Spotify, YouTube Music gibi uygulamaların radyo akışları sayesinde belirli oynatma listelerine bağlı kalmadan müzik dinleyebilmek gibi bir özgürlüğe sahibiz. İşini bilgisayar başında halleden bizleri için avantajlı olsa da, bu durum diğer bir sorunu da beraberinde getirebiliyor. Verim düşüklüğü.
Çok sevdiğimiz tarzda müziklerden yola çıkarak bir oynatma listesi başlattığımızı düşünelim. 90’lı yılların Türkçe pop müziğini ele alabiliriz. Altın niteliğinde çıkan pek çok şarkı, bugün dahi popülerliklerinden bir şey yitirmiş değil sonuçta. Peki, ne sorun yaratıyor bu leziz çalışmalar? Cevap basit, bildiğimiz dildeki bu şarkıları söylemeye tutulabiliyor, sözlerine kulak kabartabiliyoruz ve bu süreç de bizi daha düşük verimle çalışmaya itiyor. Bu yazımızda işinize yarayabilecek çeşitli tavsiyelerimizle karşınıza çıkıyoruz ve projelerinizi daha kaliteli, daha hızlı bir şekilde ortaya koyarken müzik zevkinize de katkıda bulunabilmeyi umuyoruz. Dilerseniz gelin başlayalım.
Bahsettiğimiz Dil ‘İngilizce’ Değil
İsterseniz “İngilizce biliyor musunuz?” sorusuna hayır deyin, ancak kültürel anlamda Türkçeden sonra en çok maruz kaldığımız bu dil, kulağımıza tanıdık gelecektir. Bu nedenle daha nadir maruz kaldığınız bir dili öncelik tutmanızda fayda var. Buna İskandinav dilleri de katılabilir, Almanca da, Japonca da… Artık hangisini seçmek istediğiniz sizin tercihinize kalmış. Kuzeyin otantik tınılarıyla, kulağa yabancı gelen dilini de tercih edebilirsiniz, Kara Avrupa’sının oldukça genç alternatif rock müzik gruplarını da dinlemek isteyebilirsiniz.
Bu hem yeni dillerle haşır neşir olmanızı sağlayacaktır ve bu dillerin duygusal kelimelerini tanımanıza olanak sağlayacaktır, hem de sözcüklerle olan bağınız zayıf olduğu için işinizi olumsuz etkilemeyecektir. Doğrusu güzel bir rap müzik denk geldiğinde, sözlerine eşlik etmeyi ben de çok seviyorum. Ancak iş esnasında tekrardan odağımı toplamaya çalışmak da bir o kadar yorucu bir süreç olmaya başladı. Ha odağınızı doğru yönlere kanalize edebilmeniz için belki bu tavsiyemiz yeterli olmayabilir o yüzden bir paylaşım daha yapalım.
Paraya Para Demeyen Webmasterların 8 Ortak Özelliği
Napolyon bundan asırlar önce bir savaşı kazanmak için gerekli olan üç şeyi çok açık bir şekilde ortaya koymuştur; para, para ve yine para. Bu sözlerin ve yaşanan savaşların üzerinden uzun yıllar geçti. Napolyon öldü ve savaşı ...
Enstrümantal Müzikler Yakın Arkadaşınız Olsun
Sözsüz müzikler, konsantrasyon açısından insanın gerçekten de elinden sıkı sıkıya tutabiliyor. Özellikle belirli bir akış içerisinde saatler süren sanat eserleri, herhangi bir kelimeye ihtiyaç duymadan dertlerini anlatabilmek konusunda gerçekten muhteşem noktalardalar. Elbette böyle söyleyince tek bir türden bahsediyoruz gibi oluyor ve bu da pek doğru değil. İçerisinde söz barındırmayan oldukça folklorik eserler de bulunuyor, modern eserler de ve elbette klasik müziklerde. Hangi dereye kendinizi bırakıp işinize odaklanacağınızı seçmek de size kalıyor doğal olarak.
Diğer bir yandan elbette, bazılarımız ortalıkta uçuşan notalar eşliğinde kendimizi işimize veremiyoruz ve çalışamıyoruz. Bu da oldukça doğal bir durum değil mi? İşte o durumda bu tavsiyelerimiz falan da pek tabii geçersiz kalıyor. Siz iyisi mi sessiz bir alan bulun ya da güzel bir kütüphaneyi mesken edin kendinize.
Bu konuyla ilgili görüşleriniz varsa, yorumlarda bizimle paylaşmanızdan çok mutlu oluruz efendim. Sağlıcakla kalın, bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.