“Ahh, ahh hatırlar mısınız efendim Nokia 3310’lu günleri” gibi bir geyiğe girmeyeceğiz korkmayın. Olaylara bakışımızı akıllı telefon çılgınlığının başladığı ilk dönemlerle başlatacağız. O yılları çoğunuz hatırlarsınız. Samsung’un Galaxy serisi, Apple’ın Iphone 4 ile başlattığı devrime kafa tutmaya çalışıyordu ve bir yandan da Blueberry popülerliğini sürdürürken HTC de akıllı telefon pazarında kendi özgün ruhuyla varlığını devam ettirmeye çalışıyordu.
Yani temelde adını anabileceğimiz yalnızca 3 ana akıllı telefon üreticisi piyasada birbirleriyle savaş halindeydi. Samsung, Apple ve biraz da HTC. Ancak pazarın dünyanın en büyük pazarlarından birisi halini alacağı belli olduğu anda ikinci dalga diyebileceğimiz üreticilerin de pazara yenilikçi ürünlerle çıktığını gördük. Bunlar arasında Sony, LG gibi büyük markalar da vardı, General Mobile gibi ülkemizden çıkan atılımlar da… Farkında mısınız? Halen sayabiliyorum piyasadaki markaları. Ancak içerisinde bulunduğumuz üçüncü dalgada artık akıllı telefon piyasasında hangi markalar yer alıyor tam bir fikrim bile yok. Her yer yeni markayla dolmuş durumda ve bunların bazıları da daha güçlü markaların fiyat performans cihazları geliştirdikleri alt markaları. Akıl alır gibi bir durumda değiliz artık. Peki, nasıl oldu da süreç buraya ilerledi? Gelin anlatmaya çalışalım.
Ana Konulardan Birisi: Know-how
Know-how, yani bir işin nasıl yapılacağını bilmeye yönelik oluşturulmuş bilgi havuzu. İşte akıllı telefon pazarında bu gelişti tam olarak. Teknoloji firmaları altyapılarını hazırladıkları meşakkatli bir sürecin sonunda nihayet bu bilgi havuzunu oluşturdular ve seri üretime hazır hale geldiler. Burada elbette ülke yönetimlerinin öngörülü tavırlarıyla iştirakleri desteklemeleri de önemli rol oynadı. Ayrıca Güney Kore, Japonya, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkeler şirketlerinin bu piyasada birbirleriyle rekabet etmesinden de büyük keyif alıyorlardı elbette. Ancak kabul edelim, bu yalnız işin nasıl yapılacağını bilmekle ilgili bir konu değil.
Yeni Google Glass’ın Görüntüsü Ortaya Çıktı
Google, gerçeklik gözlüğü olan Google Glass’ı ilk kez halk ile buluşturduğunda, devrim niteliğindeki bu ürün ilk başlarda çok tutulmuştu. Fakat Glass’ı kötüye kullanan bireyler, bu iyi görünüşü yıkıp, mahremiyeti ihlal ett...
Pazar Oturdu
Çindeki küçük bir teknoloji şirketinin, Türkiye’ye telefon göndermesi için başta buradaki pazarın ve ulaşımın oturması gerekiyordu. Bu şirketler önce kendi ülkelerinde ağlarını geliştirdiler ki daha sonrasında ihracat ayağının yapılandırmasını gerçekleştirebilsinler. Yani aslında birçok marka bir süredir vardı ancak yalnızca ülkelerine ve komşu ülkelere üretim yapıyorlardı. Ardından pazarın oturaklı bir hale gelmesi bütün şirketler için oyun alanını oluşturdu. Artık lokal ajanslar yeni bir telefon markasını nasıl pazarlayacaklarını biliyorlardı, şirketler ihracat konusunu çözmüşlerdi.
Şirketlerin Stratejileri Değişti
Önemli bir diğer unsur da şirketlerin strateji değişiklikleri oldu. Artık büyük firmalar yalnızca amiral gemisi modellerini piyasaya sürüyor ve gelir grubunda birkaç basamak altta kalan müşterileri için için yeni telefon markalarını duyuruyorlar. Buna iki tane örnek verelim ki soru işaretleri kalksın ortadan, örneğin Oppo üst segmente yönelik cihazlar üretirken Realme daha fiyat performans ürünleri üretiyor ya da Huawei’nin alt markası olarak Honor’u da benzer bir durumla piyasada gözlemleyebiliyoruz.
Telefon piyasalarıyla ilgili sizin görüşleriniz nelerdir? Yorumlarda bizimle paylaşırsanız çok seviniriz. Sağlıcakla kalın.