Kimisi Oscar’ı sever, kimisi Altın Portakal’ı… Biz bu yazımızda, gerçekten çok kıymetli bir başka organizasyonu sizlere anlatmak istiyoruz. Zira BAFTA, isim olarak ülkemizde daha az tanınıyor olsa da, gerçekten muhteşem içeriklere ödül dağıtıyor ve buranın kazananları biliyoruz ki kolay kolay kötü çıkmıyor. Diğer bir yandan politik durumlar da formatın önüne geçmediği için tadından yenmez bir etkinlik söz konusu. Gelin bu yazımızda BAFTA üzerine konuşalım.
Adını British Academy of Film and Television Arts, yani İngiliz Akademisi Film ve Televizyon Sanatları oluşumundan alan ödül törenini Oscar’dan, Emmy’den ve Game Awards’dan ayıran bir yönü var. Törende sinema dünyası da, televizyon dizileri de, oyunlar da taçlandırılıyor. Bu nedenle BAFTA birçok kategoride, pek çok ödül dağıtıyor olmasıyla birlikte oldukça geniş ölçekli bir oluşum diyebiliriz. Bir alanda kategori sayısı arttıkça geçerliliği azalır ve kalitesi düşer gibi düşünebilirsiniz, pek çok zaman haksız da çıkmazsınız elbette. Ancak BAFTA için bu durum pek de geçerli değil. Dünyanın devam eden en saygın ödül törenlerinden birisi olduğu kuşku götürmez bir biçimde açık.
Neden Daha İyi ve Bunu Kaybetmiyor?
“Abi bu film nasıl Oscar’ı alamaz? Rakibinden çok daha iyi durumdaydı!” dediğiniz yapımlar oluyor mu bilmiyorum, ben açıkçası çok sık yaşıyorum bu durumu. İşte öyle dönemlerde, oturup bu ödül törenini beklemeye koyuluyorum. Çünkü biliyorum ki Oscar kadar hatalı bir dağıtım geçmişinde çok yer almıyor. Zira çok büyük efsaneleri ele aldığımızda ödüllerinin olmadığını görebiliyoruz. BAFTA ise, belki yine bizim istediğimiz filme ödül vermeyebiliyor ancak ödüllendirdiği içeriğe göz attığımızda gerçekten de hak ettiğinin bilincine varıyoruz.
Ödül törenlerinin geçmişlerine baktığımızdaysa sorumuzun cevabı karşımıza çıkıyor. Daha doğru tercihler, daha doğru ödüllendirmeler yıllar boyu sürmüş ve algı şu an “BAFTA ödül verdiyse, film iyidir.” dediğimiz noktaya ulaşmış. Bunu bozmak için, törenin gerçekten kimliğini yitirecek kadar yozlaşması ve bu yozlaşmayı sürdürmesi gerekiyor.
Bir Acayiplik: Yazılı Her İçeriğe "Makale" Demek
İnternet mecrasının ilginç yönlerinden birisinin kapısını aralayıp irdelemeye var mısınız? Bu yazımızda metinlere neden makale denildiğini sorgulayacağız. Daha bloğumuzun en başındayken oluşabilecek bir yanlış anlaşılmanı...
Sistemler Oldukça Benzer
İşin profesyonellerinin, diğer işleri oylaması bağlamında düşünecek olursak, BAFTA ve Oscar birbirine çok benziyor. Bir tarafta 6.000’den fazla uzman seçimlerini yaparken (Oscar), diğer tarafta da 7.500 profesyonel tercihleriyle ödüllerini sahiplerine ulaştırıyor (BAFTA). Burada iki etkinliğin de uluslararası ödüller dağıtıyor olmasıyla birlikte BAFTA’nın daha çok Avrupa ve özellikle de Birleşik Krallık özelinde duyulmuş olmasının törenlerin kalitesiyle de doğrudan alakalı olduğunu düşünebiliriz. Daha az popüler olması, etkinliğin de daha az popülist hareket edebilmesine olanak sağlıyor gibi.
Diğer bir yandan elbette bu durum seneler içerisinde değişebilir ve bugün bu yazıyla övdüğüm etkinliği, yarın belki başka bir içeriğimde eleştirebilirim. Yine de şimdilik durum gerçekten iç açıcı görünüyor. Özellikle BAFTA oyun ödüllerini de takip etmenizi tavsiye ettiğimi belirteyim.
Bu ödül törenlerinde kazanacağına emin olduğunuz ama kazanamayan bir içerik oldu mu? Yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz. Sağlıcakla kalın.