EranKucuk
Sesli iletişim, internet dünyasının ilk gününden beridir kullanıcıların sahip olduğu teknolojilerden birisi. İnsanlık olarak kelimelerle olduğu kadar, seslerle de iletişim kurmaya bayılıyoruz ve bu işi gören uygulamalar hep hayatımızda yer edindi. İşte bu işi farklı bir boyuta taşıyan Discord bu yazımıza konuk olarak katılıyor.
Öncelikle elbette ki Discord bugün bir sesli iletişim programından çok daha fazlası. Ancak bugün de, geçmişte de en öne çıkan özelliği sesli iletişim yönüydü ve bu nedenle de programı bu şekilde anmak garip olmayacaktır. Diğer bir yandan geçmişte abilerimden gördüğüm Ventrilo ya da kendi gençliğimde kullandığım ve ‘Vent’e de mezar kazmış olan TeamSpeak programlarının bugün ayakta duran temsilcisini aradığımızda da karşımıza Discord çıkacaktır. Peki, neden kendi dönemleri için o programlar yazı serimize konuk olmuyor da Discord oluyor? Gelin başarının boyutuna birlikte bir göz atalım.
Microsoft Radarına Takılmak
İş modelinizin gerçekten harika olduğunu ve alanınızda en büyük marka olduğunuzu, hatta daha da büyüyeceğinizi gösteren şey genellikle devlerin radarına takılmaktır. Discord, Microsoft tarafından satın alınmadı, ancak radarına girmeyi başardığı da bir gerçek. Geçtiğimiz süreçte tekliflerin yapıldığıyla ilgili pek çok haber, internette yer aldı. Doğrusu bu çok da şaşırtıcı değildi. Discord yalnızca kendi alanındaki rakiplerine değil, Microsoft’un Skype’ına da büyük bir darbe indirdi. Sesli, görüntülü iletişim ve ekran paylaşımı gibi avantajlarının yanında sunucu yükünü de kullanıcılardan alıyor olması onu kullanıcıların gözünde dev markadan çok daha iyi bir alternatif yaptı.
Discord’un üstlendiği misyonun bir getirisi olarak Microsoft’tan teklif alması oldukça doğal. Skype konusunun yanında bir de şirketin elini her geçen gün güçlendirdiği ve oyun sektöründe büyük atılımlar gerçekleştirdiği Xbox markası yer alıyor. Dolayısıyla böyle bir yatırım yapması hiç de garip olmazdı ve Microsoft’un elini çok güçlendirirdi. Ancak diğer bir yandan Discord’un bu ticarette yer almamış olması da bu hırslı ekibin vizyonunu gösteriyor doğrusu. Kurumsalın ağlarına yenik düşmeden gidebilecekleri uzun yollar olduğuna inanmasalar muhtemelen on milyonlarca dolarlık bu teklifi kabul ederlerdi.
Apple Resmi Instagram Hesabını Oluşturdu
Tatar Ramazan gibi çıkışmadan, oyunu bozmadan, bir nefes alalım. Apple, sosyal medya üzerinde “felsefe” olmayı seviyor. Kendisi sosyal medyada doğrudan yer almıyor ama insanlar onu sosyal medyadan düşürmüyor. Felsefe de tüm bilimler...
Bunu Nasıl Başardılar?
Aslında başarılı pek çok iş modelinde gördüğümüz şeyi tekrardan uyguladıklarını söyleyebiliriz. Rakiplerinin yaptıkları hataları yapmadılar ve yapılan iyi şeyleri, çok daha iyi gerçekleştirdiler. Bunu yaratıcı birkaç fikir ve gerçekten doğru pazarlama ile piyasaya sunduklarında sarsılmaz bir şekilde lider olmaları vakit almadı. Sunucu hizmetini ücretli sağlayan geçmiş örneklerine uymadılar, görüntülü konuşma özelliğini ve yayıncılığı getirdiler ve ufak bir sosyal medya etkisini de platforma eklediler. Ünlü Twitch yayıncılarıyla ve topluluk yöneticileriyle de platformun pazarlamasını gerçekleştirdiler. Bunun üzerine bir de TeamSpeak’in ücretli sunduğu, Skype’ın üzerinden kalkamadığı mobil cihaz desteğini, gerçekten de iş görür bir biçimde hallettiler. Zirvede yerlerini almaları için başka neye ihtiyaçları vardı ki?
Discord’un hatalı olduğu atılımları da olmadı diyemeyiz. Ancak bu hatalarından kolayca döndüklerini de unutmamak lazım. Sizin de konuyla ilgili yorumlarınızı bekliyoruz efendim.
