Başarılı projeler üzerine muhabbet ettiğimiz ‘Üzerine Konuşmalıyız’ yazı serimizde, Steam’i ağırlamamak elbette olmazdı. Oyun dünyasının dinamiklerini değiştiren ve uzun bir süre dijital oyun satışının tekeli olmayı başaran Steam’i ve ana firma Valve’ı gelin birlikte konuşalım.
Steam’in bugün bulunduğu noktayı ve başardığı şeyi anlatmadan, bunu nasıl başardığına geçmek çok doğru bir yol olmayacak. Steam bugün özellikle batılı oyuncuların, en çok dijital alım yaptıkları platform olarak anılabilir. Platform bağımsız yapımcıların kendilerine bir gelir kalemi bulabilmelerine olanak sağladığı için geliştiricilere büyük avantaj sağlamış ve oyun sektörünün dinamizmine katkıda bulunmuştur. Ayrıca bugün bilgisayar oyunlarıyla içli dışlı olan herhangi birisinin Steam hesabının olmadığını düşünmek de mümkün değil. Dolayısıyla Steam bugün video oyunlarını konuştuğumuzda akla ilk gelecek proje olacaktır. En büyük oyun yapımcıları da, yayıncıları da oyunlarını en çok bu platformda satabiliyorlar. Bu konumundaki tekellik durumunu da yaklaşık 10 yıl sürdürebildiğini söylememiz mümkün olacaktır.
Süreç Çok Erken Başlıyor
Program her ne kadar son on yıldır her bilgisayar kullanıcısının bilgisayarına yüklenir hale gelmiş olsa da, süreç bundan çok daha öncesinde başlıyor. Valve, ünlü oyun serisi Half-Life’ın yeni oyunu Half-Life 2 ile birlikte, piyasaya bu programı çıkartıyor. Amaç oyuncuların, yeni çıkan bu oyuna ve ardından gelecek diğer Valve oyunlarına ulaşmak için bu programı kullanmalarını sağlamak ve CD satamadığı oyunculara da oyunlarını bir şekilde orijinal olacak haliyle satabilmek. Bu da firmanın internetin evlerdeki yerini arttırmasıyla korsan oyunlardan nasıl canının yandığını bize gösteriyor.
Uygulama, ilk yıllarda ortaya çıkış amacından sapmıyor ve yalnız Valve’ın yapımcı ya da yayıncı olduğu oyunların platformdan satılmasına izin veriyor. Ancak o kritik an geldiğinde, kapılarını diğer geliştiriciler için açtığında oyun dünyası için de bir kırılma anı başlıyor. Bu tip bir platformu kuracak altyapıya birçok geliştirici sahip değil ve sahip olsalar dahi bu kadar oyuncuyu bir araya toplamak hiç kolay bir iş değil. Valve, Steam’in bu altyapısını belirli bir komisyon karşılığında oyun geliştiricilerine ve yayıncılarına programı sunduğunda tıpkı Valve gibi korsandan canı çok yanan geliştiriciler için büyük bir ışık görüldü. Evet, Steam’in komisyonu pek düşük bir oran değildi. Ancak anlaşma hiç kazanç sağlamamaya göre oldukça iyi görülüyordu. Özel bir kontrat imzalayacak boyutta değilseniz, her kopya satışında %30 bir payı Steam ile paylaşmanız gerekiyor bu arada.
Firmalar, kendilerini korsan belasından kurtarmak için Steam’e koşmaya başladıklarında, oyuncular da destekledikleri geliştiricilerin peşinden gelerek, zaten ismini belli bir seviyede duyurmuş olan bu uygulamanın kullanıcısı olmaya başladılar. Sistem önemli bir itme gücünü de oyunların multiplayer özelliklerini, atölye unsurlarını programla birlikte sunmalarıyla ve Steam’in API servislerinden faydalanmalarıyla kazandı. Büyüdü, büyüdü ve bu doğru atılımların sonucunda kör gözlerin bile göreceği bir tekel halini aldı.
Xbox One Kontrol Cihazlarını Bilgisayarda Kullanmak
Microsoft’un oyun konsolu Xbox One için wireless alıcısı satışa sunuldu. Bu alıcı sayesinde, Xbox One kullanıcıları, kontrol cihazlarını bilgisayarlarında da rahat bir şekilde kullanabilecek. Oyun konsolu sahipleri, konsollarına ait...
Oyun Dünyasına Katkılarını da Küçümsememek Lazım
Bugün platformda 100.000’in üzerinde oyun sergileniyor. Tahmin edebilirsiniz ki bu oyunların oldukça büyük bir kısmı bağımsız geliştiricilere ait. Küçük oyun geliştiricileri topluluğun desteğini görerek milyonlarca kopya satabilme hürriyetine işte bu proje sayesinde sahip oldu. Bu da çok daha sıra dışı, yaratıcı ve bir o kadar da şahane onlarca oyuna ulaşabilmemizi sağladı. Geliştiriciler artık yayıncılara bağımlı değil ve bu sayede çok daha cesur davranışlar gösterebiliyorlar. İşte bu dinamiği sektöre baharat katarcasına katan sistem, tereddüt dahi bırakmaksızın Steam’dir.
Steam’in tekelliği üzerine önümüzdeki bir yazıda tekrar konuşmayı düşünüyorum, dolayısıyla övdüm gibi de kalmasın aklınızda olur mu? Platform ile ilgili görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşırsanız çok seviniriz.