Bütün Fikirler Tükendi mi?

Bazen sizin de içinizi, “Yapılacak ya da icat edilecek ne kaldı ki?” şeklinde düşünceler kaplıyor değil mi? Peki, gerçekten bütün fikirler, aşılacak yollar tükenmiş olabilir mi?

Aslında bu yazının vereceği cevabı kolaylıkla tahmin edebiliyorsunuzdur o yüzden biz de baştan ‘spoiler’ verelim. Hayır efenim, tükenmiş olabilir mi hiç? Ancak his de gerçekten çok bariz ve anlaşılabilir doğrusu. Sanki yapılacak her şeyin yapıldığı bir dünyada geldik ve gidiyoruz. Yapılan yenilikler, önceden bulunan fikirlerin geliştirilmesinden ibaret gibi geliyor insana.

Yenilikler Hız Kesmeden Devam Ediyor

Tüm bu sürece karşın, bu hisleri barındırdığımızda dahi yenilikler hız kesmeden devam ediyor. Örneğin Refik Anadol diye birisi çıkıyor ve yapay zekâ ile sanatı aynı çizgide birleştiriyor. Diğer bir yandan Clubhouse diye bir uygulama çıkıp münazara ortamını başarılı bir şekilde sanal ortama aktarabiliyor.

Elbette fikir değerli mi yoksa değersiz mi gibi tartışmalar yaşamamız da çok mümkün. Bu konuyu başka yazılarımıza bırakırsak fikrin özgülüğü ne denli kıymetli bu bile önemli soru işaretlerini beraberinde getiriyor.

Aslında basit bir özetle fikirlerin tükenmediğini, bizim donuk kaldığımızdan ötürü bunları göremediğimizi söylemek mümkün. Bakın bir yerlerde, daha önce fikirleriyle insanlara büyük katkılarda bulunmamış insanlar da benzersiz ve güçlü düşünceleri projelendirerek başarıya ulaşabiliyor. Demek ki gerçekten de fikirlerin tükenmesi gibi bir durum ortada hiç yok. Peki arkadaş, nasıl bize gelmiyor bu fikirler?

İlginizi Çekebilir!

Facebook Mühendisleri Yapay Zeka Botları Birbiriyle Konuşunca Panikleyip Fişini Çektiler!

Son zamanların en trend konusu yapay zeka. Kimi, yapay zekanın zaten bulanık suyu daha çok bulandıracağına kimi ise teknolojinin hayal bile edilemeyecek sınırlara ulaşacağına inanıyor. Facebook yapay zeka konusunda tamamen iyimser taraf....

Düşünme Eylemi Alışkanlığımız Olsun

Baştan söyleyeyim, ben kişisel gelişim yazarınız değilim. Ancak basit şeylerle size katkıda bulunmaya çalışmak da sorumluluklarım arasında.  Bugün insanlık olarak karşılaştığımız en büyük sorunlardan birisini hâlâ görememişseniz, çok bariz olduğundan dolayı bunu göstermek de oldukça basit olacaktır. Bugün asıl problem kesinlikle ‘düşünmek’. Çünkü maruz kaldığımız her şey düşünmemizin önüne geçiyor. Kaç saatimizi sosyal medyada, video sitelerinde, televizyon karşısında ve düzenli işlerimizde geçiriyoruz? Bu süreç bize düşünecek ne kadar zaman bırakıyor? Ayrıca zihin, kullanıldıkça, uç noktalarına ulaşıldıkça güçlenen bir yapı. Bu yapıyı sağlamlaştırmak, daha ileri aşamada da düşünebilmek için antrenmanlar yapmak şart.

İşte bu yüzden zihnimize bir oyun alanı bırakmalıyız. Bunu süreklilik haline getirmeliyiz. Düşünmek bizim için bir alışkanlık haline gelmeli. Bu sayede gelecekte yavaş yavaş “Her şey de keşfedilmiş, yapılmış” düşüncesi, yerini “Bu nasıl hâlâ yapılmadı ki?” düşüncesine bırakacak. Evet, farkındayım oldukça soyut bir şeyler anlattım ve hatta belki sizin zihniniz hakkında yorum yapmak bir editöre de kalmamalı. Bunun için de alınmanıza sebep olacak bir şey söylediysem kusuruma bakmamanızı rica ediyorum.

Son olarak, ‘fikir’ illa dünyayı değiştirecek ya da sizi en zenginler listesine sokacak bir fikir olmalı diye de düşünmeyin. Önemli, değerli ve kıymetli olanın ne olduğunu doğru yorumlamakta da büyük bir fayda var.

Peki, siz bu hissi sık sık yaşıyor musunuz? Ya da “Fikir olsa ne olacak, imkan yok” diyenlerden misiniz? Buyurun yorumlara alalım sizi.