Üzerine çekilen binlerce film, yazılan milyonlarca kitap ve zilyonlarca şarkıdan sonra anlıyoruz ki; “Aşk, birine seni mahvetme yetkisi vermek ve bunu kullanmayacağına güvenmektir.” Birileri güvenimizi boşa çıkardığı ve bu yetkiyi bize karşı kullanmaya başladığı anda erimeye başlıyoruz.
Ne var ki, Webmaster olarak hayatımızda yaşadığımız en büyük acılar genelde aşkla ilgili olanlar olmuyor. Daha farklı dertlerimiz de var bizim. Bu dertler Urfa isotu mu yoksa Pepperoni acısı kadar mıdır bilinmez. Tek bildiğimiz, bu yola baş koymuş herkes için yaşanacak en az aşk acısı kadar acı Webmaster bunalımlarının olduğudur.
1- Ürkek Ceylan Google ile Frekans Uyuşmazlığı
6 Sene kadar önce katıldığım bir online SEO eğitiminde ecnebi ablamız “Google’ı anlamaya kadınlardan başlayın.” demişti. Bunun o zamanlar ne demek olduğunu tam olarak çözemesem de 6 yıl sonra durumu kavradım. Ben ne kadınları ne de Google’ı anlayamıyordum.
Google ile aranızdaki ilişkiler her zaman yeni tanıştığınız bir sevgili gibi oluyor. Ona ne kadar emek verip taze hediyeler sunarsanız o da sizi o kadar seviyor ve bağlanıyor. Sonra bi’ ara kendinize güveniyor ve Google’ın cepte olduğunu düşünerek rahat hareket etmeye başlıyorsunuz. İşte ne oluyorsa o arada oluyor. Oradan arka sıralardan bir yerlerden BMW 5.20’si olan bir adam Google’ın karşısına çıkıveriyor. O andan sonra size sadece oturup sigara yakmak ve Webmaster bunalımınızın tadını çıkartmak kalıyor. Demem o ki, 6 sene önce bana gerçekten önemli bir tüyo verdiğinin farkında olmayan ecnebi ablamız gerçekten haklıydı.
Google size karşı bir gün 17’sinde genç kız olurken bir anda 30 yaşında ve hiçbir şeyle tatmin edemediğiniz karaktere dönüşebiliyor. Ne me lazım, frekansı iyi ayarlamakta fayda var. Bu uğur da ne insanlar heder oldu derdinden yatakları yorganları kemirdi, siz siz olun ürkek ceylan Google’a her zaman bir kadına yaklaştığınız gibi yaklaşın. Elinizden geldiğince de Spam yaparak Google’ı aldatmaya çalışmayın.
Google, Yeni ve Türkçe “SEO Başlangıç Kılavuzu” Yayınladı
SEO’nun tüm webmasterlar için kayda değer olduğu aşikar. Başarılı bir internet sitesi temellendirmek için SEO ile yatıyor, SEO ile kalkıyoruz. Bu yatış ve kalkış süreçlerinde internetin muntazam kaynaklarını ve bilgili birine ben...
2- “Platonik Sevgili AdSense, Benimle Çıkar Mısın?”
Google ile olan ilişkimizi toplamamız akabinde bu ilişkiyi hepimiz bir şekilde taçlandırmak ve başarımızı bir yerlerden resmileştirmek istiyoruz. Malumunuz Google ile sürekli bir yerlere gitmek gezmek tozmak para işi. Eğer onunla aşama kaydedersek yüzüğü takar ve belki masrafları düşürürüz. Bu aşamada da Google’ın farklı bir ruh hali olan AdSense karşımıza çıkıyor.
AdSense şaka maka bir yana Webmasterların platonik sevgilisidir. Önce hediyelerle gönlünü hoş tutar ardından da ona çıkma teklif ederiz. Bir bakayım düşüneyim der, sonra yok olmadı politikalarımız uyuşmuyor der. Siz 100 kere başvurursunuz o 100 kere reddeder. Fazla nazın aşık usandıracağını bu sistem bir şekilde öğrenmiş olmalı ki, en sonunda gelir sizi kabul eder. Bitti mi? Elbette bitmedi.
AdSense ile işiniz ilk başta olsa bile AdSense platonik bir sevgilidir. Önceleri sizi mutlu etmeye başlar, sonra üzer bunalımlara sokar. O da yetmez, bir gün yok bu iş yürümüyor der ve kendini başkalarının kollarına bırakır. Sonra gelsin bunalımlar gelsin bunalımlar.
3- Komşu Kızı Alexa’nın Tripleri
Alexa ile ilgili olarak bir şeylerin yanlış gittiğini düşünen öyle sanıyorum ki tek ben değilimdir. Önce yaptığınız çalışmalar akabinde ışık hızıyla düşüş yaşar Alexa’nın kalbinde taht kurarsınız. Sonra belli bir aşamaya geldikten sonra ne yaparsanız yapın Alexa gözünde nafile. Bir bakmışsınız sizi sevip sarmalamış kalbinin tam ortasına almış, bir bakmışsınız sizi dış kapının dış mandalı yapıp bir gecede 100 bin geri atmış. Tüm bu hareketleriyle Alexa size tipik nazlı komşu kızı tribi yaşatmaktadır. Biz bu işin çıkarını henüz bulamadık, Alexa’nın kalbine giden yolu keşfedenlerdenseniz belki bizimde o kalbe girmemize yardım edebilirsiniz?
4- Alınamayan Alan Adı Bunalımı - “O Alan Adını Ne Doktorlar Mühendisler İstedi!”
Aklınızda öyle bir fikir var ki, o fikir belki sizin geleceğiniz hatta tüm hayatınız olabilir. Ne var ki, o alan adına ulaşmak her zaman için sandığınız kadar kolay olmayabilir. Alan adı ticareti ayrı bir konu fakat hayalinizdeki projeye birebir uyan bir alan adını bulmanın ne kadar zor olduğunu ancak ciddi bir projeye başladığınızda anlayabilirsiniz.
Com’u dolu, Net’i Dolu, Org’u dolu ve hatta Co’su bile dolu. O kadar hayal ettin, kurdun düzenledin her şey tamam fakat bir türlü alan adını alamıyorsun. Tıpkı istenen bir başlık parası gibi sana diretilen sistem var ortada. Sen onu seviyorsun o da seni ama ne çare? Başlık parası denkleşmediği için alan adını sana bir türlü yar etmezler. Hatta bazen o alan adını sana başlık parasıyla bile yar etmezler. İşte o aşamada ister doktor olun isterseniz mühendis alınmayacak oldu mu bir kere alınamıyor işte. Teoman’ın da dediği gibi “Bazen, ne yaparsan yap olmuyor bazen.” Ondan çok da şeapmamak lazım.
5- Baki Kalan Şu İnternette Bir Hoş Site İmiş – (Aduket)
Her şeyin gelip geçici olduğu bu web dünyasında hiçbir şeyin kalıcı olmayacağını bilmek belki yaşanacak bunalımların en büyüğü hatta aduketidir. Ne yaşarsanız yaşayın, ne kadar büyük başarılar elde ederseniz edin hepsi sevgililerin bir anlık burun kıvırmasına bakıyor. Bir bakıyorsunuz ki ateşten gömlek giymişsiniz, bir bakıyorsunuz serin sulara dalmışsınız.
Yani hiçbir şeyin garantisi yok. Bir gecede göklere çıkıp milyoner olmak da sizin elinizde bunalıma girip sigara yakmak da sizin elinizde. Belki işimizi seviyor olmamızın da en önemli nedeni budur. Biz oynamayı, çalışmayı, risk almayı ve işimizi aşkla yapmayı seviyoruz. (Bunalıma sokan sevgililere inat)
Aslında bu listeyi arşa kadar uzatmak mümkün ama istiyorum ki içimizi biraz da siz bayın. Sizin en büyük bunalımınız nedir?