatlarına düzenli olarak alabildikleri bağışlarla devam ediyorlar.
Ancak ana akım medya araçlarının henüz bu sistemle büyük başarılar elde etmesini beklemek için oldukça erken görünüyor. Peki, elini taşın altına da koymuş olmalarına rağmen neden durum böyle? Neden gündeme yön verebilen bu güçlü medya araçları abonelik sistemleriyle öne çıkamıyor?
Domain Davalarını Takip Edebileceğiniz Yerli Servis: DNDisputes
Alan adı işleri karışık işler. Önce bir alan adının davalık olduğunu duyuyoruz. Sonra, kendimizce akıl yürütüp, şirketlerin domain’i alıp alamayacağını yorumluyoruz. Tüm vakaların tek ortak yönü var: Karar ne olursa olsun, h...
Kullanım Alışkanlıkları ve Ekonomi
Ülkemizde, dünya genelinde popülerleşen akımlara hane içi ekonomilerimizin izin verdiği kadarıyla eşlik etmeye çalışıyoruz. Bugün çeşitli yollarla Netflix yapımlarından haberdar olan epey kalabalık bir güruhla hareket ediyoruz desek hata yapmış olmayız. Aslına bakarsak dünyada da durum zaten bundan farklı değil. Sistemin popülaritesi üründen ürüne değişiyor ve bir sıralama yapacak olsak haber sitelerinin daha az popüler olduğunu yurtdışında da gözlemleyebiliriz. Ancak burada alım gücü gibi sebeplerle insanların sistemleri hiç yoktan kullandıklarını görebiliyoruz. Yani The Times elbette Spotify kadar rağbet görmüyor ancak ulaştığı rakamlar güçlü bir gelir kalemi için yeterli olabiliyor. İşte ülkemizde asıl sorun bu.
Eğlence türündeki içerikleri kaçırarak çevremizin gerisinde kalmak istemiyoruz ancak haberler ülkemizde bir ihtiyaç olmanın maalesef çok uzağında ve pek çok insanın bunun için ayırabileceği bir bütçesi maalesef yok. Bu da bize gösteriyor ki “Aylık x tutar verin de, muhteşem haberciliğimizden faydalanın” söylemi, ülkemizin ana akım medya araçlarında çok iş gören bir söylem olmaktan uzak. En azından ekonomik olarak sırtımızı doğrultana kadar yurtdışındaki insanlarla ve medya araçlarıyla aramızda böyle bir farkın süreceğini söylemek kolay olacaktır.
Peki, siz bu tip abonelik sistemleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Abone olduğunuz yerli ya da yabancı bir medya kaynağı bulunuyor mu? Yorumlarda görüşelim.