Bi’ ara “Windows’da Olmayan, Linux’da Vazgeçilmeyen 10 İşlevsel Yazılım” başlığı altında, Linux’un işlevsel yazılımlarına değinmiştik. Bu kez size Windows ve Mac’de olan ama Linux’da olmayanı veriyoruz; tasarım estetiğinden yoksun, göz kanatan yazılımlar…
Listemizdeki 7 yazılımın hepsinin işlevsel olduğunu kabul ediyorum. Hatta kim bilir, bazılarını gündelik rutininizin bir parçası olarak kullanıyor olabilirsiniz. Tüm bu yazılımların “iyi” olmalarının yanı sıra birkaç dezavantajları var. Mesela “kötü” ve “çirkin” tasarımları.
Bugüne kadar hiç evlat olsa sevilmeyecek, üvey evlat muamelesi görüp, iteklenip kakanlanıcak yazılım görmediyseniz, işte gece rüyalarınıza girebilecek 7 ironik Linux yazılımı:
1- Seamonkey
Hani pazara girip kilosu 2 liradan 1 kilo elma almak istersiniz. Sonra pazarcısı size “1,50 kilo olsun mu, tam 3 lira oluyor?” der ya, Seamonkey bu konseptin internet tarayıcısına taşınmış hali. Mozilla Firefox’un kanatları altına sığınan bu çirkin yavrucak; bir internet tarayıcısı, bir e-posta istemcisi, bir HTML yardımıcısı, bir IRC mesajlaşma servisi ve daha aklıma gelmeyen onlarca şeyi bir arada sunuyor.
Mirkelam’ın koştuğu klibin yayınlandığı yıllarda bilgisayar kullanan arkadaşlar, mutlaka bu tip yazılımları hatırlar. Her şeyin bir araya sokulduğu “All in One” adı altında itelenen yazılımlar, o zamanlar çok meşhurdu. Artık hepsi birbirinden ayrıldı; Seamonkey hariç. Ha bir de, 21. Yüzyıla geçmiş olmamıza rağmen tasarımı bana hala Mirkelam ile nostaljik anılarımı andırıyor.
Fareye Elinizi Bile Sürmeden Chrome’u Kullanabileceğiniz Eklenti: Vimium
Acayiplikler farenin bir giriş donanımı olarak hayatımıza girmesiyle birlikte başladı. Her şeyi tek bir daktilo üzerinden kontrol eden insanoğlu, bir anda grafik kullanıcı arabirimiyle oradan oraya bir fare imlecin peşinde koşturmaya ba...
2- Claws Mail
Claws Mail her bakışımda MSN’i andıran basit ve i-na-nıl-maz hafif bir e-posta istemcisi. Claws Mail’i son nefesini vermek üzere olan bir bilgisayarda bile kasmadan kullanabilirsiniz. Eklenti mi lazım? Claws Mail’in eklenti arşivini mutlaka görmelisiniz. Neredeyse her ihtiyaca uygun bir plug-in düşünülüp, geliştirilmiş.
Peki 10 elinde 10 marifet bu amcayla sorunumuz nedir? Aslında bizim kişisel bir sorunumuz yok. Fakat amcanın yazılım ahireti yoklamasında yok yazılıyor olması muhtemel. Tasarıma giydirecek bir şey bulamıyorum, çünkü zaten yok. İkonlar da büyükbabamla yaşıt gibi görünüyor. Bunların haricinde gerçekten esaslı bir yazılım. Yiğidi öldürelim hakkını yemeyelim.
3- TigerVNC
TigerVNC, Linux ortamında uzaktan masaüstü bağlantısı kurmak için gözünüzün kanama riskine rağmen kullanabileceğiniz, bir uzak masaüstü yazılımı. Uzaktaki bir bilgisayara bağlanmanıza yardımcı olan TigerVNC işini birçok yazılımdan iyi yapıyor. “Kişisel kullanıcıysan şu kadar öde, madem kurumsal kullanıcısın pamuk eller cebe” gibi ilginç standartları da yok. Herkese ücretsiz, tabii eğer kullanabilirseniz.
TigerVNC, gri ve ne indiği belirsiz bir arayüze sahip. Gerçi buna ne kadar arayüz diyebiliriz bilmiyorum. Ortada birkaç text-box, birkaç da buton var. İşin büyük kısmı zaten arkaplanda terminal yardımıyla dönüyor. Windows 95 yazılımlarını andırdığını düşünürsek, TigerVNC’nin çirkin arayüzünün, geliştiricilerde nostaljik duygular fişekleyeceğini düşünebiliriz. TigerVNC, maalesef bizımla deyılsın…
4- Keepass
Keepass, özü sözü bir, efendi mi efendi, cevval bir çevrimdışı parola yöneticisi. Her yerde aynı şifreleri kullanmaktan yavaş yavaş kıllanmaya başladığınızda, ücretsiz bir alternatif olarak karşınıza çıkıp, her derdinize derman oluyor. Mobil platformlara kadar geniş bir çapraz platform desteğine sahip Keepass’ın kötüsü ise çirkin olması…
TigerVNC’nin mirasını sürdüren Keepass, beyaz ve gri tonlarında rahatsız bir renk tonu kullanıyor. Arayüz biraz parça kendini ikonlardan kurtarıyor. Aslında Keepass’ın zamanında yazılım tasarımın denilen şey keşfedilmiş. Buna rağmen yazılım, yeni botoks yaptırıp, sosyal medyada taşlanan ünlülerin suratına benziyor.
Aslında Keepass tabanını kullanan eli yüzü düzgün Linux yazılımları da yok değil. Galiba Linux dünyasında güçlü kuvvetli özellikleri kullanmak istediğinizde, tasarımı kurban etmeniz gerekiyor.
5- BORG
BORG harika bir part time, takvim / ajanda yazılımı. Arta kalan zamanlarında ise kullandığı arayüzüyle kullanıcılarını 95 yılına seyahate götürmek gibi ilginç bir hobisi var. Güçlü bir ajanda ve takvim yazılımı olmasının haricinde, modern yazılımların bile sunmadığı bazı ince detay şeyler BORG’da düşünülmüş.
Gel gelelim bu şahane yazılımın tasarım kısmı geliştiricilerinin gazabına uğramış. Yalnız benim hala umudum var. Geliştirici arkadaşlar muhtemelen yazılımı 95 senesinde geliştirdikten sonra, “Tasarıma bi ara bakarız yeeeaağ” dedi ve bıraktı. Erteleme sendromundan çıkar çıkmaz, ilk işleri 2000’li yıllara ait bir tasarımla yazılımı yenilemek olacaktır.
6- Jitsi
Jitsi, bir XMPP (Genişletilebilir Mesajlaşma ve Varlık Protokolü) yazılımı. Eski adıyla Jabber olarak bazılarımızın tanıdığı Jitsi, bi’ ara büyük bir güncelleme aldı. Güncellemeyle birlikte tabii herkeste bir heyecan, bir merak. Derken, tasarımın çağ atlayıp 1995 tasarım trendlerini terk etti ve 2001’e uygun tasarlandı. Aslında bu kullanıcılar için harika bir yenilikti; eğer yılın 2015 olduğunu saymazsak…
Jitsi’nin çirkin arayüzünün aksine, internet sitesinin tasarımı yüzüne nur inmiş gibi duruyor. Aynı başarının neden yazılım arayüzüne taşınamadığını anlamak güç. Jitsi ile pek içli dışlı olmadığım için hakkında söyleyecek pek bir şeyim yok.
(Jitsi’nin geniş bir kitle tarafından kullanıldığını öğrendiğim gün, modern tasarıma olan inancımın derinden sarsıldığı gündü. Sahtekarsın sen adi…)
7- Calibre
Linux’da e-kitap okumak istiyorsanız, Calibre dışında pek alternatifiniz yok. Kapsamlı kütüphane yönetimi, okuma deneyimini kişiselleştirme ve DRM korumasını kaldırma çakallığı gibi hoş özellikleri var. Hoş olmayan ise Calibre’nin zombi filminden fırlayan tasarımı.
Linux kullanıp bu diyarı terkettikten sonra, hiçbir kullanıcının çapraz platform desteği olmasına rağmen, Calibre’nin halini hatırını soracağını sanmıyorum. Tamamı ikonlardan oluşan arayüzü yanar döner disko topu gibi rengarenk olmasa, belki bazı şeyleri sineye çeker, onu bu listeden çıkarırız. Ama boyama kitabından kopyaladıkları ikonlar o tasarımda durduğu sürece, Calibre bizim iyi, kötü & çirkin listemizde yer almaya devam edecek.
İşin esprisi bir tarafa, Linux’da tasarımdan ziyade işlevsellik ağır basıyor. Son yıllarda bu algıyı kıran yazılım ve işletim sistemi dağıtımlarına rağmen, tasarım, Linux’da sadece kabuk vazifesi görüyor.