Şakayı küreği bir kenara bırakalım. İnsan hafiften hafiften yapay zeka teknolojilerinden kıllanmıyor değil. Karşımıza AI ile yapılandırılan öyle farklı teknolojiler çıkıyor ki, insan bir an için bu teknolojinin sonunda AI’nin nereye gittiğine dair tahmin yürütmeden edemiyor. Cambridge’in uzmanları tarafından geliştirilen ve Vincent takma adı verilen bu yapay zeka teknolojisinden sonra bence kıllanma krizlerimizin katsayısını doğal olarak yükseltmemiz lazım.
Vincent, birçok araştırmacı bilim insanının ortaya çıkardığı bir yapay zeka teknolojisi. Meydana getirilirken 10.000 farklı görselden faydalanılan ve yapay zekanın en artist ürünü Vincent, bir nevi ilk sanal sanatçı denebilir. Vincent’in çalışma prensibi oldukça basit. AI’ye normal şartlarda pek bir halta benzemeyen bir takım karalamalar görseller sunuluyor. Daha sonra Vincent’in sunulan bu rastgele karalamaları gerçekçi bir tabloya dönüştürmesi isteniyor. Vincent de aldığı her bir karalamayı adeta rönesans tablosuna dönüştürerek çıktı veriyor.
Projenin yönetilmesinde büyük rol üstlenen Cambridge uzmanlarının makine öğrenimi bölümü yöneticisi Monthy Barlow, Vincent projesini şu şekilde özetliyor;
“Rönesans’ın en iyi sanatçılarının çalışmalarını alıp, bu çalışmalardan özgün tarzda güzel bir şey meydana getirmek istedik. Sonuç olarak ortaya Vincent çıktı. Detaylı olmasına gerek kalmaksızın Vincent için birkaç ufak çizgiden oluşan bir karalama oluşturmanız yeterlidir. Kalanını Vincent sizin için imkanları dahilinde en iyi şekilde tamamlayacaktır.”
Barlow’a göre Vincent’in geliştirilmesinin ardında yatan ilke sanal bir sanatçı meydana getirmek değil. Cambridge uzmanları, insanlar için neyin faydalı neyin zararlı olduğuna karar verebilecek kapasitede bir AI ortaya koymak istiyorlar.
Vincent’in ortaya çıkardığı çalışmalara bakacak olursak AI teknolojisi gümbür gümbür geliyor. Bakalım önümüzdeki günlerde AI gelişimi dünya ve teknolojiyi ne yönde etkilemeyi başaracak?