lostyazilim

Sadece 90’lı Yıllarda Doğan Webmasterların Bildiği 15 Teknoloji Şeysi

İlk şeyle başlayalım; “90’lı Yıllarda Doğan…” cümlesini her okuyup, duyduğunuzda kalbinizde bir yerlerin cayır cayır ısınması ve istemsiz olarak farenin ok işaretinin o içeriğin üzerine gelip tık atmasıdır. Daha sonradan dünyaya gelen ve bahtsız bedevi şansıyla hayatını Webmasterlik üzerine temellendiren diğer nesiller de bunları yaşayacak mı bilmiyorum, ama yaşasalar gerçekten çok iyi eder.

“Roma bir günde kurulmadı” diyor bir İtalyan atasözü, biz de buna karşı çıkmıyor ve teknolojinin bugünümüze kadar gelirken kat ettiği yolda bize yaşattığı her duyguya ayrı bir şükran duyuyoruz. Belki şimdi her şey çok daha güzel ve kolay ama o günlerin tadı tıpkı küçükken yediğimiz şekerlemelerimiz gibi damağımızda hep aynı kalacak.

1- Disketler

Ecnebiler için Floppy Disk, bizim içinse asırlar geçse bile adı disket! Şimdilerde bu minik disklerin iki tarafı da çalışanlarının maksimum 1,44 MB’lık veri depolayabildiğini düşündükçe insan çıldırıyor. Bu disketlerle az Same ve Tetris gibi oyunlar taşınmadı. Windows kurulacak diye saç baş yolunmadı. Üzerine sanki içerisinde çok şey varmış gibi içindekiler yazılmadı…

7 Başarılı Girişimcinin Eski Sıradan İşleri ve Hakkında Söyledikleri
İlginizi Çekebilir!

7 Başarılı Girişimcinin Eski Sıradan İşleri ve Hakkında Söyledikleri

Kim milyoner olmak ister? Daha doğrusu kim olmak istemez ki? Bu dünyada her şey para değil ama para çok şey, özellikle ne zaman isterseniz harcayabileceğiniz birkaç milyon tane olduğunda. Girişimcilik ise memuriyetin aksine hayalleri gerç...

2- Bilgisayar Dergileri

Bunlardan hala var mı, ya da okuyanlarınız var mı bilmiyorum ama o zamanlar bilgisayara meraklı ufaklıklar olarak en sevdiğimiz şey bu bilgisayar dergilerini kurcalamaktı. Belki, bu dergilerde anlatılanlara tam vakıf olamıyor ve onları ulaşılmaz görüyorduk ama seviyorduk be abi! Şimdi, bu dergilerin en kralı basılsa bile hiç biri yanında promosyon CD ve demoların verildiği eski bilgisayar dergilerinin yerini tutamayacak.

3- CD Dükkanları

Hala arada köşede ufak bir tane var ama bundan birkaç yıl sonra “CD dükkanı” veya "CD'ci" kavramının tümüyle yalan olacağı gibi bir his var içimde. Böyle bir dükkanın içerisinden istediğimizi alıp, bilgisayarla sabahlara kadar vakit geçirmek belki dünyanın en büyük mutluluğu olabilirdi. Bu arada CD’ci Hüseyin abi sana da selamlar, sevsem mi sövsem mi bilmiyorum ama ilk defa crack yapmayı senden öğrenmiştim…

 

4- Eski İşletim Sistemleri Üzerinde Devr-i Alem

Düşünsenize… Evinizde bir bilgisayar var ve bu bilgisayarın her gün farklı bir yönünü keşfediyorsunuz. Solitare, MS Paint ve Word gibi yazılımlar en büyük eğlence kaynağımızdı. Israrla acaba bu bilgisayarın başka ne buluruz diye de içinde devr-i alem yapardık. Neyse, duygulanan çıksın beyler kasıyor.

5- Telefonla Çektiğimiz Fotoğrafları Bilgisayara Atmak

Şimdilerde bu bize hiç enteresan gelmiyor olabilir ama o zamanlarda bu teknolojiye sahip olanlar bile var olduğuna inanmakta güçlük çekiyordu. Tabii, ilk kameralı telefonlarda kamera tümleşik olarak bulunmuyor, ekstradan telefona bağlanıyordu. Bak sen Allah’ın işine! Bunu buraya takıyorsun şimdi, sonra çektiğin fotoğrafı bilgisayara atıyorsun öyle mi? Hayret bi’ şey yaaa.

6- Clippy Ofis Asistanı Reyiz

O zamanlar herkes bir bilgisayar kullanıcısı değil. Microsoft da insanlara neyi nasıl kullanacağını öğretelim. Bir de bunu fiyakalı yapalım diye Clippy ve arama köpeği gibi maskotlardan faydalanıyordu. Her ofisi açtığımızda seni yoksaydık ama özledik be Clippy reyiz :(

7- Çift CD Oyun Reyiz

Tamam hala CD’nin kullanıldığı yerler var okey ama çift CD oyun meselesi bambaşka bir şeydi. Oyunu oynamak için illa 2. CD'nzin sürekli sizde olması gerekirdi. Arkadaşlarla az nöbetleşe oyun oynanmadı bu yüzden. Her türlü CD'ler anlam yüklüydü. Kendiliğinden bozulup babamızın arabasına aksesuar olan reyiz sizi unutmayacağız. Hele o ilk açtığımızda senden çıkan buram  buram kokuyu 10 asır yaşasak da hiçbir çiçekten alamayız.

8- Ses Kaydı Yapıp Zil Sesi Yapmak

Sevdiğiniz şarkı çıksın diye, bütün gün televizyonun başında oturup beklemeyi bilen güzel, masum insanlardık biz. İnternette MP3 download etmezdik, zaten o zaman telefonlar MP3 de çalamıyordu. Galiba o kadar da masum değilmişiz. Demek çalsa indirecektik yani.

9- Kızılötesi Teknolojisi

Mobil cihazlar arasında kullandığımız ilk transfer teknolojisi kızılötesi teknolojisiydi. Uzun dosyaları atacağız diye elimiz kolumuz uyuşurdu telefonları aynı hizada tutmaktan. Bir de yanlışlıkla telefonları birbirinden uzaklaştırırsanız, hoop bağlan yamuk der transferi bitiriverirdi. Onu bunu bilmem de, bundan sonra bir dünya teknoloji çıktı hiç biri Mor ve Ötesi ile Kızılötesi kadar güzel isimli olmadı.

10- Dial Up / Çevirmeli Bağlantı Ekranı

İnternet o zamanlar şimdiki gibi değildi. Hatta o zaman webmaster olmanın nasıl bir şey olacağını belki düşünemezdik bile. Nereden nereye ama değil mi? Çevirmeli bağlantı sesinin kendisi ayrı görüntüsü ayrı bir olaydı. 

11- Windows 98’in Ekran Koruyucuları

Windows 98 işletim sisteminin en güzel yanı bize sunduğu keyifli ekran koruyucularıydı. Hani bir şey olacağı yok biliyorsun ama insan bekliyor, bekliyor işte. Bu arada benim favorim, insanın psikolojisini bozan korku filmi tadındaki hayaletli evdi. Teeeey teeey.

12- NetScape İnternet Tarayıcısı

Google Chrome bırakın sayfaları açmayı, gelip evinizdeki ütü işlerini bile halletse o zamanların NetScape’ini kullanmanın tadını veremezdi. Günümüz için hiçbir şey zamanı için çok şeydi NetScape…

13- icq

Bakın nostalji tam olsun diye başlığı bile küçük harfle yazdım. Daha ne yapayım. İcq’yu öyle herkes kullanmazdı daha çok ülkeye gelen Almancı çocuklardan duyardık icq’yu. Zaten icq ülkede parlamaya başladı MSN çıktı. Olsun yine de severdik seni eski icq.

14- Oturumunu Kapatmayan Ayça_22

Hani bugün reklamlardan az kazanıyoruz diye yırtınıyoruz ya, heh işte bunun en büyük müsebbibi Ayça_22’nin mucididir. Ayça_22’yi kim nasıl etti nasıl buldu bilmiyorum ancak kendisiyle oturup uzun uzadıya sohbet edip “Neden Ayça_22 bahsetsene biraz” demeyi isterdim :D

15- Topu Çıkan Fare

İlk kim bunu keşfetti bilinmez ama mahalledeki çocuklardan biri farenin içinde misket olduğunu çözmüş, bunun istihbaratı mahalle maçı sonrasında yayılarak fare satışlarının %100 artmasına neden olmuştu. Acaba neden?

BONUS: Ulusal Fake Sevgilimiz Merve!

Böyle bir liste yapıp da ulusal sevgilimiz (!) Merve'yi atlamak olmaz. Kaç arkadaşım bana bu kızın fotoğrafını gösterip, bak sevgili yaptım dedi, kaçı bu kızdan ayrıldı diye Tekel'i zengin etti bilmem. Bir de buna gerçekten inanıp o gerçek diyenler vardı. Onlara da buradan selamlar olsun.

Bunlar hoşuna gitti mi? O zaman daha önceden hazırladığımız “Hatıralara Gömülme Garantili; 10 İnternet Nostaljisi” yazısını okumazsan olmaz, yok valla bırakmam. 

Hala benim hatırlamadığım ama senin çok iyi hatırladığın bir şeyler mi var? Sen nasıl bir çocukluk geçirdin aga? Bence seninle mezara gitmeden önce onu  bizimle paylaş, paylaş ki bizde harika bir başka liste daha hazırlayalım. Olmaz mı?

Bu içeriğe tepkini gösterebilirsin! 👍

Bu içerik hakkında daha önce tepki gösterilmemiş. İlk tekpi göstererek yazarlarımıza geri bildirim verebilirsin.

Yorumunuz

    Son Yorumlar

    Site Ayarları
    • Tema Seçeneği
    • Site Sesleri
    • Bildirimler
    • Özel Mesaj Al