EranKucuk
FPS kavramıyla birçoğumuz öncelikli olarak bilgisayarlarda ve oyunlarda tanışıyoruz. Bu da mukayese ve kıyaslama noktasında yazıda da değineceğimiz bir problemi beraberinde getiriyor. Sorunu aşmak için detaylı ama açıklayıcı bir üslupla gelin konuyu birlikte ele alalım.
Kavram ile bilişim dünyası neticesinde tanışmış olanlar için, ne kadar yüksek FPS, o kadar iyi görüntü anlamına geliyor. Pek çok bilgisayar oyuncusu için 30 FPS’in altında bir görüntü donuk ve hatta oynanması imkânsız bir görüntü olabiliyor. Hatta birçok oyun için 60 FPS’e sabitleme seçeneği ayarlarda yer alıyor, ekran kartları da en yüksek çözünürlük değerlerinde 60 FPS bir akış sağlamayı hedefliyor. Burada amaç bir saniyeye 60 görüntü sığdırarak akıcılığı sağlamak oluyor. Hatta monitörler sayesinde burada gaza sonuna kadar basılarak 60’ın da üzerine çıkılıyor diyebiliriz. Ancak bu oyunlar için geçerli. Gelin işin video kısmına birlikte bakalım.
Sınır 11 FPS
Akışı olan bir görüntü dizesi, bizlere saniyede 11 kere ve üzerinde gösterilirse, beynimiz video izlediğini düşünmeye başlayabiliyor. Evet, hiç akıcı değilmiş gibi düşünebilirsiniz ancak ilk video içerikleri tam olarak bu şekilde hazırlanıyordu.
Sinema filmleriyse neredeyse en baştan beri 24 FPS bir şekilde yayımlanarak günümüze ulaşmayı başardı. Bugün dahi, sinemada izlediğimiz her film 24 FPS. Televizyonlardaysa durum değişebiliyor ve televizyon kameraları özellikle ABD’de 30 FPS görüntü kaydetmektedir. Bölgesel bir konudan bahsedebiliriz.
Burada sorunu yaratan şey YouTube oldu denilebilir. YouTube izleyicilere, izledikleri videonun 24 ya da 30 FPS olduğunu söylemiyor. Ancak 60 FPS olduğunu söyleyebiliyor. İzleyiciler de doğal olarak yüksek değerlerin daha iyi olduğunu düşünerek kanal sahiplerine bu taleplerini iletiyor. Hatta oyunlarla ilgili bir YouTube kanalına “Abi görüntü kasıyor, 60 FPS yükler misiniz?” yazıldığını görmemle bu yazıyı yazmak istemem benzer süreçler oldu. Elbette ‘Codec’ başlı başına önemli bir konu ancak bir film 24 FPS ya da 30 FPS olarak yüklendiğinde tabii ki de bir kasma yapmaz. Dediğim gibi, sinemanın ilk günlerinden beri filmleri bu değerlerde izliyoruz ve izleyiciler olarak gerçekten de gözlerimiz aslında bu değerlerdeki videoları daha ‘sinematik’ kabul ediyor.
Umulmadık Taş Olarak Bitcoin, Tekrar Baş Yarabilir!
Bitcoin umulmadık taş olarak tekrardan baş yarabilir. 2017’nin sonunda 20 bin dolar seviyesinden başaşağı çakılmaya başlayan ve en son 6 bin 500 dolar seviyesinde durulan Bitcoin, tekrardan 7 bin 710 doları gördü. Bu rakam Bitcoin içi...
Yüksek Değerler Ne Zaman Kullanılıyor?
Elbette film endüstrisinde yüksek değerlere ihtiyaç duyuluyor. Kamera markalarının da yüksek çözünürlüklerde bu değerlerde kayıt yapabilen aynasız ve DSLR kameraları piyasaya sürmelerinin sebebi zaten bu. Yavaşlatılacak bir görüntü çekeceğinizi düşünelim. Eğer 24 FPS bir görüntü çekecek olursanız, bunu yine aynı değerlerde çalışma akışında yavaşlatmak isterseniz bir kare iki ve daha fazla sefer gösterileceği için akıcı bir görüntü elde edemezsiniz. İzleyici donuk bir görsel izler. Ancak 50, 60, 120 FPS değerlerinde bir görüntüyü 24 FPS’ye yavaşlatmak isterseniz akıcılıktan hiç feragat etmenize gerek kalmadan harika görüntüler kullanabilirsiniz. İşte endüstride yüksek FPS değerli videoların yeri yalnızca bu.
Siz de bir videoya girdiğinizde, kanalın o videoyu 60 FPS yüklemiş olmasını mı bekliyorsunuz? Bu daha yenilikçi mi hissettiriyor? Yorumlarda görüşelim efendim.
