Elektronik sporlar, geçtiğimiz yıllarda gelişimini sürdürerek bugün spor eğlencesi alanının en önemli başlıklarından birisi haline geldi. Bu yolda birçok marka alanla bağlarını kurmak için sponsorluk faaliyetleri yürüttü ve yine birçok dudak uçuklatan yatırıma şahit olduk. Ancak işin sporcu kariyerliği açısından konuşulmayan boyutları var. Gelin biraz iç karartalım olur mu?
Öncelikle bu işe gerçekten gönül vermiş okurlarımıza bir hatırlatmada bulunalım. Neredeyse her sektörde gördüğümüz, gerçek başarıların mükafatına ulaşması durumu bu kariyer planlamasında da yeri var elbette. Bugün görebiliyoruz ki alanının usta oyuncuları, ciddi ücretlerle takımlara transfer oluyor ve marka işbirlikleriyle emeklerinin karşılığını fazlasıyla alıyorlar. Ancak bu azınlıktan olmak istiyorsanız kolları sıvamanızda fayda var. Zira önünüzde meşakkatli ve yorucu bir yol olduğunu söylememiz lazım.
Bu Oyun Oynamak Değil
Öncelikle şunu kavrayalım. Başarılı Espor takımlarının üyeleri, artık oyun falan oynamıyorlar. En az günün 12 saati antrenman yapıyorlar ve emin olun bu bir iş haline geldiğinde gayet sıkıcı olabilir. Sıkıcılığın da ötesinde turnuva dönemlerinde canlı canlı görebildiğimiz oyuncuların pek çoğu fiziksel rahatsızlıkların da pençesindeler. Obezite, konuşma zorluğu ve omurilik rahatsızlıklarını gözlemlemek için tıbbi alanda bir uzman olmaya gerek yok.
Diğer bir yandan rekabetçi yapıdaki bu oyunlarda bu derece profesyonelleşebilmek taktiksel açıdan üstün olmayı gerektiriyor. Dolayısıyla oyunun getirdiği küçük değişikliklere adapte olabilmek için dahi saatlerce uğraşmak gerekiyor. Bir oyunu 5000 (gayet iyimserim) saat oynadığınızda, bunun oyun olmaktan çıktığını söyleyebiliriz. Zira bugünün en çeşitli oyunlarına göz attığımızda hikâyelerini aktarma süreleri genellikle 100 saatten kısa oluyor.
Bir Yaz Klasiği Olarak Oyun Blogu Açmak
Web sektörüne yıllarını vermiş olanlar bileceklerdir. Her işin bir dönemi var ve bu dönemler ya gelip geçici kazanç yollarının adını duyurmasıyla ortaya çıkar (Örneğin Pinterest) ya da sürekli gelir kaynağı olarak görülen iş...
Diğer Kariyerlerin Çöpe Atılışı
Espor doğası gereği genellikle 16-24 yaş arası sporcuların gerçekleştirdiği bir alan. Elbette istisnalar da mevcut. Ancak birçok sporcunun herhangi bir üniversite eğitimini tamamlayamadığını da gözlemleyebiliyoruz. Hayatlarının eğitim açısından en verimli olabilecek 8 yılını Espor ile uğraşarak geçiren bu genç yetenekler, elbette bu işi icra ederken geçimlerini sağlayabilecekleri bir ücreti de elde ediyorlar. Ancak klasman olarak en iyilerden değillerse kenara atabildikleri tasarrufları birkaç yıl içerisinde eriyor ve daha farklı kariyerleri de olmadıkları için asıl riskli dönem bu kariyerlerinin sonunda başlıyor.
Burada eski simalar bugün neler yapıyor diye göz attığımızda genellikle Twitch.tv gibi platformlarda yayıncılığa başladıklarını görebiliyoruz. Ancak popülarite korumak, aktif bir takımda yer almıyorken zor olsa gerek.
Bu kategorinin bu denli istihdam sağlamaya başlamasının üzerinden henüz çok zaman geçmedi ve birçok sporcu halen işini yapmakta. Elenenler de erken yaşlarda elendikleri için diğer kariyerlere odaklanabildiler. Ancak bahsettiğimiz kötü sonuçları da görmeye başlamamıza çok değil, birkaç yıl var diyebiliriz. Bakalım bu durumda hangi dramatik hikâyeler kulağımıza gelmeye başlayacak. Merakla bekliyoruz. İnsan gerçekten de hayatı akışına bırakmaktansa biraz ipleri eline almalı ve sonuçları kendisi belirlemeli galiba.
Elektronik sporlar ile ilgili sizin görüşlerinizi de çok merak ediyoruz. Yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz. Başka bir yazıda görüşmek üzere.