Seksizm, dilimizde cinsiyetçilik olarak da anılan bir davranış biçimidir. Davranış biçimini sergileyen insanlara seksist ya da cinsiyetçi denilmektedir. Sosyolojik bir sorun olan seksizm her ne kadar ağırlıklı olarak ataerkil topluluklarda görülüyor olsa da, dünya toplumunun genel bir problemi olduğundan ötürü anaerkil toplumlarda da karşımıza çıkabilmektedir. Çoğunlukla kimlik bunalımları, travmalar ve gelenekler seksist tavırların oluşmasında ve söylemin olumsuz ilerleyişinde etkili görülmektedir. Dünya genelinde pek çok aktivist cinsiyetçi söyleme karşı bir mücadele gerçekleştirmektedir ve bu mücadelenin de katkısıyla sivil toplum örgütleri güçlenmekte ve soruna çözümler üretilmektedir.
Cinsiyetçilik bazen çok basit, aslında yapan kişiye hiç de öyle gelmeyen şekillerde de gerçekleşebilir. Hatta pozitif ayrımcılık yapmanın da, yapılmayan taraf için bir cinsiyetçilik içerdiğini belirtebiliriz. Oldukça ince çizgileri olan bu konuda, çizgileri aşmamak her daim önemlidir ve bu öneminin farkında olunan bir bilince toplum olarak ulaşmamız gerekmektedir. Bununla birlikte, gelin bu ince çizgilerin söylem ve yaklaşımla nasıl açıldığı üzerine bir alt başlık içerisinde tartışalım.
Cinsiyetçi yaklaşım, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde, cinsiyet gözetmek ve alakalı veya alakasız konulara bu perspektiften kadın ve erkeği ayırarak yaklaşmaktır. Bu tutum çoğu zaman masumane ve bilinçsiz bir şekilde karşımıza çıksa da (ki bu da yanlıştır), kimi zaman bilinçli bir tavır ve saldırganlık görmemiz de mümkündür.
Bununla birlikte yaklaşım örnekleriyle de konuyu ele alabiliriz. Bunu yaparken bilinçli olarak cinsiyetçilik yapılmasına yönelik verdiğimiz örnekler belki aşırı ya da abartılı görünebilir. Örnek olarak bahsettiğimizi lütfen unutmayın.
Örneklerle de netleştirdiğimize göre, konunun kurumsal boyutuna ilerleyelim. Buyurun topluma fayda amacı güdüldüğünde çok daha olumlu sonuçlar yaratabilecekken güçlüklere sahne olan reklam sektörüne ilerleyelim.
Reklamcılık sektörü de medya da bugüne kadar olumlu hareket etme imkânlarına rağmen genellikle cinsiyetçi yaklaşım sergilemeleriyle öne çıkmış durumdalar. Hatta bazen ‘seksizm karşıtı’ olarak çekmeye çalışıp ellerine yüzlerine bulaştırdıkları reklamları da izleyiciler olarak görebiliyoruz. Neyse ki bugün toplumla birlikte reklamcılık alanında da bilinç oluşmaya başlamış bir durumda. Örneğin bazı kadın pedi reklamlarındaki seksizm kırıcı yaklaşımlar belki de yarın bu ürünlerin ‘siyah poşet’ ya da ‘gazete’ yapraklarına sarılmasına gerek bile kalmayabilir.
Aklına bir soru mu takıldı? O zaman uzmana sor: