Bugün ülkemizde yer alan bir diğer oyun stüdyosunu, şirketlerin ve projelerin başarıları hakkında muhabbet ettiğimiz ‘Üzerine Konuşmalıyız’ yazı serimizde ağırlıyoruz. MadByte Games isimli bu stüdyonun adını ilk defa duyuyorsanız, Zula isimli oyunun onlar tarafından ortaya konulduğunu söyleyerek hatırlamanızda yardımcı olabiliriz.
Zula, MMOFPS dediğimiz türde bir oyun. Bu tür özelinde pek çok oyuncu oyunun sunucularına giriyor ve rekabette takımını öne geçirerek kazanmaya çalışıyor. Bunu da karakterini birinci şahıs olarak yöneterek ve nişancılık yetenekleriyle sağlıyor. Aslında bakıldığı zaman bu şekilde pek çok oyun bulunuyor, bu oyunu ülkemizde yapmış olmaları da tek başına bu yazı serisine oyunu taşımaz malum. Diğer bir yandan Zula denildiği zaman oyunseverlerin büyük bir kısmının da tüylerinin diken diken olduğunu ve gerildiklerini de tahmin edebiliyorum. Zira bu oyun ve geliştiricileri uzun süre eleştirilerin odağında kalmayı başardılar. Bu eleştiriler çoğunlukla içerik intihali, öde kazan durumu ve hitap edilen oyuncu kitlesi nedeniyle gerçekleşiyor. Peki, biz bu yazıda hangi yönlerini öveceğiz?
Espor’da Bariz Bir Övgüyü Hak Ediyorlar
“Bu devirde Espor ile ilgilenmeyen oyun mu kaldı?” diyebilirsiniz. Ancak Zula zaten bu noktada övgüyü sadece bu alanla ilgilendiği için hak etmiyor. Oyun, bunu yalnızca Türkiye sınırlarında değil, global olarak iyi bir şekilde omuzlamış durumda. Organizasyonlar oldukça dolu ve ilgi çekici bir şekilde gerçekleşiyor ve para ödülleriyle birlikte hoş etkinlikler izleyebiliyoruz. Tabii bu kadar da değil…
Zula aslında Point Blank, Counter-Strike: Global Offensive ve VALORANT gibi diğer MMOFPS oyunlarla benzer bir ligte yer alıyor. Dolayısıyla tutunabilmek ve oyuncuların ilgi odağı olabilmek için çok daha fazla çalışması lazım. Çünkü rakipleri gerçekten küresel ölçekte çok başarılı oyunlar ve bu nedenle de onlarla rekabet etmek de oldukça zor.
Oyun bu noktada, kariyeri yükselişte olan FPS türü elektronik spor oyuncularını platforma kazandırdıkları anlaşmalar yapıyorlar ve takımlarda bu isimleri de görebiliyoruz. Diğer bir yandan belediyelerin de takımlar kurmaları için çaba gösteren Zula’yı yeri geliyor fiziksel reklam alanlarında görüyoruz, yeri geliyor izlenme rekorları kıran bir dizide iş anlaşması yapmış bir şekilde. Tüm bunlar toplanınca, kazıya kazıya rekabette tutunmayı başarabilen bir geliştirici söz konusu oluyor.
Bu oyunla ilgili size de vermek istediğim duygu aslında oldukça net. Oyun içerik anlamında gözünüzde kötü bir durumdaysa, bırakalım öyle kalsın. Ancak iş modeli olarak zoru başardığı ve rekabette tutunduğu gerçeğini de görmek lazım. Sonuç olarak birçok devin yıkılışını izlediğimiz bu kategoride MadByte Games, oyunlarını yıllardır ayakta tutmayı başarabilmiş bir şirket. Kendileriyle ve iş modelleriyle ilgili benim de anlayışımı yeniden şekillendiren aşağıdaki videoyu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu yazı işe yaramadıysa, belki o yarar ne dersiniz?
Şirketin duruşu ve iş modeliyle ilgili siz okurlarımızın da görüşleri bizim için oldukça önemli. Yorumlarınızı bekliyoruz.