Napster, ilk defa 90’lı yılların sonunda ortaya çıkan ve sonradan marka imajını yenileyerek müzik mağazası olarak yayın hayatına devam eden bir internet sitesidir. Napster’in 90’lı yıllardaki yüzü ve amacı şimdi olduğundan daha farklı görünüyordu. 90’lı yılların bilgisayar kullanıcıları için nostaljik bir servis olan Napster’in orijinali Shawn ve John Fanning kardeşler ile Sean Parker tarafından geliştirilmişti. O yıllarda bir masaüstü yazılımı olarak sunulan Napster, P2P platformunu kullanan bir dosya paylaşım ağı servisiydi.
Temelde bir dosya paylaşım ağı olmasına karşın, Napster kullanıcıların sahip olduğu MP3 dosyalarını paylaşması amacına uygun şekilde dizayn edilmişti. Kısa sürede geniş bir kullanıcı kitlesine erişen servis, milyonlarca internet kullanıcısının MP3 dosyalarını paylaşmak istediğinde tercih ettiği ilk adres olmuştur. Geniş bir dosya arşivinin yanı sıra MP3 dosyalarının ücretsiz olarak paylaşılması Napster’in en büyük avantajıydı. Ayrıca Napster kullanıcıları satın almalarına gerek kalmadan analog kasetler, plak kayıtları ve CD’lere ait kayıtlara ulaşabiliyordu. Normal şartlarda fiziksel olarak ulaşılması güç nostaljik parçalara bile Napster’i kullanarak MP3 formatında erişmek işten değildi.
Napster’e herkes ücretsiz olarak katılabiliyordu ve yazılımı kullanmak için tek ihtiyacınız olan şey; bir kullanıcı adı ve şifreden oluşan üyelik hesabıydı. Bir süre sonra Napster’in kullanım popülaritesi o kadar çok artmıştı ki, bazı üniversiteler internet bağlantılarından Napster’i yasaklanmak zorunda kalmıştır. Öğrencilerin yüksek internet hızında dosya paylaşımı yapması, o zamanlar maliyetli bir iletişim çözümü olan interneti daha da maliyetli kılıyordu. Napster’in paylaştığı rakamlara göre servisin en popüler zamanında kullanıcı sayısı tüm dünyadan 80 milyon üyeye erişmişti.
Her güzel şeyde olduğu gibi Napster’in popülaritesi de sonsuza kadar devam etmedi. Dosya paylaşım ağı üzerinden paylaşılan MP3 dosyalarının tümünün yasal hakları korunuyordu. Dolayısıyla Napster üzerinden yapılan dosya paylaşımları illegaldi. Bir süre sonra Amerika Kayıt Endüstrisi Birliği’nin (RIAA) radarına takılan servis mahkeme savaşlarıyla burun buruna geldi. Uzun süren bir savaş döneminin ardından Napster’in haksızlığı ispatlandı ve servis 80 milyon aktif kullanıcısına rağmen 2001 yılında kepengini indirmek zorunda kaldı.
DA Nedir? Domain Authority Yükseltme ve Domain Authority Sorgulama
DA (Domain Authority), dünyaca ünlü SEO şirketi Moz tarafından geliştirilen ve internet sitelerinin SERP sayfasında birbirine karşı muhtemel üstünlüklerini tahmin etmeye yardımcı olan SEO skorudur. 0 ile 100 arasında derecelendirmeyle ...
Napster hikayesi burada sona ermiyor!
Napster 2001 yılında yayın hayatına son verdi ancak P2P fikri ondan sonra LimeWire, FrostWire ve BearShare gibi onlarca Napster klonunun ortaya çıkmasına neden oldu. Napster efsanesini yaşatmak isteyen bir şirket ise Napster adının isim haklarını 5.3 milyon dolar ödeyerek satın aldı. 2002 yılında yapılan bu satın alma, Napster’in tekrardan farklı bir marka altında hayat bulmasına neden oldu. Roxio isim şirket tarafından satın alınan Napster, Napster 2.0 adıyla marka imajını yeniledi. Roxio kendi müzik servisi olan PressPlay’i Napster 2.0 ismi üzerinden yeniden yapılandırdı.
Sonraki yıllarda Napster farklı şirketler tarafından satın alındı ve yeniden yapılandırıldı ancak hiçbir zaman Napster’ın ilk ruhu yaşatılmadı. Hayatına müzik servisi olarak devam eden Napster’in 2011 yılında sunulan istatistiklerine göre 700 bin kullanıcıya sahip olduğunu biliyoruz. Napster’in 80 milyon gibi dev bir kitleye ulaşmasının nedenini kestirmek güç değildi. Şimdikinin aksine ücretsiz bir servisti ve ücretsiz kalacağını iddia ediyordu. Kullanıcıları 10 saniyede üyelik hesabı oluşturabiliyor ve MP3 dosyalarını kendi cihazlarına indirebiliyordu. Kısacası Napster’in sihri illegal olmasına dayalıydı.