Web sektörüne yıllarını vermiş olanlar bileceklerdir. Her işin bir dönemi var ve bu dönemler ya gelip geçici kazanç yollarının adını duyurmasıyla ortaya çıkar (Örneğin Pinterest) ya da sürekli gelir kaynağı olarak görülen işlerin düzenli olarak denenmesiyle (Örneğin film siteleri) kendini gösterir. Sadece yazları ortaya çıkan bir diğer site türüyse oyun haber siteleri ve blogları…
Aslında bu durumda eleştirilecek pek bir taraf da yok. Hatta ve hatta oyun severleri üretime yönlendirdiği ve teşvik ettiği için takdir edilmesi de doğru diyebiliriz. Üretimi teşvik etmesi ve oyun bağımlılığı durumlarını azaltması yönüyle web sitesi açılmasının oldukça olumlu bir durum olduğunu görmek lazım.
Genç webmasterlar yaz gelip de vakitleri oluşunca, çoğunlukla bu alanda bir şeyler denemeyi gözlerine kestiriyorlar. Her yaz başlayan bu çalıştırmalar için bir gözlem belirtmek gerekirse açılan her 10 siteden ancak 2 tanesi yayım hayatına devam edebiliyor. İki siteden birinin de yalpaladığını söylemek yanlış olmayacaktır. Gözlem yapmak da pek zor değil, arama sonuçlarını yaz başı ve yaz sonu olacak şekilde takip etmek yetiyor da artıyor bile. Peki, ama başarılı olan site için ne yaşanıyor? Başarılı bir genç girişimci hikâyesi mi duyuyoruz?
Diğer Sitede Durum Ne Oluyor?
Başarının maalesef ülkemizde getirileri o kadar da büyük olmuyor. Her yaz ortaya çıkan sitelerden başarılı olan elbette sunucu maliyetlerinden fazlasını kazanmayı başarıyor ve birçok oyuncu tarafından aktif olarak takip edilmeye başlıyor. Fakat Türkiye’de birçok diğer alanda daha yaşanan bir sorunla karşı karşıya kalıyorlar. Network eksikliği ve kalıplaşmış sistem.
Oyun sitelerinin yöneticileri de sektörümüzdeki diğer sitelere göre yaşça çok daha genç insanlar oluyorlar. Site açmanın bir girişim olduğunu kabul edersek, oyun oynamayı bıraktıkları ilk anlardan birisinde de girişimciliğe soyunuyorlar. İş yaptıkları alanda çok insan tanıyacak, kapıları aralayacak bağlantılar kuracak vakitleri olmuyor. Her ne kadar başarılı bir internet adresi olarak günlük binlerce insana ulaşsalar da yaşadıkları önemli bir sorun daha bulunuyor. Kalıplaşmış sistemler içerisinde kendilerine yer edinmek ve varlıklarını sürdürebilmek.
Bir oyun sitesinin ilk hedefi oyun firmaları, donanım üreticileri ve dijital platformlarla iş anlaşmaları yapabilerek gelir sağlamak oluyor. Bu da düşününce yanlış bir hamle sayılmaz değil mi? Fakat bu alandaki siteler o kadar uzun yıllardır yayım yapıyorlar ki, bir marka reklam çalışması yapmak istediğinde direkt olarak onların kapıları çalınıyor. Sanırım buradaki asıl nokta marka sayısının da site sayısının da az olması ve yeni medya araçlarına ihtiyaç duymamaları diyebiliriz. Dolayısıyla site eski ama unutulmaya yüz tutmuş olsa bile, yeni ve daha çok insana erişebilen site yerine tercih edilebiliyor.
Maalesef bahsettiğimiz durumlar da bu yeni ve başarılı oyun sitesine açık tek bir kapı bırakıyor. Adsense. Zaten oradaki Türkçe dili için kazanç durumlarını siz de tahmin edebiliyorsunuzdur.