EranKucuk
Üniversitede okumanın standardize bir hale geldiği günümüzde, önemi de unutulmaya başlandı. Maalesef, “Üniversite okuyacağına gir bir işe çalış” fikri arka planı pek de dolu olmayan bir biçimde hızla yayılıyor. Elbette bu da bir opsiyon ve ülkemizin ekonomik vaziyetinde düşünülebilir bir yol. Ancak biz akademik eğitimin olumlu yanlarından da bahsedelim değil mi?
Üniversitede bulunmuş olmanın pek çok yönden, çeşitli avantajları bulunuyor. Bu avantajların tamamından bahsetmek pek kolay değil, mutlaka unutulacak yönleri olacaktır. Eh, yorumlar bölümü de biraz bu yüzden var değil mi? Elimden geldiğince önemli yönlerini ele almaya çalışacağım ve her yazıda olduğu gibi detayları kuşanacağım. Ancak eksik kaldığımı düşündüğünüz noktaları da belirtirseniz yazı ayrıyetten daha tatlı bir noktaya ulaşabilir. Gelin şimdi alt başlıklarımızla konuya girelim.
Üniversite Önemini Koruyor
Evet, toplumun gözünde üniversite mezunu olmak eskiden olduğu imaja sahip olmayabilir. Bir çeyrek öncenin lise mezunlarıyla bugünün üniversite mezunları aynı kefede dememiz dahi (en azından etiket olarak) yanlış olmayacaktır. Tamam ama bu onu önemsiz mi kılıyor? Nasıl ki 20 yıl önce en azından lise mezunu olmak oldukça kritikse, bugün aynısını üniversite için de söyleyebiliriz.
Pek çok şirket işe alım yaparken, özellikle tecrübesi düşük elemanlarını nasıl tanıyor dersiniz? Eh, tabii ki lisans eğitimleriyle. Ne okuduğunuz, bunu nerede okuduğunuz, nasıl başarılar elde ettiğiniz ve hangi şekillerde, hangi kulüpler vasıtasıyla sosyalleştiğiniz bugün oldukça önemli. Çünkü bir insan kaynakları çalışanı sizi ancak bunlarla diğer başvurulardan daha önce arayabilir ve ayrıcalıklı olabilirsiniz. Bunlar yeterli değil mi? Devam edelim madem.
Pandeminin Öğrettiği Gerçek: Uzaktan Eğitim Mümkün
Salgın hastalığın dünya genelinde etki göstermesiyle ilk etkilenen kategoriler arasında eğitim geldi. İnsanlık hayata tutunabilmek için bu kategoriyi dijital platformlardan yürütme yolunu tercih etti. Elbette ilk defa böyle bir sorunla ...
Sınırsız Yüksek Lisans Şansı
Teoride bir işletme öğrencisi, tıp alanında yüksek lisans yapabiliyor. Şaşırdınız mı? Şaşırmayın, zira araştırma görevlisi sıfatlı hocalarımdan birisi uzay mühendisiydi ve ben iletişim fakültesindeyim. Yani konu sadece teoride de kalmıyor, pratikte örnekler de görebiliyoruz. Yüksek lisansta ne alan konusunda ne de sefer sayısında bir sınırımızın bulunmaması gerçekten harika. Bu bize aklımıza gelecek her alanda akademik uzmanlık edinebilme şansı tanıyor. Bugün sinema ve yazarlık üzerine uğraşlarımdan sıkılırsam şayet, yarın biyolojiye odaklanmak benim için mümkün. Çünkü ‘lisans’ diplomasına sahibim. Bu şansı elinizle itmek istemiyorsanız önem konusunda anlaşmaya başlamışızdır herhalde.
Akademiyle Yüzgöz Olmak ve Kültür
Her alanın kendince bir kültürü bulunuyor. Bunu binlerce kişinin çalıştığı büyük fabrikalar için de söyleyebiliriz, politika için de ve doğal olarak üniversiteler ve akademi için de… Bu kültürle en azından tanışmanızı tavsiye ediyorum. Asıl amacı araştırmalar, bilimlerle ilerlemek olan bu kurumun öğrencileriyle birlikte büründüğü hali gerçekten çok ama çok tatlı olabiliyor. Elbette buna katılmayan, pek de sosyal bir üniversite hayatı geçirememiş okurlarımız olabilir. Evet, böyle şansızlıklar da maalesef mümkün. Ancak kulüplerden faydalanmak, öğrenci etkinliklerini kaçırmamak ve ilgili hobiler edinmek de sizin elinizde.
Başta da belirttiğim gibi yorumlarınızı bekliyoruz efendim. Ayrıca okuduğunuz okul hakkındaki görüşlerinizi de paylaşabilirsiniz.
