Edebiyat dünyasıyla biraz yakın olan ya da yeni girişimleri takip etmeyi sevenler adını elbette duymuştur. Storytel, işini oldukça ciddiye alan ve reklamlarına pek çok yerde denk gelebildiğimiz bir sesli kitap uygulaması. Kendi alanında yakaladığı başarı da onu bu seride mercek altına yatırmamızın sebebi oluyor.
Uygulamayı duymamış olanlar ya da duymuş ama araştırmamış olanlar için kısaca bir özet geçelim değil mi? Storytel’de yüzlerce kitabı, onlarca tanıdık ses tarafından seslendirilmiş bir biçimde bulabiliyorsunuz. Netflix ya da Spotify gibi bir abonelik sistemi olan uygulama 2006 yılında İsveç’te kurulmuş. Yani yazının başında söylediğimizin aksine ‘yeni’ bir girişim değil. Ancak Türkiye piyasasındaki etkinliğini arttırdığı son yıllar nedeniyle ülkemiz okurları onunla yeni tanışıyor dersek hata yapmış olmayız. Diğer bir yandan güç kazanışı şirket kuruluşundan oldukça sonra başladı, bu da onu Amazon ile kardeş kılıyor olabilir değil mi?
Nasıl Oldu da Sonradan Açıldılar?
Burada iki ana noktadan bahsedebiliriz. Bunlardan birisi Storytel kaynaklı değil, daha çok onların şansları olmuş bir ilerleyiş. İnsanlar malumunuz olduğu gibi abonelik sistemleriyle aralarını ısındırdılar. Önce Netflix ve Spotify, ardından da YouTube Premium ve Amazon Prime. Hah işte bu süreçte onlar kadar olmasa da Storytel de abone kazandılar ve akım buraya döndüğünde zaten burada yer alıyor olmak dışında pek bir şey yapmalarına gerek kalmadı.
Ancak insanların tabularını yıkmaya yönelik yaptıkları hamleler markanın değerine doğrudan etki etti diyebiliriz. Çünkü bundan beş ya da on sene önce insanlarda olan “Kitap dinlenmez, okunur” tutumunu yenmek tahmin edeceğiniz gibi kolay bir iş değil. Bugün bile çoğu insanın böyle düşündüğünü kabul edecek olursak, zorluk daha çok kendini belli ediyor. Peki, bunu nasıl kırarak yollarına devam edebildiler? Doğru seslendirmeler burada öne çıkıyor. Ülkemiz açısından örnek verecek olursak çok büyük bir dünya klasiğini Haluk Bilginer ya da Okan Bayülgen gibi seslere seslendirdiklerinde bu eserin bu şekilde kayda alınmış olmasına karşın bir negatif düşüncemiz olmuyor doğal olarak.
Ayrıca tabularla savaşmalarını bir yana bırakırsak, onlara alan tanıdıklarını da unutmamak lazım. Bu da gerçekten başarılı bir pazarlama çalışması yürüttüklerini bize gösteriyor. Kitapların okunarak tüketilmesi gerektiğini düşünenler için sesli kitapların yanı sıra e-kitaplar da platformda yer alıyor. Hatta bazı kitaplarda isterseniz dinleyebiliyor, isterseniz de okuyabiliyorsunuz. Bu da kötümser bakanların dahi kullanıcıları haline gelmesini sağlıyor. Doğrusu edebiyat severler olarak bazı konularda gerçekten muhafazakar davranabiliyoruz, bunu kısmen kırabilmiş olmaları dahi büyük bir başarı.
Şirket yürüttükleri bu çalışmaların bir tezahürü olarak gün geçtikçe büyüyor ve daha fazla ülkede hizmet vermeye devam ediyor. Zaten Storytel’in doğru yaptığı bir diğer nokta da bu denilebilir. Akışı doğru hesaplıyor ve doğru zamanda, doğru pazara giriş yapıyorlar. Bu pazarda doğru insanlarla çalışarak hızlıca ilerliyorlar.
Daha önce hiç sesli kitap dinlediniz mi? Storytel ile ilgili sizin düşünceleriniz nelerdir? Yorumlarda görüşelim.