PDA (Personal Digital Assistant), sözcüğü ilk defa 1992 yılında John Scully tarafından Apple'ın yeni ürünü olan “Newton” modelini tanıtmak için kullanılmıştır. PDA'lar avuç içine sığabilecek boyutta olan ve kullanıcısına cep telefonu, Fax göndericisi, Web tarayıcısı, kişisel organizasyon olanakları sunan cihazlardır.
Sözcüğün kullanılmasından da anlayabileceğimiz üzere PDA konusunda ilk çıkışı yapmış olan markalardan biri Apple'dır. Apple, 1993 yılında ise en çok tutan PDA'si olan “MessagePad” isimli ürününü satışa sunmuştur. Apple'ın ilk PDA girişiminden sonra diğer üretici firmalar da yola koyulmuş ve farklı markalar PDA'ler üretmiştir.
Teknolojinin hızla süren değişimi sonucunda PDA'lar yerlerini dokunmatik ekranlara sahip olan ve çok daha kolay taşınabilip daha çok özellik sunan mobil cihazlar ve akıllı telefonlara bırakmıştır. Hatta PDA ürütme amacıyla kurulan şirketler dahi sonradan çizgisini değiştirmiş ve yönünü mobil cihaz ve tablet üretimine çevirmiştir. Bugün artık PDA'ler yalnızca nostaljik amaçla koleksiyoncular tarafından toplanıyor ve teknoloji meraklılarıyla tarihin tozlu rafları içerisinde yer alıyor.
PDA'lar Bilgisayar Mıdır?
Kesinlikle hayır. Taşınabilir bilgisayarların aksine PDA'lar tam olarak birer bilgisayar değildi. İlk çıkış yaptığı zaman PDA'lar bir kalem ve tuşlar yardımıyla kullanılabiliyor ancak bu ürünlere klavye bağlayabilmek için gerekli çıkışlar bulunmuyordu. PDA'lerın bazı modelleri ses ile tanıma ve çalışma gibi gelişmiş özelliklere de sahipti ancak Laptop ve Notebook'ların aksine PDA'lar klavye ve monitör gibi harici donanımlardan ve birçok temel bilgisayar özelliğinden sürekli uzak olmuştur.